Malum olduğu üzere Türkiye enerji zengini bir ülke değil. Yıllık enerji ihtiyacının (petrol ve doğalgaz) çok büyük bir kısmını, neredeyse tamamına yakınını ithal etmektedir.
Yıllık enerji ithalatına bugünün verilerine göre 110 milyar dolar civarında para ödüyor. Bu da cari açığa neden oluyor. Türkiye cari açığını yurtdışı işçi döviz gelirleri ve turizm gelirlerinden kapatıyor. Dolayısıyla enerji meselesi Türkiye için son derece hayati öneme haiz Milli bir konudur.
Somali Doğu Afrika'da, Afrika boynuzunda Yemen Denizi kıyısında ve Kızıldenizin giriş kapısı diyebileceğimiz coğrafi bir konumda son derece jeopolitik, jeostratejik ve ekostratejik önemi yüksek bir ülkedir.
17 milyon nüfusu, yeraltı kaynakları oldukça zengin, yüksek miktarlarda demir, uranyum, doğalgaz ve petrol rezervlerine sahip halkı Müslüman bir ülkedir. Uzmanlardan alınan verilere göre yaklaşık 500 milyar dolar civarında karada ve karasuları ile deniz egemenlik yetki alanlarında petrol rezervleri olduğu belirtilmektedir. Somali, Afrika, Kızıldeniz ve Akdeniz bölgesinde adeta anahtar bir ülke.
Ayrıca ülkede Batı emperyalizmi destekli 10 yıllardır çöreklenmiş Eş Şebab terör örgütü terör faaliyetlerini sürdürmekte, denizlerde de korsanlık faaliyetleri nedeniyle güvenlik ve istikrar zafiyetleri sonucunda ekonomik ve kalkınma potansiyeli hayata geçirilememektedir.
İki ülke siyasi ve diplomatik ilişkilerine baktığımızda ilk olarak 1971 yılında Somali'nin başkenti Mogadişu’da Büyükelçilik açan Türkiye, Ülkede yaşanan iç savaş, çatışma, istikrarsızlık ortamı vb. nedenlerle 1991 yılında Büyükelçiliğini kapatmak zorunda kaldı. Ülkede yaşanan iç savaş, çatışmalar, terör eylemleri, kıtlık ve açlık krizinin çözülmesi amacına yönelik BM Güvenlik Konseyi Kararı çerçevesinde oluşturulan Uluslararası Görev Gücü kapsamında Türk Askeri, barış ve güvenliğin sağlanması, kıtlık ve açlığın önlenmesi için Somali'ye gönderildi.
Burada 2 yıl görev yapan Türk Askeri görevini tamamladıktan sonra 1995 yılında Yurda döndü.
Türkiye uzun bir iç savaş ve çatışmalar yaşayan Somali'ye, 2011 yılında Afrika açılımı ve yeni stratejik dış politika anlayışı çerçevesinde başkent Mogadişu’ya Büyükelçiliğini tekrar açtı. 2017 yılında ise Somali’de normalleşme, çatışmaların biraz durulması, seçimler sonucunda Cumhurbaşkanının seçilmesi ile yeni hükümetin kurulması akabinde iki ülke arasında imzalanan askeri ve güvenlik anlaşmaları uyarınca Türkiye başkent Mogadişu’da Afrika'nın en büyük askeri üssünü kurdu.
Bu, Türkiye’nin Afrika’da çok büyük ve stratejik bir adımıydı. Türk Askeri orada Somali Ordusuna askeri eğitim vermektedir. Böylelikle Türkiye ve Somali arasında uzun vadeli, stratejik, derinlikli müttefiklik ilişkisi kuruldu. Somali Afrika’da Türkiye'nin en önemli dost, müttefik ve stratejik ortaklarından biri oldu.
Osmanlı dünyada her yerde vardı. Afrika’da da vardı. Kuzey, Doğu, Batı ve Orta Afrika’da etkinliğini ve gücünü her zaman gösterdi. Ancak Osmanlı'nın yıkılmasından sonra yaklaşık 100 yıldır Türk izi bölgede silinmeye yüz tutmuştu. Bölgedeki boşluğu Amerika, Avrupa, Rusya doldurdu ve günümüzde ise Çin hızlı bir girişle doldurmaya çalışmaktadır.
Malum Afrika son 200 yıldır Amerika ve Avrupa tarafından vahşice, barbarca ve hunharca soykırıma uğratıldı, istila edildi ve kaynakları sömürüldü. Günümüzde artık bölgeden Avrupalılar, İngilizler ve Fransızlar kovulmakta ve kovalanmaktadır.
Afrika'da büyük dünya güçleri; Amerika, Rusya,Çin var. Ancak yaklaşık 10 yıldır Türkiye de var. Uzun vadeli stratejik ve müttefiklik ilişkisi kurmaktadır. Ancak Türkiye diğer küresel güçler gibi sömürgeci ve yam yam bir zihniyetle değil; demokratik, adil, medeni bir çerçevede kazan kazan anlayışı ile dış politikasını yürütmektedir. Türkiye bölgede 2020 yılı Temmuz ayında Nijer, Etiyopya ve Umman ile stratejik, güvenlik ve ekonomik bağlamda çok önemli anlaşmalar imzaladı ve müttefiklik zemini kurdu.
Bundan önce de Sudan ile çok önemli askeri ve güvenlik anlaşmaları imzaladı.
Günümüzde Türkiye'nin, Afrika'da Sudan ve Nijer dahil, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında toplam 16 ülkede askeri üsleri var. Bu ne demek? Bu ülkelerle Türkiye'nin çok büyük askeri, ekonomik, politik, stratejik ve enerji vb. konularda çıkarı ile dostluk ve müttefiklik ilişkisi var demek.
Bu ülkeler; KKTC, Irak, Suriye, Somali, Katar, Azerbaycan, Lübnan, Libya, Kosova, Arnavutluk, Bosna Hersek, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali, Sudan ve Nijerdir.
Ayrıca Etiyopya ve Umman ile de Türkiye güvenlik, enerji, ekonomik ve ticari anlaşmalara imza attı. Türkiye'nin Pakistan ve Türkistan bölgesindeki Türk Devletleriyle olan ruhi, kutsi, stratejik, dostluk ve müttefiklik ilişkilerini söz konusu bile etmiyorum…
Tekrar konumuza dönecek olursak ve Somali'ye gelecek olursak! Somali de yukarıda saydığım ülkelerden biridir, Türkiye açısından. Türkiye'nin stratejik ortağı, dost ve müttefikidir. Türk Askeri Somali askerlerine askeri eğitim vermekte, yaklaşık 8.100 Somalili öğrenci de Türkiye'de eğitim görmektedir.
Tüm bunlara ilave olarak Türkiye ve Somali arasında son dönemde, gününüzde iki önemli, stratejik, uzun vadeli, çok boyutlu ve son derece hayati öneme haiz 2 anlaşma imzalandı. Bütün dünya, dünya basını da bu gelişmeleri gıpta ve hayretle izledi, gördü, haberleştirdi. Konunun ne kadar hassas ve can alıcı olduğunu buradan anlayabilirsiniz!
Birincisi 8 Şubat 2024 tarihinde Türkiye ve Somali arasında; tüm Somali kıyılarının, karasuları ve kıta sahanlığının, deniz yetki ve egemenlik alanlarının 10 yıl süreyle Türk Deniz Kuvvetleri ve Türk donanması tarafından korunması konusunda imzalanan antlaşmadır. İkincisi de yine iki Devlet arasında 7 Mart 2024 tarihinde imzalanan, Somali'nin tüm kara ve deniz bloklarında yani karada ve denizlerde petrol ve doğalgaz arama, çıkarma, işletme, değerlendirme ve dağıtım ve satışına ilişkin kapsamlı işbirliği anlaşmasıdır.
Kısacası çıkarılması ve değerlendirilmesi durumunda her iki Ülkeye de 10 yıllar boyunca yetecek enerji kaynaklarından bahsediyoruz.
Türkiye'nin Somali ile yaptığı bu son iki anlaşma özelinde bile değerlendirecek olursak; Afrika boynuzunda, Doğu Afrika kıyılarında, Yemen Denizi, Kızıldeniz ve Akdeniz'in güney kapısında yer alan söz konusu Ülke ile yapılan işbirliği Ülkemizin gücüne güç katacak; ticari, ekonomik, enerji, güvenlik, diplomatik, stratejik ve küresel güvenlik bakımından Türkiye'nin etkinliğini ve belirleyiciliğini arttıracaktır.
SOMALİ AFRİKA’DA TÜRKİYE’NİN İKİNCİ LİBYA’SI OLDU.
Yukarıda saydığım ülkelerle ve son olarak Somali ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde yürütülen dış politika; siyasi, askeri, ekonomik, diplomatik, ticari, enerji vb. alanlarda Türkiye'nin yüksek ve Milli çıkar ve menfaatlerinin korunması ve artırılması amacına yönelik olarak, uzun vadeli, stratejik ve müttefiklik ilişki, işbirliği ile kenetlenme ve eklemlenme kurulması, Türkiyeyi bölgesel güç olmaktan çıkarıp küresel güç haline getirilecektir. Bu da çok fazla zaman almayacak, önümüzdeki 10 yıl içinde gerçekleşecektir diye öngörüyorum. Tüm bu gelişmeler Türkiye'nin ve Türk Dış politikasının uluslararası sistem içindeki ve küresel siyasetteki gücünü arttıracak; Uluslararası barışın, demokrasinin, adaletin, medeniyetin ve refahın artırılması ve tesisi bağlamında oyun kurucu ve aktör konumuna yaraşır bir ülke olma vasfını perçinleyecektir.
Saygı ve selamlarımla…