Uluslararası Küresel Finans Merkezi 17 Nisan 2023 tarihi itibariyle İstanbul’da resmen açıldı. Genel havaya bakıldığında yalnızca bankacılık sektörü, paranın, ekonominin merkezi gibi ifade ediliyor ağırlıklı olarak. Evet, kısmen öyle. Ancak başka konular, başka konuklar, davetli oyuncular da yok değil. ‘Efendim!’ ne demek istiyorsunuz?
Uluslararası Küresel Finans Merkezi 17 Nisan 2023 tarihi itibariyle İstanbul'da resmen açıldı. Genel havaya bakıldığında yalnızca bankacılık sektörü, paranın, ekonominin merkezi gibi ifade ediliyor ağırlıklı olarak. Evet, kısmen öyle. Ancak başka konular, başka konuklar, davetli oyuncular da yok değil. 'Efendim!' ne demek istiyorsunuz?
Mesela Çin. Pekin'deki ICBC bankasını taşımak için İstanbul Finans Merkezi'nde kendine yer ayırtmış bile..
Şunu demek istiyorum:
Devasa bir karargah.
Yolu, yordamı bambaşka.
Asfaltı, alt yapısı bile özel..
İçinde yok, yok.. Her şey var.
Avm, spor salonları, otel, marketler, karakol, askeri, polisiye güvenlik şube birimleri, eğlence alanları, okul, camii, kilise, itfaiye, kültür merkezi, kongre ve konferans salonları. Dünyanın o meşhur 'TEK GÖZ'ü burada olacak.
KÜRESEL KARARGAH! ÜS MERKEZİ..
Açılışı üstlenen koordinasyon öncü kurum ise Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. Neden? Cevabı basit. Doğrudan herşey, hatta Paris İklim Anlaşması buradan ilerleyecek.
Küresel Finans karargahı yalnızca, dijital para sisteminin, Merkez Bankası'nın, BBDK'nın, SPK'nın varlığının, Kamu bankalarının bankacılık sektörü ve sigorta, sigortacılık hizmet sektörünün taşınıyor olması değil. Gıdadan enerjiye, iletişimden kıyafete, topraktan suya, ete, suya, sabuna, süte, yumurtaya her şeye bir ayar verme merkezi.
'Sahte' olan her şeyin kamulaştırılması. Yüksek zamlarla 'Doğal' olana erişimi engelleyerek yapay olanını hızlandırma yolunun açılması.
'Hiç bir şeye sahip olmayacaksınız ama çok mutlu olacaksınız' sözünün muhataplarının kontrol merkezi. 'Tek Dünya Devleti'ne giden yoldaki taşları İstanbul'dan döşemek ve İstanbul üzerinden yönetmek olarak görüyor ve değerlendiriyorum. Niçin böyle düşünüyorum?
Şöyle izah edeyim..
Finans Merkezi aynı zamanda canlı yaşamın yani nefes alıp veren her şeyin bir yönetim biçimini içeriyor. Toprağın, insanların, hayvanların nefesi, gazı, doğaya özgü yaşamı, iklimi, yeşili, binaları, çiçeği, böceği, ağacı, ormanı, kurdu, kuşu, tilkisi, arısı, ineği, kuzusu. Durumun arka plandaki görüntüsü bu.
Küresel Finans Merkezi'nin açılışı ile ilgili açıklamalarda bulunan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı birkaç gün önce satır aralarında şu ifadelere yer verdi: 'Finans merkezi içerisinde akıllı bina ve sıfır atık uygulamalarının tam anlamıyla hizmet verdiği bir projedir. Finans Merkezi depreme dayanıklı, depremde, ayakta durması gerekir. Burası finansın başkenti İstanbul için çok çok önemli bir adım olacak. Depreme karşı dayanıklı olarak inşa ettiğimiz bu yapılar her türlü afette hizmet verecek.' Depreme dayanıklı bu küresel yapı, depreme dayanıklı olmayan yerlere hizmet verecekmiş! Çok çarpıcı bir mesaj..
Suni depremlerin arkasında yatan asıl sebep akıllı şehirlere geçiş projesi midir? Bence öyle. Küresel Finans Merkezi'nin açılışıyla ilgili yapılan açıklamalarda, akıllı bina ve sıfır atık uygulamalarının da buradan gerçekleşeceğini anlamak pek mümkün. Akıllı şehirler projesi Birleşmiş Milletler'in Küresel Amaçlar İlkesinin, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Eylem planlarının 11. Maddesi'nde yer alıyor. 'Eskiyi yok et, yeniyi inşaa et.' Diğer maddeler ise gıda, hayvancılık, tarım, toprak, dijital para, dijital kölelik sistemi, kontrollü insan modeli, laboratuvar ortamında üretilen yapay et gibi gibi uygulamaların da onaylanacağı küresel bir eylem karargahı...
'Finans Merkezi' bankacılık faaliyetleri açısından bakıldığında ülkemiz açısından 'İyi' gözüküyor. 'Kötü' görünen kısmı nedir?
Kötü olan kısmı, insanlığa karşı açılmış olan savaşın bu planlar doğrultusunda hızlı bir şekilde ilerleyecek olmasıdır. Dünyada uygulanan biyolojik, psikolojik yaptırımların ana karargahı İstanbul küresel Finans Merkezi bir cazibe merkezi halinde hizmet verecek.
Küreselci anlayış için fevkalade..
İstanbul için kalbine saplanan bir hançer, doğaya ve dünyanın dengesine kurulan büyük bir kumpas merkezi de diyebilirim.
WEF'in, DSÖ'nün, BM'nin politikaları ve üye ülkelere verilen reçete doğrultusunda, 'Great Reset – Büyük Sıfırlama'ya giden yollara döşenen mayınlar silsilesi..
Finans Merkezi Ümraniye, Ataşehir arasında Tem bağlantı yolu üzerinde kurulu bir alanda. Çevre semtlere, içinden ve dışından yeni bir göç dalgası geliyor. Hem gelişli gidişli, hem de inişli, çıkışlı..Özeti şu aslında; 'Gelene keyif, gidene keder...' verecek türden.. Ama şimdilik.
Konutta, gıdada, yaşamın her alanında fiyat artışlarına bağlı tahliye süreci yaşanıyor. Özellikle İstanbul'da yaşam mücadelesi veren alt, orta ve üst seyiye için kısmen biraz daha zor günler demek bu. Ultra zenginliğin kısa vadede 'rahatlığı' , bu kıskacın arasında kalanın da geçici olarak 'zorluğu' söz konusu..
'Paris İklim Anlaşması'nın da karar mercii'
Finans Merkezi aynı zamanda Paris İklim Anlaşması'nın uygulama mercii olacak. Nasıl mı? Akıllı şehirler, veri toplamak için farklı türde elektronik nesnelerin interneti sensörlerini kullanarak bağlantı kurmak, Smart City şehir projesi, sosyal puanlama sistemi, vatandaşlık maaşı, mülksüz yaşam, göç dalgası, kontrollü nüfus planlaması, vize ve pasaportla giriş hazırlıkları, yapay zeka, 5G, 6G, 7G nesnelerin ve eşyaların interneti, karbon kotası, karbon emisyon azaltım hedefleri, yeşil sürdürülebilir yaşam, ineklerin gazı, yapay, sahte, sentetik et. 'Ohooo..' daha neler neler.
DSÖ bir karargah kurdu, üye 194 ülkede yetkiler verildi, insanlığın başına gelmeyen kalmadı. Türkiye'de 3 şubesi bulunuyor. Daha önce 1 şubesi vardı. 'Plandemi' filminden kısa bir süre önce bu sayı 3 oluverdi. Şimdi ise Birleşmiş Milletler küresel şirketler aracılığıyla paravan bir 'Dijital Kölelik' karargahı kuruyor.
Hiç canınızı sıkmayın. Sürecin sonunda kazanan taraf, kendini teslim etmeyen 'İnsan Ailesi' olacağından hiç şüpheniz olmasın. Kurtuluş siyasette değil, insaniyette..
Selam ve sevgilerimle.