SPORDAN bahsedecek değilim. Ekonomik yenilgiler ve siyasi kaybedişler de bu yazının konusu değildir. Daha büyük yenilgilere dikkat çekmek amacındayım. Daha köklü, örseleyici, öğütücü yenilgiler…

SPORDAN bahsedecek değilim.

Ekonomik yenilgiler ve siyasi kaybedişler de bu yazının konusu değildir.

Daha büyük yenilgilere dikkat çekmek amacındayım.

Daha köklü, örseleyici, öğütücü yenilgiler…

Kaybedişler.

İşaret etmeye çalışacağım yenilgilerin girdabına yuvarlanmışsak eğer diğer kazanımlar bir şey ifade etmeyecek zaten.

Boş zaferler avutucu olmaktan çıkacaklar.

Büyük görünmeler, böbürlenmeler ve hava atmaların fos çıktığı yenilgilerimiz var.

Şeytanın iğvası ve nefsin üflemelerine kanışlarımız…

Esas odaklanmamız gereken bunlar.

HERKESİN yenilgisi farklı noktalarda olabilir.

Kayıplar aynı değildir.

Bunu elbette her birimiz kendimiz biliyoruz.

Başkalarına itirafa gerek olmasa bile bizi içten içe bitirip tüken yenilgilerimizi biliriz.

Tüm mesele bu yenilgileri 'Verimli Yenilgi' haline nasıl çevireceğimizdir.

Bunu başardığımız vakit yenilgiyi yenmiş olacağız.

Kazanımlarla çıkacağız işin içinden.

O yenilgiler bizim için paha biçilmez kıymette olacak. Öğreticiliğinin farkına varacağız çünkü.

Ders mahiyetine geçecek her yenilgimiz.

Yeni arayışlara yönlendirecek ve taze çıkış kapılarının önüne getirecek.

MESELE elbette zihniyetle alakalıdır.

Nasıl değerlendirip ne şekilde yorumladığımıza ilişkindir.

Yaptığımız kusurları görüp onları tekrar etmeme hususunda bizi ulaştıracağı kararlılıktır.

Olayları iyi okuyup doğru zamanda isabetli kararlar verebilmekle ilgilidir.

VERİMLİ YENİLGİ bize sabrı ve sebatlı olmayı öğreten yenilgidir.

Yapıp ettiklerimizin ne kadar gerçeğe uygun olduğunu düşündüren yenilgidir.

Grevlerimizi, kulluğumuzu imanımızın gereğince ifa konusundaki kararlılığımızı yeniden oluşturan yenilgidir.

Zihnimizde dindar sayabiliriz kendimizi. Doğru görebiliriz. Âdil sayabiliriz. Merhamet üzere olduğumuzu kabul edebiliriz. Ancak saha deneyimi bizi test eder ve zayıf noktalarımızı ortaya çıkarır.

Bu zayıflıklarımızı, güçsüzlüklerimizi, gereğinden fazla kabarıp şişinmelerimizi, abartılmış özgüvenlerimizi, kimseye danışmaya lüzum görmeyecek kadar her şeyin en doğrusunu kendimizin bildiği şeklindeki yanılsamayı gözümüzün içine sokar.

İşte burada samimi olabildiğimizde, ciddiyeti elden bırakmadığımızda, sağlıklı bir analiz yapabilme yetimizi geliştirdiğimizde yenilgimiz bizim için verimli olmaya başlayacaktır.

RİSK ve fırsatların ne olduğunu daha berrak gösterir verimli yenilgi.

Neleri kesinlikle yapmalı, nelerden muhakkak kaçmalı bunu ayan beyan ortaya koyar.

Tekrar ayağa kalkma ve yürüme dirayeti sağlayandır verimli yenilgi.

Büyük başarılara imza atanların esasen pek çok elem verici korkunç yıkımların içinden çıkıp geldiklerini hatırlatır ve bize olumlu motivasyon sağlar verimli yenilgi.

Dibi gördüğümüz vakitler bakmayı unuttuğumuz gökyüzünün enginliğine çağırır.

Şunu asla unutmamalıyız ki, yenilgiyi verimli hale getirmenin ilk kuralı onu kabullenmektir. Ardından diğer işlemleri yapma fırsatları buluruz çünkü.

BEKLEMEYİ öğretir.

Dikkatli bir inceleme ve süreçleri takip etmemizi öğütler.

Farkında olmadığımız yeni yeteneklerimizin açığa çıkmasına fırsatlar sunar.

Egomuz yaralanır onu nasıl onaracağımızı belletir.

Övünmelerimiz biter.

Başkalarının başarılarını hor görme alışkanlığı sona erer.

Eşitlik duyguları filiz vermeye başlar bünyemizde.

Kınama eyleminden uzak durmamızı sonuç verir.

Başarı ile övünmemek gerektiğini hatırlatır. Düştüğümüzde öldük, bittik demenin de yanlışlığını belirginleştirip yeni yollar ve yöntemler arayışına iter.

Ümit duygusunun hayatta ne kadar önemli bir karşılığının olduğunu tattırır.

Esasen yenilginin en başka negatif düşünme sisteminin cenderesine attığından bizi pozitif düşünme noktasına taşır.

Kısacası; acılarımızı tatlandırmak elimizde.

Yaralarımızı sarmamız mümkün.

Düştüğümüz yerde kalmaya mahkûm değiliz.

Yeter ki, düşünce sistemimizi değiştirelim.

İşte o zaman yenilgilerimiz 'Verimli Yenilgi' olacaktır.

Ya Selam!