Dijital çağın getirdiği en büyük değişimlerden biri, sosyal medyanın hayatımızdaki rolüdür. Facebook, Instagram, Twitter gibi platformlar, bireylerin iletişim biçimlerini köklü bir şekilde değiştirmiştir. Ancak, sosyal medya kullanımının evlilikler üzerindeki etkileri ve boşanma süreçlerindeki rolü giderek daha fazla tartışılmaktadır.

Sosyal medya, çiftlerin iletişim kurma biçimlerini değiştirmiştir. Bir yandan, çiftler arasında kolay ve hızlı iletişim sağlarken, diğer yandan güven sorunlarına ve dijital aldatmalara zemin hazırlayabilir. Eşlerin sosyal medyada geçirdikleri zaman, paylaşılan içerikler ve dijital etkileşimler, evlilik içinde sorunlara yol açabilir. Örneğin, eşlerden birinin sosyal medyada fazla zaman geçirmesi, diğer eşin ihmal edildiği hissine kapılmasına neden olabilir. Ayrıca, sosyal medyada yapılan paylaşımların evlilik dışı ilişkileri ortaya çıkarma potansiyeli de bulunmaktadır.

Boşanma Sürecinde Dijital Deliller

Boşanma davalarında sosyal medya paylaşımları ve dijital mesajlar, delil olarak kullanılmaktadır. Eşlerin sosyal medyada yaptığı paylaşımlar, boşanma nedenlerini desteklemek veya çocuk velayeti gibi konularda mahkemelere sunulabilir. Mahkemeler, bu tür dijital delilleri değerlendirirken, paylaşımların doğruluğunu ve yasal geçerliliğini göz önünde bulundurur.

  • Aldatma Delilleri: Bir eşin sosyal medya üzerinden başka biriyle ilişki yaşadığını kanıtlayan mesajlar veya fotoğraflar, boşanma davasında önemli bir delil olarak kabul edilebilir. Örneğin, bir kadının Instagram'da başka bir erkekle samimi fotoğraflar paylaşması, aldatma iddiasını destekleyebilir. Bu durumda, erkek eş boşanma davası açarak bu fotoğrafları delil olarak sunabilir.
  • Maddi Durumun İfşası: Boşanma sürecinde mal paylaşımı ve nafaka konularında, sosyal medya paylaşımları önemli rol oynayabilir. Örneğin, bir eşin lüks bir yaşam sürdüğünü gösteren paylaşımlar, nafaka taleplerinde etkili olabilir. Bir adamın Facebook'ta pahalı tatiller ve lüks alışverişlerle ilgili paylaşımlar yapması, boşanma davasında nafaka miktarını artırabilir.
  • Kıskançlık ve Güvensizlik: Sosyal medyada aşırı paylaşım yapan veya karşı cinsle sıkça etkileşimde bulunan eşler arasında kıskançlık ve güvensizlik sorunları yaşanabilir. Bir kadın, eşinin sürekli olarak eski kız arkadaşıyla sosyal medya üzerinden iletişimde olduğunu fark ettiğinde, bu durum evlilikte ciddi sorunlara yol açabilir ve boşanma sürecini başlatabilir.

Sosyal medya, evlilik dışı ilişkilerin gizlenmesini zorlaştırdığı gibi, aldatma olarak değerlendirilebilecek davranışların da artmasına yol açabilir. İşte sosyal medyada eşini aldatma sayılabilecek bazı durumlar:

  • Gizli Mesajlaşmalar: Eşlerin sosyal medya platformları üzerinden başka kişilerle gizli mesajlaşmaları, duygusal veya fiziksel aldatma olarak değerlendirilebilir. Örneğin, bir eşin sürekli olarak başka bir kişiyle flört içerikli mesajlar gönderip alması, aldatma sayılabilir.
  • Gizli Hesaplar: Eşlerden birinin sosyal medyada farklı bir kimlikle gizli hesaplar açması ve bu hesapları kullanarak başkalarıyla ilişki kurması, aldatma olarak kabul edilebilir.
  • Uygunsuz Fotoğraf ve Videoların Paylaşılması: Bir eşin, başka biriyle samimi veya müstehcen fotoğraf ve videolar paylaşması, aldatma delili olarak kullanılabilir. Örneğin, bir eşin Snapchat üzerinden başka bir kişiyle çıplak fotoğraflar paylaşması, boşanma sebebi olabilir.
  • Eski Sevgililerle İletişim: Bir eşin, sosyal medya üzerinden eski sevgilileriyle tekrar iletişime geçmesi ve bu ilişkiyi gizlice sürdürmesi, aldatma olarak değerlendirilebilir. Örneğin, bir kadın, eski erkek arkadaşıyla Facebook üzerinden sürekli olarak konuşuyorsa ve bunu eşinden gizliyorsa, bu durum boşanma sebebi olabilir.

Yargıtay, sosyal medya paylaşımlarının ve dijital delillerin boşanma davalarında kullanılabileceğini ve bu delillerin hukuki geçerliliğini kabul etmektedir. Yargıtay’ın kararlarında, sosyal medyada yapılan paylaşımların evlilik birliğini sarsacak nitelikte olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin bir kararında, sosyal medya üzerinden eski sevgilisiyle uygunsuz mesajlaşmalar yapan bir eşin, bu davranışının evlilik birliğini temelinden sarsacak nitelikte olduğuna ve boşanma sebebi sayılabileceğine hükmedilmiştir. Yine bir başka kararda, eşin sosyal medya üzerinden başkalarıyla flört içerikli mesajlar göndermesi, güven sarsıcı bir davranış olarak değerlendirilmiş ve boşanma sebebi kabul edilmiştir.

Velayet Davalarında Sosyal Medyanın Rolü

Boşanma süreciyle birlikte çocuk velayeti davalarında da sosyal medya paylaşımlarının etkisi büyüktür. Ebeveynlerin sosyal medya hesaplarında çocuklarına yönelik yaptıkları paylaşımlar, mahkemelerde ebeveynlik kapasitelerini değerlendirmek için kullanılabilir. Örneğin, ebeveynlerin çocuklarıyla kaliteli zaman geçirdiğini gösteren fotoğraflar veya paylaşımlar, velayet davalarında olumlu bir etki yaratabilir. Ancak, çocukların mahremiyetine zarar verebilecek paylaşımlar veya ebeveynlerin uygunsuz davranışlarını gösteren içerikler, velayet davalarında olumsuz sonuçlar doğurabilir.

  • Çocuk İle İlgili Paylaşımlar: Bir ebeveynin çocuğunun başarılarını veya etkinliklerini sosyal medyada paylaşması, çocuğuyla ilgilendiğini ve onunla vakit geçirdiğini gösterebilir. Bu tür paylaşımlar, velayet davasında olumlu bir etki yaratabilir. Örneğin, bir annenin çocuğunun okul başarısı ve sportif etkinlikleri hakkında paylaşımlar yapması, çocuğuyla ne kadar ilgilendiğini gösterebilir.
  • Uygunsuz Davranışlar: Bir ebeveynin sosyal medyada aşırı alkol tüketimi veya tehlikeli aktivitelerde bulunduğunu gösteren paylaşımlar, velayet davasında olumsuz bir etki yaratabilir. Örneğin, bir babanın sürekli olarak gece kulüplerinde alkol aldığına dair fotoğraflar paylaşması, velayet davasında onun ebeveynlik kapasitesini olumsuz etkileyebilir.

Sosyal medya, modern evlilikler üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır. Evlilik içi iletişimi hem olumlu hem de olumsuz yönde etkileyen sosyal medya platformları, boşanma süreçlerinde de önemli bir rol oynamaktadır. Boşanma davalarında dijital delillerin kullanımı artarken, mahremiyetin korunması ve kişisel verilerin hukuka uygun bir şekilde işlenmesi gerekmektedir. Yargıtay'ın da belirttiği gibi, sosyal medyada yapılan paylaşımlar ve dijital deliller, boşanma davalarında hukuki geçerliliğe sahiptir ve evlilik birliğini sarsan davranışlar olarak değerlendirilebilir. Evliliklerin korunması ve adil boşanma süreçlerinin yürütülmesi için sosyal medya kullanımında dikkatli olunmalı ve hukuki danışmanlık alınmalıdır.