BATININ IRAK, SURİYE VE TÜRKİYE PLANI NE?-3

Önce Irak ve Suriye’yi bölmek, parçalamak ve sömürmek; daha sonra aynı şekilde Türkiye’yi halletmek ve İslam Dünyasında liderliğe soyunarak Müslümanları kalkındırmasını ve güçlendirmesini önlemek. Dünya Siyonist Örgütünün yayın organı Kivunim (Yönelim) dergisinde, 1982 tarihli 14. Sayısında, Irak’ın üçe bölüneceği, Basra’da Şii devleti; Bağdat’ta Sünni devleti; Musul’da ise Kürt devleti kurulacağının hedeflendiği yazılıyordu. (Ortadoğu çıkmazı, Cengiz Çandar)

  1. Körfez savaşı,2. Körfez savaşı 2003 Amerikan işgali ve 2005 Irak Anayasası ile nihayetinde günümüzde 2014’te, 2003’te Amerika tarafından kurulan, DEAŞ işgali sonucunda bu hedef gerçekleşti. Mossad-Molla Mustafa Barzani ilişkisi ortaya çıktı. Mustafa Barzani 1950’de İsrail’e gitti. Daha sonra orada uzun yıllar kalmasının ardından tekrar geldi. 1968 ve 1973 yıllarında tekrar iki defa daha İsrail’e giderek görüşmelerin ardından İsrail’in işbirliği ve yoğun desteği alındı. İsrail Iraklı Kürt ayrılıkçılığını yoğun bir şekilde askeri, eğitim, lojistik, mühimmat bakımından destekledi. (7 Ocak 1993 Cumhuriyet Gazetesi, Uğur Mumcu)

Uğur Mumcu, Mossad-Barzani ve Türkiye’deki ayrılıkçı Kürt hareketleri arasındaki ilişkiyi açıklayan yazısını kaleme aldıktan 17 gün sonra faili meçhul bir cinayete kurban gitti. İsrailliler, 1. Körfez savaşı ve 2003 Irak’ın Amerikan işgalinden sonra yoğun bir şekilde demografik ve ekonomik-ticari faaliyetlerini arttırdılar. Kuzey Irakta yoksul Kürtlerin topraklarını satın almaktalar, Irak’ta 18 İsrail firması faaliyet göstermekte ve Amerikan işgalinden sonra Amerikan ordusu komutasında Bağdat içinde ve yakınlarında iki İsrail tugayı konuşlandırılmıştır. (Mısır-El Ahrar Gazetesi-21 Kasım 2005)

Bu tugayların Irakta ne işi var? İleriye dönük büyük hedefi yönelik taşları mı döşüyorlar? Bugün de bu askeri unsurlar gizli bir şekilde varlığını devam ettirmektedirler.

Devam edelim. Suriye ise 2011’den itibaren devam eden iç savaş nedeniyle, katil rejim, özgürlük mücadelesi veren ÖSO, terör örgütleri DEAŞ ve PYD-YPG-YPJ-SDG arasında, bugün zaten dörde bölünmüş durumdadır. Devlet diye bir şey kalmamıştır.

Gelelim Türkiye’ye. İsrail’in öteden beri GAP projesine aşırı ve dikkat çekici bir ilgisi bilinmektedir. GAP projesi kapsamındaki 23 Avrupa ülkesinden daha büyük Ceylanpınar sulama projesi ile ilgili İsrail sürekli Türkiye’den talepte bulunmakta, işbirliği önermektedir. Bu ilginin nedenleri gıda ve su ihtiyacını karşılamak, bu toprakların vaad edilmiş topraklar içinde yer alması, yani dini ve ideolojik gerekçeler, yer altı enerji kaynakları, petrol ve diğer madenler açısından buraların oldukça zengin olduğunun bilinmesi, büyük hedef için uzun vadeli stratejik pozisyon tutmak hedeflemeleridir. Siyonizm kelimesi “zion” kökünden gelmektedir. Zion, “Büyük İsrail” demektir. Buna göre “Büyük İsrail” in kurulacağı vaad edilmiş toprakların bulunduğu Kenan ülkesinin sınırlarının içinde, Akdeniz’den Kızıldeniz’e, Basra körfezinden Karadeniz’e kadar uzanan topraklar yer almaktadır. Yani Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’su da bu toprakların içindedir. Büyük göz sürekli Anadolu’yu gözetlemektedir.

1980 li yıllarda dönemin İsrail Savunma Bakanı Ariel Şaron “Türkiye ile ilgileniyoruz. Türkiye bizim stratejik derinliğimizdir.” demiştir. Bu sözlerin ne anlama geldiği herkesin takdirindedir. (Refik Erduran-Güneş Gazetesi-16 Eylül 1982 )

KAYNAKÇA

  • Hakan Yılmaz ÇEBİ, Üçüncü Dünya Savaşı.
  • Cengiz ÇANDAR, “Ortadoğu Çıkmazı”.
  • Uğur MUMCU, 7 Ocak 1993, Cumhuriyet Gazetesi.
  • El Ahrar Gazetesi, 21 Kasım 2005-Mısır.
  • Refik ERDURAN, 16 Eylül 1982, Güneş Gazetesi.
  • Vikipedi.
  • Doç. Dr. Ramazan Kurdoğlu'nun "Hollywood ve Kabala'nın 13. Havarisi Evanjelizm".
  • Mahmut ÖVÜR, “Pakistan’ın Fetullah GÜLEN’i, 09/09/2014, Sabah Gazetesi.
  • Ümit ÖZDAĞ, “Kesnizani Tarikatı: Irak’ın Fetö’sü”, 25/02/2015, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü.