Diamont T. isimli, akademik ve bilimsel bir kariyeri olmamasına, dinler tarihi ya da İslam dinine ilişkin herhangi bir uzmanlığı olmamasına rağmen, kamuoyunu yanlış yönlendirici nitelikte, toplumda kin, nefret ve düşmanlığı arttırıcı boyutta açıklama yapan bir sosyal medya fenomeni türedi.
Bu şahıs sosyal medya hesabından ve kendi YouTube kanalı üzerinden İslam dinine, Kuran’ı Kerime, Hz. Peygamberimize ve tüm Müslümanlara yönelik iğrenç, asılsız, mesnetsiz ve temelsiz, bilimsel gerçeklikten uzak iddiaya binaen aşağılıkça bir saldırıda bulundu.
Söz konusu şahıs yaptığı açıklamada diyor ki: “ 6 yaşındaki bir çocukla evlenme uygulaması, dünyada Şeriattan başka bir sistemde yok”.
Bunun üzerine Haziran Ayının 3. haftasında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı zanlı hakkında halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek suçundan soruşturma başlatıp yakalama kararı çıkarttı.
Buraya kadar herşey normal. Böylesine bilimsel gerçeklikten uzak bir iddiada bulunmak için ya deli ya da provokatif bir görevli olmak gerekir. Burada ikinci şık geçerlidir. Amaç İslam dinini ve Müslümanları karalamak, aşağılamak ve küçük düşürmektir. Çünkü İslam dini ve dinler tarihi ile ilgili bilim adamlarının çoğunluğunun araştırmaları ve görüşleri, Kur’an, Sünnet, İcma ve Kıyas kaynakları temellerinde ortaya çıkan sonuç; Peygamberimiz döneminde ve Arap toplumu kültüründe kız çocuklarının yaşlarının ergenlik dönemine (9 yaş) girdikten sonra sayıldığı, Peygamberimizin de Hz. Ayşe ile evlendiğinde Hz. Ayşe'nin 15 yaşında olduğu yönündedir.
Düşünce ve ifade özgürlüğü, insan haklarının ve insanların kutsallarının, dinlerinin, Peygamberlerinin olduğu yerde biter. Düşünce ve ifade özgürlüğü, sorgulama hürriyeti her türlü dine ve dini değerlere saldırı hürriyeti değildir.
Ataist olmak bilim dışı iddia ve ithamlarla din, vicdan, inanç ve ibadet hürriyetine saldırı, toplumsal barışı bozmaya yeltenme özgürlüğü tanımaz. Bu faslı burada kapatıp ikinci mevzuya geçelim.
Merkezin karşısında çevrenin en büyük siyasi kutbunun Ataşehir ve Kadıköy ilçe gençlik kolları başkanlıklarının, Hz. Peygamberimize ve Müslümanlara aşağılıkça ve alçakça, bilim dışı, mesnetsizce küfür ve hakaret eden; din özgürlüğüne ve Müslümanlara saldıran söz konusu şahıs hakkında Cumhuriyet Savcılığının soruşturma başlatıp yakalama kararına karşı tepki açıklaması yaptı. Kan dondurucu, şok edici… İnsan kendini bunlar ne yiyor ve ne içiyor diye sormadan edemiyor.
Söz konusu İlçe gençlik kolları başkanlıkları; din özgürlüğü ile insan haklarını aleni olarak ihlal eden meczup, deli ve ne idüğü belirsiz şahıs hakkındaki soruşturma ve yakalama kararının Anayasanın 2. maddesinde belirtilen Cumhuriyetin temel niteliklerine, Atatürk'ün bize miras bıraktığı çağdaş ve aydınlıkçı düşünce sistematiğine, yine Anayasanın 24. maddesinde belirtilen din ve vicdan özgürlüğüne aykırı olduğunu iddia ederek bu durumu kınadıklarını ifade etmişlerdir.
Hoppalaaa…
Ayıkla pirincin taşını!
İslam dinini, Kuran’ı Kerim'i, Hz. Peygamberimizi, Allah'ın emri ve İslam'ın ta kendisi olan Şeriatı, İmanın şartları, İslam'ın şartları, akıl ve bilim ile gerçek aydınlık ve çağdaşlığı savunmak yerine; maziden atiye genel geçer tek evrensel değerlere saldıran bir deliyi savunuyorlar.
Üstelik bunun için de Cumhuriyeti, demokrasiyi, Cumhuriyetimizin kurucu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü, insan haklarını, güya çağdaşlığı ve aydınlık düşünce sistematiğini kendi kirli ideolojilerine alet ediyorlar, istismar ediyorlar!
Öncelikle bu arkadaşlar demokrasi, insan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü, din vicdan ve ibadet özgürlüğü, fundamentalizm, İslam ve Türk düşmanlığı, yabancı düşmanlığı, basın hürriyeti ihlallerini ( Sözde Ermeni soykırımı reddinin suç sayılması, Türklerin evlerinin yakılması, Müslümanların ibadethanelerinin yakılmas, 2018 yılında Fransa’da sarı yelekliler eylemlerinde polis şiddet ve zulmünün fotoğraf ve videolanmasının, haberleştirilmesinin yasaklanması…) görmek istiyorlarsa İsviçre, Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan, Slovakya, Avrupa, Amerika ve dünya tarihinde son 400 yılda, yaklaşık 130 milyon insanı katleden soykırımcı Batı medeniyetine bakacaklar.
Ama nedense karşıdaki asıl ve gerçek düşmana karşı tek kelime yok, süt dökmüş kedi gibiler, dut yemiş bülbül gibiler.
Ne zaman bir İslam dini ve Hz. Peygamberimizle ilgi konu geçse, Şeriata ilişkin bir mevzu söz konusu olsa bu arkadaşlar, konuyu hemen Cumhuriyet, demokrasi, insan hakları ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e bağlayıp, karşıt bir tez ortaya koymaya çalışıyorlar.
Yahu konu İslam'a saldırı, Hz. Peygambere hakaret, Bilimsel ve tarihsel, dinsel gerçeklik dışı iğrenç bir iftira.
Cumhuriyet,demokrasi, özgürlükler, Atatürk ve Atatürkçülük, çağdaş ve aydınlıkçı düşünce sistematiği İslam dini, Kuran’ı Kerim ve Hz. Peygamberimize karşıt ve zıt Kişi ve kuramlar mı ki İslam ve Hz. Peygamber söz konusu olduğunda ya da dünyada 2 milyar Müslümanın kutsallarına alçakça ve aşağılıkça küfür ve hakaret edildiğinde; Atatürkçülük, Cumhuriyet, insan hakları, özgürlükler, çağdaşlık ve modernlik kuramları kullanılarak karşıt bir tez öne sürülüyor.
Sözünü ettiğimiz bu kuramlar İslam'a, Kur'an'a, Hz. Peygambere pespaye bir şekilde saldırmak için çıkarılmadı. Tam tersi her türlü dini, kutsalları, din özgürlüğünü, inanç ve ibadet hürriyetinin garanti altına alınması için dünya medeniyetine sunuldu.
Atatürkçülük, Cumhuriyet, demokrasi, insan hakları, çağdaş ve aydınlıkçı düşünce sistematiği İslam dini ve Hz. Muhammet düşmanlığı değil; terör ve şiddeti içermemek ve öncelememek, teşvik etmemek şartıyla, Millete ve her türlü inançlara küfür ve hakaret etmemek kaydıyla, ırkçılık ve yabancı düşmanlığını kutsamadan medenice fikir beyan etmektir; çoğulculuk, katılımcılık ve çok sesliliktir.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Türkiye Cumhuriyeti Devletini iki temel üzerine kurmuştur: Kutsiyetimiz ve Türk Milli kültürü. Demiştir ki “Cumhuriyet temeli ahlak ve kültür olan bir ülküdür.”
Mesele bu kadar sarihtir, nettir.
Sapla samanı karıştırmamak gerekir.
Öküz altında buzağı aramamak gerekir.
Umarız ve dileriz ki bu çağdışı karanlık ortaçağ zihniyeti, bidon kafalı ve örümcek kafalı yaratıklar, yontma taş devri artıkları kafalarını duvara vura vura akıllanır, titrer ve kendilerine gelir; dinsel ve tarihsel kişi ve kuramları, maziden atiye genel geçer tek evrensel değerleri karşı karşıya getirip fitne çıkarmaya çalışmaktan, ulusal ve uluslararası barış, güvenlik ve gönenci dinamitlemeye yeltenmekten biran önce vazgeçerler!
Saygı ve selamlarımla…