Mevcut hukuk sistemimizde her ne kadar “yargı” ücretsiz bir faaliyet olsa da tarafların yargılama dolayısıyla gerekli bir takım masraflar yapmaları gerekir ki, bu masrafların karşılanması bazı durumlarda tarafların ekonomik gücü ve imkânlarını aşmakta ve bu sebeple de bu kişiler açısından haklarını kaybetme tehlikesi doğmaktadır. Sırf ekonomik imkânsızlıklar veya maddi zorluklar yüzünden bir hakkın kaybolması ise sosyal adalete uygun düşmez. Adalet dağıtımı hizmetini sadece maddi imkânları bulunanların yararlanabilecekleri bir hizmet olmaktan kurtarmak için, yargılamanın gerektirdiği masrafları ödeyemeyecek durumda olan kişilerin geçici olarak da olsa bu masraflardan muaf tutulması ve gerekirse kendilerine bir vekil tayin edilmesi gerekmektedir.
Adli yardım, hukuki korunma ve hak arama özgürlüğünün en temel unsurlarından biridir. Türkiye'de adli yardım, maddi durumu yetersiz olan kişilere hukuki süreçlerde gerekli olan yardımı sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Türkiye'de adli yardım müessesesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 334 ila 340. maddeleri arasında düzenlenmiştir. HMK'nın 334. maddesine göre, "Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler"
Adli yardım talebinde bulunacak kişinin, yargılama giderlerini karşılayacak durumda olmadığını belgelemeleri gerekmektedir. Bu belgeler genellikle gelir durumunu gösteren evraklar, SGK dökümleri veya nafaka belgeleri gibi dokümanlardır. Mahkemeler, adli yardım taleplerini değerlendirirken, kişinin mali durumu ile birlikte dava konusunun ciddi ve dayanaktan yoksun olup olmadığını da göz önünde bulundurur.
HMK'nın 336. maddesi, adli yardım talebinin duruşma yapılmaksızın karara bağlanabileceğini belirtir. Ancak, talep halinde inceleme duruşmalı olarak yapılabilir. Adli yardım taleplerinin reddine ilişkin mahkeme kararlarında, sunulan bilgi ve belgelerin kabul edilmeme sebepleri açıkça belirtilmelidir , ancak uygulamada hakimlerin bu hususa dikkat etmediğine ve adli yardım taleplerinin araştırma yapılmaksızın reddine karar verildiğine şahit oluyoruz.
Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları, adli yardım taleplerinin değerlendirilmesi konusunda önemli içtihatlar oluşturmuştur. Örneğin, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2015/6826 esas ve 2018/636 karar numaralı kararında, adli yardım talebinin kabulü gerektiği ve yargılama giderlerini karşılayamayacak durumda olan kişilere bu hakkın tanınmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir .
Anayasa Mahkemesi de bir kararında, adli yardım talebinin reddi üzerine yapılan itirazların değerlendirilmesinde usul hükümlerine uygun hareket edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Adil yargılama hakkının korunması açısından, adli yardım taleplerinin reddi sonrasında başvurucunun itiraz hakkının göz ardı edilmemesi gerektiği belirtilmiştir.
Adli yardım müessesesinin etkin bir şekilde uygulanabilmesi için bazı zorluklar bulunmaktadır. Bu zorlukların başında, adli yardım taleplerinin değerlendirilmesi sırasında mahkemelerin mali durumu yeterince dikkate almaması veya belgelerin eksik sunulması gelmektedir. Ayrıca, adli yardım talebinin reddi durumunda itiraz süreçlerinin uzun olması da önemli bir sorundur.
Bu sorunların aşılması için adli yardım talep süreçlerinin daha şeffaf ve erişilebilir hale getirilmesi, başvurucuların mali durumlarını daha iyi belgelemeleri ve mahkemelerin bu belgeleri titizlikle değerlendirmeleri gerekmektedir. Uyap sistemi mali durum araştırmasına müsaade etmekte, mahkemeler kolaylıkla vatandaşlar üzerinde mal varlığı olup olmadığı ya da kişinin çalışıp çalışmadıpı konsusunda detaylı bilgilere ulaşabilmektedir , mahkemelerin bu imkanları kullanması önem araz etmektedir. Ayrıca, adli yardım talebinin reddi durumunda itiraz süreçlerinin hızlandırılması ve bu süreçlerde başvuruculara daha fazla rehberlik sağlanması da önemli adımlardan biridir.
Adli yardım, Türk hukuk sisteminde hak arama özgürlüğünün ve adil yargılama hakkının temel unsurlarından biridir. Yasal dayanakları ve yargı kararları ile desteklenen adli yardım müessesesi, maddi durumu yetersiz olan kişilere hukuki süreçlerde gerekli yardımı sağlamayı amaçlar. Ancak, uygulamada karşılaşılan zorlukların aşılması için adli yardım taleplerinin değerlendirilmesi ve itiraz süreçlerinin iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu sayede, adli yardım müessesesi daha etkin ve adil bir şekilde işlerlik kazanacaktır.