İNSANIN pek çok gücü var. Bunlardan bedensel kuvvet hepimizin malumu. Buna zaman zaman kas gücü de diyebiliyoruz. Kimi vakit düğümlenen konuların bununla çözülmeye çalışıldığı da hepimizin malumu. Buna çözmek denirse tabi.
İNSANIN pek çok gücü var.
Bunlardan bedensel kuvvet hepimizin malumu. Buna zaman zaman kas gücü de diyebiliyoruz.
Kimi vakit düğümlenen konuların bununla çözülmeye çalışıldığı da hepimizin malumu.
Buna çözmek denirse tabi.
…
AKIL gücü asla kendisinden vazgeçmemiz gereken bir nimet.
İlimle geliştirilerek daha da mukavemetli hale getirilmeli.
Ve…
Hiçbir vakit kendisinden vazgeçilmemeli, ötelenmemeli.
Ve…
Yine asla başkalarına devredilmemeli vekalet akıl ile iş görmeye çalışmamalı.
…
MUHAKEME, analiz etme gücü bizi pek çok yanlışın kıyısından çevirir.
Uçurumdan yuvarlanmamıza mani olur.
Kesin bilgiye dayanan verilerle yapılan adaletli bir tahlil her kritik durumda yol açıcı olabilir.
Asla işlevsiz hale getirilmemeli.
…
SEZGİ gücü maddi kanıtların ötesini berisini araştırmak kadar bize metanet sunabilir.
Vehme dayanmayan bu hissediş bizi korur.
Yalnız dikkat etmemiz gereken bir husus var ki, objektiflikten kesinlikle uzaklaşılmamalı.
Olmasını istediğimiz ile olanı ayrıştırmayı başarmalıyız.
…
BİZE verilen en önemli güçlerden birisi de tercih yapabilmektir.
Her şey bununla başladığı gibi yine bununla sonlanır.
Yaşadıklarımız bu yetimizi kullanmamızla belirlenir.
İrade olarak da tanımlayabileceğimiz bu önemli özelliğimizi tam kullanamadığımızda başımız beladan kurtulmaz.
Acılarımız azalmak yerine çoğalır.
Kartopu misali büyüdükçe büyür ve altında kalırız.
Bu sebeple doğruyu seçebilmek ve bunun ardında durmak özgürlüğümüzle ilintilidir.
Beğenilerimizi zevk-i selîm noktasına taşımaya bu nedenle mecburuz.
Şu var ki, tercih yapma gücümüz çocukluğumuzdan itibaren en sevdiklerimiz tarafından ipotek altına alınmak istenir.
Çoğunlukla da başarılır.
Beğenilerimiz bizim değil başkalarının bize dikte ettirdikleri olur.
Kendi iyimizi değil diğerlerinin iyi olarak tanımladıklarını sahipleniriz.
Karar veremez hale geliriz.
Onay almadan asla rahat edemez bir duruma düşeriz.
Sürekli ailemiz, büyüklerimiz ve çevremizin 'Olur' vermesini bekleriz.
Onların vizesine kendimizi tabi tutarız.
Başka türlü asla tereddütlerimiz zail olmaz daima kuşku içinde kalırız.
Bu bir nevi bağımlılık halini alır.
Hiç oluruz.
Bireysel varlığımızdan bahsedilemez olur.
Köleleştirilmiş bir hayatı kendimizi özgür sanarak yaşayıp gideriz.
Buna o kadar çok alışırız ki, zamanla benimser, içselleştiririz.
Durumu fark edip bu kuyudan bizi çıkarmak isteyen hamiyet ehli biri ile karşılaştığımızda bile bize iyi niyetle yapılan telkinlere düşmanca cevaplar üretiriz.
Sanmayın ki, bu hal sadece çocukluk dönemlerimizle sınırlı kalır.
Bitmez, devam edip gider.
Sosyal zenginlik kazanmak için şu ya da bu şekilde içine girdiğimiz cemiyetler tarafından da ustaca sürdürülür.
Sürüden ayrılanı kurdun kapacağı gibi korkularla içeride düşünmeden varlığımızı idame ettiririz.
…
TERCİH YAPMA GÜCÜ bizi biz yapar.
Ayrıştırır.
Özel kılar.
Farklılıklarımız açığa çıkar ve hayata renk katar.
Neşe sunar.
Ve bize ihsan edilen en önemli kuvvetimizdendir.
İnsanlığımız bununla kaimdir.
İman bile bununla doğrudan ilgilidir.
Demem o ki, asla tercih yapma gücümüzden vazgeçmemeliyiz.
Ve elbette doğrudan yana kullanmalıyız.
Ya Selam!