Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yardımseverliğini, Ankaralılarla olan iletişimini, yönetimdeki başarısını değerlendiren "City Mayors Foundation" adlı kuruluş Yavaş’ı"2021 Dünya Belediye Başkanı Başkent Ödülü"ne layık görmüş.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın yardımseverliğini, Ankaralılarla olan iletişimini, yönetimdeki başarısını değerlendiren "City Mayors Foundation" adlı kuruluş Yavaş'ı"2021 Dünya Belediye Başkanı Başkent Ödülü"ne layık görmüş.
Peki, kimdir, nedir bu "City Mayors Foundation" adlı kuruluş? "City Mayors Foundation" 2003 yılından beri faaliyet gösteren 'Dünya Belediye Başkanları Vakfıdır. Dünyadaki şehirlerin yaşanılır hale getirmek için çalışmalar yapar. Yaptığı çalışmalardan biri de iki yılda bir yeryüzündeki belediye başkanlarının şehirlerine yaptıkları hizmetleri değerlendirmek; şehirlerine kattıkları ile öne çıkanları 'Dünya Belediye Başkanı' olarak seçmek ve ödüllendirmektir.
'City Mayors Foundation" adlı bu kuruluş, 2021 yılı içinde de dünyada çalışmaları ile göz dolduran 32 belediye başkanının jüri tarafından değerlendirmesini istemiş. Jürinin ortak değerlendirmesi sonucunda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 2021 Dünya Belediye Başkanı Başkent Ödülü"ne layık görülmüş. Mansur Yavaş'ın yanı sıra değişik dallarda Hollanda/Roterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, Fransa/Grigny Belediye Başkanı Philippe Rio, Almanya/Mannnheim Belediye Başkanı Peter Kurz, Portekiz/Brange Belediye Başkanı Francois Decoster, İtalya/Sn Bellino Belediye Başkanı Aldo D'Achille ödüle layık görülmüş. Ayrıca Jüri özel ödülü de Suriye/Rakka Belediye başkanı Leyla Mustafa'ya verilmiş.
Ankara Büyükşehir Başkanına verilen 'Dünya Belediye Başkanları Başkent" ödülünde: Mansur yavaş için: Ankara Belediye Başkanı seçildikten sonra halkın güvenine ve şeffaflığına dayalı bir liderlik tarzı geliştirdiği, yolsuzlukla mücadelede cesaret ve inanç gösterdiği vurgulanmış. Yavaş'ın gıda yardımı, parasal destek ve diğer hayati hizmetlerin sağlanması da dahil olmak üzere bir dizi güvenlik ağı programına rağmen toplumun yoksul ve en savunmasız kesimlerini desteklediği belirtilmiş.
Ülkemizin bir belediye başkanının uluslar arası bir kuruluş tarafından yılın 'Dünya Belediye Başkanı' seçilmesi bize ancak ve ancak gurur verir ve seçilen bu kişiyi de tebrik etmek düşer. Normali budur. Ancak, burası Türkiye… Burada medya ve basının büyük bir kısmı taraflıdır. O nedenle övünç kaynağı olan böylesi bir olay dahi haber yapılmaz. Yandaş dediğimiz olay ve durumları iktidarın görüş ve düşüncelerine göre düzenleyen gazetelere bakıyorum tek sütün dahi ayırmamışlar bu başarıya. Televizyonlara bakıyorum sus pus… Ancak aynı gazeteler aynı zaman diliminde mesela; 'Birleşik Krallık Kraliçesi II. Elizabeth Kuzey Kore halkına ülke kuruluşunun 73. yıl dönümünde bir tebrik mesajı göndermesini', 'Londra'daki Tower Bridge köprüsünü su basmasını, su baskını nedeni ile trafikte aksaklıklar yaşanmasını ve Londralıların bu olayı şaşkınlıkla karşılamasını', haber yapıp gazetelerine taşımışlar.
Sahibinin sesi yandaş gazetelerin en babalarından biri ise; 'Mansur Yavaş'ın aldığı ödül kof çıktı.', başlığını atmış. Sonra da bu ödülün yeryüzünde 32 belediye başkanına verildiği yalanını haber yapmış. Yalanını belgelendirmek için de jüriye değerlendirmeleri için düzenlenen belediye başkanlarının resim ve eşkallerinin yer aldığı İngilizce metinleri yayınlamış. 'Nasıl olsa bizim koyunlar İngilizce bilmiyorlar ya bunu da anlamazlar', diye de okurlarının aklıyla alay etmiş. Türkiye'deki kitlesel iletişim araçlarının büyük bir kısmının taraflı olduğunu, kamuoyunu doğru bilgilendirmediğini, etik davranmadığını, iktidarı övmenin dışında da herhangi bir konuda fikir üretmediğini biliyoruz; ancak hasetliğin bu kadarı akla ziyan.
Bilindiği gibi hasetlik şeytani bir duygudur. İblis'in Hz. Âdem'e hissettiği bu duygu kıskançlığın zirve yapmış halidir. Kabil'in, kardeşi Habil'i öldürmesi bu duygunun ilk örneğidir. Hz. Yûsuf'un kardeşleri tarafından kıskanılıp kuyuya atılması yine Kuranı Kerim'in verdiği önemli hasetlik örneklerdendir.
Devekuşu misali başını kuma gömen, aklıselimden uzak, çıkar odaklı, tarafgir basın ve medyanın bir an önce kendisine gelmesi gerekir. Bu çarpık zihniyetin en fazla zarar verdiği alan İslam dinidir. Ülkemiz gençlerinin deist ve ateist olmalarında bu anlayışın payı büyüktür. Kendinden olmayanları düşman gören, sürekli nefret üreten, FÖTÖ'nün bütün hırsını, kinini, hıncını ve hışmını yaşatmaya çalışan Covit 19'dan çok daha tehlikeli bu marazi hastalıktan ülkemizin bir an önce kurtulması şarttır, elzemdir.