DALIMIZ budağımız budanmış. Parmak uçlarımız parçalanmış. Gözlerimiz irileşmiş ve alın çizgilerimiz olabildiğince gerilmiş. Nefes alışverişlerimiz hızlanmış ve âdeta başımızda duman tütüyor.
DALIMIZ budağımız budanmış.
Parmak uçlarımız parçalanmış.
Gözlerimiz irileşmiş ve alın çizgilerimiz olabildiğince gerilmiş.
Nefes alışverişlerimiz hızlanmış ve adeta başımızda duman tütüyor.
Çünkü kalbimiz yangın yeri…
Yanıyor.
Alev alev…
Söylenen hiçbir sözü işitemez olmuşuz.
Kulaklarımız hakikate kapanmış.
Hırslarımız şaha kalmış.
Kendimizden başka herkese ve her şeye düşmanlık besler olduk.
Ve bu sadece bir his olarak kalmamış acımasız eylemlerle dışa vurmuş.
Önümüze çıkanları bir buldozer gibi yıkıp geçiyoruz.
İşte tam burada inleyen vicdanımızın çığlıkları kalbimiz hala gerçeklere akortlu kalabilseydi 'Merhamet, ey merhamet' nidasını işitecekti.
…
ALGI kapılarımızı tekmeleyerek kapatmak neyin nesidir?
Bu şecaat midir?
Cesaret midir?
Hükmedici egoist yaklaşımlar bizi güvensiz hale getirdiğinden merkezlenemedik, kendimizin efendisi olamadık. Şeytanın ve nefsin hükmüne girdiğimizden özgür ruhumuzu tutsak verdik.
Kabalık sardı dört yanımızı.
Zayıf düştük. Ayağımız yere sağlam basamadı. Bastığı yerleri de yoklayamadı. Hem fiziki hem de manevî enerjimizi yok yere harcadık. Ruhî sıhhatimiz bozuldu.
'Merhamet, ey merhamet' çağrısı yankılanamadı kalbimizde.
Manaya değil maddeye tutunduk. Sağlam olmadığından bu tutamak bizi yukarıya taşıyamadı. Koptu. Kuyunun dibini boyladık böylece. Bizi çıkaracak bir kervan da uğramadı semtimize.
Ve duyulmadı 'Merhamet, ey merhamet' diyerek bağırışımız.
Açgözlülük yordu bizi. Yediklerimiz doyurmadı. Öğrendiklerimiz şifa olmadı yaralarımıza.
Hainlik sinsice işledi içimize. Kendimiz olamadık bir türlü.
Kimseye olduğumuz gibi davranamadık. Yüzlerce, binlerce görünmez maskelerle dolaşır olduk. Yerine göre bunları kullanmakta hüner kazandık.
Ve işitemedik 'Merhamet, ey merhamet' seslenişlerini…
Gücü kutsadık.
Muktedir olma duygularımıza gem vuramadık aksine onları yücelttik.
Kendimize söz geçirebilmek için değil başkalarını kamçılamak için kullandık.
Kulağımız sağırlaştıkça sağırlaştı.
Ve duyamadık yine 'Merhamet, ey merhamet' sözlerini…
Kıskançlık arkadaşımız oldu.
Yoldaşımız oldu.
Yarenlik etmeye kalktık onunla.
Büyük yanıldık.
Bize doğru 'Merhemet, ey merhamet' seslenişlerine set oldu.
Dik başlılığı izzetli olmakla karıştırdık.
Bunu kıyam etmek sandık.
Sağa sola çemkirerek yürüdük.
Bu hal gözümüzü kapattığından kainatta cereyan eden merhamet sahnelerini göremedik. Evren kitabının okur-yazarı olamadık. Merhamet tecellileri gönlümüze bu sebeple yansıyamadı.
Ve yine duyamadık 'Merhamet, ey merhamet' çığlıklarını.
…
KUR'AN-I KERİM'İN bir merhamet çağrısı, bir rahmet belgesi olduğunu artık görmeliyiz.
Fahr-i Kainat Efendimizi bu rahmetin kutlu çağırıcısı ve uygulayıcısı olarak Allah'ın en büyük rahmeti olarak bizlere gönderildiğini ve yine en güzel örnekleme ile bize rehber olduğunu görmeliyiz.
O'nun kolaylık peygamberi oluşu merhametin tecellisidir.
Gözlerinin bir rahmet pınarı olarak tüm varlıklara şefkatle baktığını hissetmeliyiz.
Yetimlere olan hassasiyetine bir daha bakmalıyız.
Çocuklarla olan ilişkisinde bu inceliği sezmeliyiz.
Hayvanlara olan merhametli davranışlarını gözümüzden kaçırmamalıyız.
Tabiata karşı nasıl muamelede bulunduğuna odaklanmalıyız.
Yüce kitabımızın bizi cehennemden kurtarmak istemesindeki merhametin derinliğini iliklerimize kadar özümsemeliyiz.
…
HATİCE FAHRUNNİSA KAYKI'NIN 'Esma'nın İnsan Üzerindeki Etkileri, MERHAMET' adlı kitabı elimde.
Foliant Yayınları tarafından okuyucuya sunulan bu kitap menfaatçi duygular üzerine oturmuş adına modern yaşam felsefesi denilen çılgınlıktan uzak kalabilmemiz için bize ipuçları sunuyor.
Uzun yıllardır Esma'ül Hüsna konusunda araştırmalar yapan, dersler veren yazar merhameti merkeze alarak bizlere önemli şeyler söylüyor.
Bizi doğru algı kapılarından geçiriyor.
Dengeye davet ediyor.
Merhametin hayatımıza yansımasını içine girdiğimiz bu üç ayların coşkusu ile gerçekten istiyorsak bugünlerde ilk okunacak kitaplar listesine eklemeliyiz.
Belki de 'Merhamet, ey merhamet' çığlığı bu şekilde kalbimizde ma'kes bulacaktır, kim bilir?
Ya Selam!