BAKMAYIN siz modern zamanların okullaştırma, eğitim ve öğretim seferberliklerine… Yaygın hâle getirilen kurslara, duvarlara asılan diplomaların çokluğuna. İnsanların avlanıp sertifika manyağı hâline getirilmelerine. Mesele çok daha ötedir. Derindir. Okuma yazma bilmek veya bir konuda uzmanlaşmak demek cehaletin yenildiği anlamına gelmiyor.

BAKMAYIN siz modern zamanların okullaştırma, eğitim ve öğretim seferberliklerine…

Yaygın hale getirilen kurslara, duvarlara asılan diplomaların çokluğuna.

İnsanların avlanıp sertifika manyağı haline getirilmelerine.

Mesele çok daha ötedir. Derindir.

Okuma yazma bilmek veya bir konuda uzmanlaşmak demek cehaletin yenildiği anlamına gelmiyor.

KURULU düzenlerin yöneticileri esasen cehaleti yenme sloganları altında tam tersini yaparlar.

İlim öğretiyoruz diyenlerin çoğu kendi tercih ettikleri bir programı, söylemi, umdeyi dikte etmektedirler sadece.

İrfana çağıranların hepsi eğer gerçekten bunu yapmış olsalardı toplumsal yaşamda bu kadar hır gür olabilir miydi?

Bitmeyen kavgaların mağlupları olur muyduk her birimiz?

BİLENLER cehaletinin farkında olurlar.

Cahiller ise bildiklerini sandıkları malumatlara aşırı derece güvenip aleme nizam vermenin peşine düşerler. Kabalaşırlar. Hırçınlaşırlar.

Herkesi tek düze bir forma sokmak için alabildiğine zorlarlar.

Özgürlük alanlarını kısıtlarlar ve iradelere ipotek koyarlar.

Bu ise tam da cahilleştirme operasyonudur.

SORU sormanın yasaklandığı mecralar ilim merkezleri olamazlar.

Sorgulamaya izin vermeyenler cahilliğin katmerleşmesi için çaba sarf edenlerdir.

İlim özgür ruhların karıdır.

Bunun bulunduğu ortamlarda edep olur ama korku üreterek sindirme gayretleri olmaz.

Yetenekleri daha ortaya çıkamadan boğma girişimleri görülmez. Tecrübe etmeye kapılar kapatılmaz.

'Benim bildiğim en doğrudur, başkası batıldır' şeklindeki yaklaşımlar araştırma heveslerini kırar.

İdeal vermek yerine itaati önceler hatta kutsar.

Ülküsüz, hedefsiz, amaçsız daha da ötesi hülyasız bırakırlar.

Emperyalizm yani yayılmacılık sadece ülkeler arası değildir. Siyasal alanla sınırlı kalmaz.

Bilim alanında da olur. İlim irfan sahasında da görülür.

Gerçekleri saklarlar. Yalanı ve bunun üzerine bina edilen yorumları hakikat olarak sunar ve ustaca yuttururlar. Kendi gizli hedeflerini cahilleştirerek başkalarına yaptırmak en büyük kazanımlarıdır.

Akıl karşıtlığını akıllıca kullanarak toplumu cehalete razı ederler.

Bu o kişileri sömürülmeye hazır hale getirmek demektir.

Artık ne söylesen gider, ne yapsan bir hikmeti bulunur. Fikr-i sabit oluştuğundan cehaletin tuğlaları pekişir ve bu yapıyı hiçbir deprem yıkamaz olur.

CAHİLLEŞTİRME operasyonu çekenler fakirliği kutsarlar ancak kendileri biriktirdikçe biriktirir ve varlıklarının hesabını bilemez noktaya gelirler.

Kurdukları şatonun zarar görmemesi için insanları özgüven yıkımına tabi tutarlar.

Beyin yıkama faaliyetlerini öyle ustaca yaparlar ki, taklitle yetinmeyi önerirler. Muhakkik değil mukallit olmamızı isterler. Bu ise bilginin gücünden korkmaktır.

Sırf bu sebeple ilim diye sundukları zanna dayalı yaşamayı pratiğimiz haline getirmeyi isterler.

CEHALET esasen sadece bilgiden değil aynı zamanda ve daha çok görgüden de yoksunluktur.

Kabalıktır.

Zorbaca davranışlar sergilemektir.

Başkalarında olan maharetleri görmezlikten gelmek, küçümsemektir.

Yetenek düşmanlığıdır.

İyilik karşıtlığıdır. Güzel işler yapanlara engel olmaktır.

Kıskançlıktır.

İçgüdüsel davranmak yani önünü ardını düşünmeden hareket etmektir.

Yerindelik duygusundan mahrumiyettir. Nerede nasıl davranacağını bilememektir.

Boş ve faydasız işleri temel amaç haline getirmektir.

Karşı fikre tahammül edememek kaba kuvvete başvurmaktır.

Kısacası; cehalet sırf bilgiden yoksunluk değildir.

Sataşmaktır. Söz atmayı hüner sanmaktır. Öfkeyi dizginleyemeyip saldırgan enerjiler üretmektir.

Barış yanlısı olmamak, uzlaşıya gelmemektir.

Bizi diğer canlılardan farklılaştıran şeyin akıl ve bilgi olduğunu idrak etmemektir.

Sözün özü cahil gerçekte anlamayan değil anlamaya yanaşmayandır.

Başa dönecek olursak ilim irfan sunduğunu iddia eden kimi okullar, üniversiteler, medreseler, tekkeler bu hususta düşünmeli ve kendisini sorgulamalıdır.

Yetmez.

Hepimiz kendimizi acımasızca eleştirip ciddi bir muhasebeye tabi tutmalıyız.

Sizi bilgi sahibi yapıyoruz diyerek aklımızı ve kalbimizi çer çöple dolduran bazı sahtekarların bizi cahilleştirdiklerini fark edemezsek çözümü nasıl bulabiliriz ki?

Ya Selam!