İş hukukuyla ilgili en çok aldığımız sorulardan birisi “evlilik nedeniyle fesih hakkının olup olmadığı” dır. Yazımızın başında söylemek isteriz ki evlilik nedeni ile iş akdini sona erdirme hakkı kanunumuzda yalnızca KADIN işçilere tanınmış bir imtiyazdır.
Kadın işçiler için iş ilişkisinin devamını kolaylaştırıcı düzenlemelere rastlanabildiği gibi, iş ilişkisinin sona ermesine yönelik kolaylıklar da bulunmaktadır. Bunların en önemlisi kadın işçilerin evlilik nedeniyle iş sözleşmelerini sona erdirebilme hakları ve bu haklarına istinaden kıdem tazminatı alabilmeleridir. İlk görünüş itibariyle kadın işçilerin evlilik nedeniyle iş sözleşmelerini haklı nedenle feshedebilecekleri düşünüldüğünde ilgili düzenlemenin kadın işçilerin oldukça yararına olduğu sonucuna ulaşmak mümkün olacaktır.
Anayasanın 50.ci maddesinde; küçüklerin, kadınların ve engellilerin çalışma şartları bakımından özel olarak korunacakları belirtilmiştir. Bu düzenleme doğrultusunda çalışma hayatında kadınlara yönelik özel koruyucu düzenlemelerin bulunması anayasanın bir gerekliliğidir. Çalışma hayatını, ‘çalışma hayatına giriş, çalışma hayatının devam etmesi ve çalışma hayatının sona ermesi’ şeklinde ayrı ayrı değerlendirmek gerekmektedir. 4857 sayılı İ.K. m.72 yer ve su altında kadınların çalıştırılmasını yasaklamıştır. Bu düzenleme çalışma hayatına girerken kadınlara yönelik koruyucu hüküm olarak değerlendirilebilir. Yine aynı kanunun 74.cü maddesinde kadınlara hamilelik ve analık halinde verilecek izinlerden bahsedilmektedir. İlgili düzenleme de çalışma hayatı devam erken kadınlara yönelik koruyucu hüküm olarak karşımıza çıkmaktadır. Son olarak çalışma hayatının sona erdirilebilmesi durumunda da mülga İ.K. uyarınca kadınların evlilik nedeniyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedilecekleri düzenlenerek, kadınlara yönelik çalışma hayatının her anında ayrıcalık tanınması mümkün kılınmıştır.
Kadın çalışanlara evlilik nedeniyle iş sözleşmelerini sona erdirebilme hakkının tanınmış olması, kadınların sosyal ve toplumsal yaşamda üstlenmiş oldukları diğer roller açısından da büyük önem arz etmektedir. Kadınlar, iş hayatında çalışan, evlilik hayatında eş, aile hayatında analık gibi roller üstlenmektedirler. Bekârken çalışma hayatına başlamış bir kadının ileride evlenmesi halinde eşine ve çocuklarına daha fazla zaman ayırmak istemesi olası bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bekârken çalışılabilecek bir iş, evlilik hayatında kadına yüklenen toplumsal değer ve yargılar nedeniyle, evlenen kadının işine devam etmesini beklemeyi mümkün kılmayabilir. İşte bu noktada sırf evlendiği için işi bırakma ya da iş değiştirmek isteyen kadın çalışanların hakları zayii olabilecektir. Bu düşünce ile kadınlara evlilik nedeniyle iş sözleşmelerini sona erdirebilme hakkı tanınmıştır.
Güncel mevzuatta kadınlara tanınan fesih hakkına dair yasal düzenleme 1475 sayılı İş Kanunun "İşverenin Bildirimsiz Fesih Hakkı" başlıklı 14. maddesinde açık bir şekilde anlatılmıştır. Buna göre 1475 sayılı İş Kanunu 14. madde 1. fıkra gereğince kadın işçi, iş akdini evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde kendi isteği ile sona erdirebilmekte ve kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Evlilik nedeni ile iş akdinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanabilme iki temel koşulun varlığına bağlıdır. Bunlardan ilki işçinin -en az- 1 yıl boyunca aynı işyerinde çalışmış olması, ikincisi ise işçinin bu fesih hakkını evlilik tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde kullanmış olmasıdır. Eğer kadının çalıştığı süre 1 yıldan az ise işveren kıdem tazminatı ödemekle mükellef değildir. İkinci olarak dikkat edilmesi gereken nokta ise bu feshin evlilik tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde yapılması gerektiğidir. Bu süre hak düşürücü süre olup, 1 yıldan sonra işverene yapılan başvurular bu madde kapsamında kabul görmemektedir. Evlilik tarihi, tarafların evlilik cüzdanında yazan tarihtir. Belirtmek gerekir ki, henüz evlenmeden bu hak kullanılamaz. Evlilik gerçekleşmeden bu şekilde bir dilekçe ile işveren başvurulması halinde bu başvurunuz istifa olarak değerlendirilecek ve kıdem tazminatı talep hakkı doğmayacaktır.
1475 sayılı Kanun’da, kadın işçilere tanınan bu hak herhangi bir kısıtlama olmaksızın sağlanmıştır. Kadın işçinin kaç defa evlilik nedeniyle iş sözleşmesini sona erdirebileceği, evli kadının muvazaalı boşanarak aynı kişiyle yeniden evlenmesi durumunda bu hakkı kullanıp kullanamayacağı konularında kısıtlama yapılmadığı görülmektedir.
Uygulamada merak edilen bir diğer soru da evlilik nedeni ile iş akdinin feshinde, işsizlik maaşına hak kazanılıp kazanılmadığıdır. İş sözleşmesinin feshi evlilik nedeniyle yapıldığı takdirde işsizlik ödeneği alınamamaktadır. Ayrıca bildirimsiz fesih hallerinden biri olan bu fesih sebebi ile işverenin ihbar tazminatı talep etme hakkı yoktur. Bununla beraber işçi de yalnızca kıdem tazminatına hak kazanmakta olup, işçinin ihbar tazminatı alacağından bahsedilemez. Yani işverenden ihbar tazminatı talep edemez. Bulunması halinde diğer işçilik alacakları talep edilebilir.
Toplumda evlilik nedeni ile işten ayrılan kadın işçinin tekrar bir işe girip çalışamayacağı gibi yanlış bir algı bulunmaktadır. Belirtmek gerekir ki çalışmak anayasal bir haktır ve bu nedenle iş akdini fesheden kadın işçinin yeniden bir işe girip çalışmasını engelleyen herhangi bir yasal düzenleme yoktur. Yargı kararları da bu yöndedir.
Aynı işyerinde çalışan işçilerin evlenmesi halinde kadın işçinin evlilik nedeniyle iş sözleşmesini feshedilme imkânının olup olmadığı konusunda kanunda da kanunda bir kısıtlama bulunmamaktadır. Yargıtay bir kararında; aynı işyerinde çalışan işçilerin evlenmeleri halinde de kadın işçiye evlilik nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshedilme imkânı tanınması gerektiğine kanaat getirmiştir
Son olarak, kadın işçilerin evlilik nedeniyle iş sözleşmelerini feshederken hak kaybına uğramamaları için mümkün olduğunca fesih bildirimlerini yazılı veya resmi yoldan yapmaları daha yerinde olacaktır.