Bir yazılımcı olarak, teknolojinin nereye gittiğini görmek her zaman benim için heyecan verici olmuştur. Bu bağlamda, Türkiye'nin 14 yıldır üzerinde çalıştığı ilk kuantum bilgisayarı 'QuanT'ın tanıtılması, sadece bir bilim ve teknoloji meraklısı olarak değil, aynı zamanda mesleki açıdan da bana büyük bir coşku veriyor. Kuantum bilgisayarlar, bilgi işleme ve hesaplamaya yeni bir kapı açıyor ve bu gelişme, ülkemizin teknolojik alanda ulusal arenada yer alma çabasını somutlaştırıyor.
Türkiye'nin ilk kuantum bilgisayarı "Quantum Computer of TOBB ETÜ" olarak adlandırılan QuanT, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin öncülüğünde, TÜBİTAK, Aselsan ve Savunma Sanayii Başkanlığı'nın katkılarıyla geliştirildi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın da katıldığı tanıtım etkinliğinde, Yılmaz, kuantum bilgisayarların stratejik alanların dışında sağlık, finans, sensör teknolojileri ve ileri malzeme geliştirme gibi alanlarda da devrim niteliğinde değişiklikler getireceğini belirtti. Bu bilgisayarlar, klasik bilgisayarların binlerce yıl alabilecek işlemlerini saniyeler içinde yapabilir.
Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, kuantum teknolojilerinin 2035 yılına kadar 2 trilyon dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaşacağını öngördü. Türkiye'nin savunma sanayii sektöründeki 2023 yılı büyüklüğü 15 milyar dolar, bunun 3 milyar doları ise derin teknolojiler ve hızlı ürüne dönüşebilecek yatırımlar olarak kaydedildi. Bu rakamlar, ülkenin teknolojik bağımsızlık yolundaki ilerlemesini gözler önüne seriyor.
Kuantum bilgisayarlar, klasik bilgisayarların aksine, kuantum mekaniğinin tuhaflıklarından faydalanarak çalışır. Elektronların ve protonların davranışlarını kullanarak, klasik bilgisayarların çok ötesinde, daha küçük alanlarda ve çok daha yüksek hızlarda hesaplama yapabilirler. Elektronlar, klasik fizikte çekirdeğe yapışmaları beklenirken, kuantum fizikte ise bu olasılıklar arasında 'doğru yolu' kendileri bularak, bilgisayar işlemlerine bir nevi 'doğal zeka' katıyorlar.
TOBB Başkanı RifatHisarcıklıoğlu, QuanT'ın savunmadan finansa, mobiliteden siber güvenliğe kadar birçok alanda Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artıracağını vurguladı. Ayrıca, yerli algoritmaların geliştirilmesi ve Türkiye'nin bu alanda liderlik konumuna erişmesi için bu bilgisayarın kritik bir adım olduğunu belirtti. Bu gelişme, sadece teknolojik ilerlemeyi değil, aynı zamanda ekonomik ve stratejik bağımsızlığı da destekliyor.
Kuantum bilgisayarların çalışma prensibi, klasik bilgisayarların elektrik akımına dayalı 0 ve 1'lerinden çok farklıdır. Kuantum bitler (kubitler), aynı anda birden fazla durumda olabilir, bu da onları tek bir bit'ten çok daha fazla bilgi taşıyabilen yapılar haline getirir. Bu özellik, özellikle karmaşık optimizasyon problemleri, şifre çözme ve büyük veri analizleri gibi alanlarda devrim yaratma potansiyeline sahip.
QuanT, Türkiye'nin teknoloji vizyonunun bir sembolü olarak, sadece akademik ve araştırma çevrelerinde değil, endüstriyel uygulamalar ve ulusal güvenlik konularında da büyük bir potansiyel taşıyor. Bu, ülkemizin teknolojik bağımsızlık ve liderlik yolculuğunda atılmış önemli bir adımdır.