Teröre dış destek ve terörle mücadele 8

Türkiye’deki bölücü ve yıkıcı terör örgütlerine İran desteği hususuna gelince, önemli bir Kürt nüfusuna sahip olan İran bölgenin Kürt politikaları konusunda önemli ve yadsınamaz bir oyuncu durumundadır. İran-Irak düşmanlığında İran, kaçınılmaz olarak Irak’ı güçsüzleştirmek için Irak Kürtlerini kışkırtma yoluna gitmiştir. Irak Kürtlerinin kışkırtılması ya da ayaklandırılması, Tahran’ın çıkarına olmasına karşılık, Türkiye’nin aleyhine olacaktır. Çünkü Iraklı Kürtlerin ayaklanması, Türkiyeli Kürtlerin de harekete geçmesine neden olacaktır. İran bölgede Türkiye’yi kendisine rakip olarak gördüğü için “Kürt konusunu” Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanmakta, bunun sonucunda da Türkiye’deki bölücü terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık etmek yönünde bir yaklaşım, bir politika sergilemektedir. İki devlet arasında Kürtler 1920’li yıllardan itibaren bir tahrik unsuru olarak kullanılmaktadır.

İran, 1979 İslam Devriminden sonra çevre ülkeler olan yaklaşımını değiştirmiştir. Dini esaslara dayanarak kurduğu rejimini komşu Müslüman devletlere ihraç etmek yönünde bir politika yürütmeye başlamıştır. Böylece komşu ülkelerdeki bölücü niteliği olan örgütleri desteklemekte ve himaye etmektedir. Bu durum bölgedeki terörizmi ve Türkiye’ye karşı bölücü terör tehdidini arttırmıştır.

Türkiye ve İran arasındaki Kürt sorunu, diğer bir değişle İran’ın PKK’ya verdiği destekten kaynaklanmakta olup, özellikle 1980’li yılların ortalarından itibaren bu destek hız kazanmıştır. Türkiye, İran-Irak savaşı sırasında PKK ile mücadele konusunda Kuzey Irak’a askeri harekat imkanı tanıyan, Irak ile yaptığı anlaşma çerçevesinde Kuzey Irak’a yönelik yirmi beşin üzerinde sınır ötesi harekat gerçekleştirdi. Bu harekatlar, Irak yerine Türkiye-İran arasında sorun oldu ve İran bu harekatlardan oldukça rahatsızlık duydu. Türkiye’nin teröre karşı Kuzey Irak’a yaptığı bu operasyonları İran, Türkiye’nin Kuzey Irak’a yönelik tarihi emellerinin bir göstergesi olarak algılanmıştır. 1984 yılını Kasım ayında İran sınırına yakın bir yerde yapılan operasyonda PKK militanlarının İran’a kaçması, örgütün İran tarafından açıkça desteklendiğinin bir göstergesi idi. Bu operasyondan hemen sonra 28 Kasım 1984’te iki ülke arasında terör faaliyetlerinin önlenmesini amaçlayan bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma iki ülke arasında hafif bir yakınlaşma sağlamakla birlikte, yumuşama uzun sürmedi. Çünkü bu anlaşma sadece, savaş döneminde İran’ın Türkiye’nin tarafsızlığını sağmak amacıyla yürüttüğü politikanın bir parçasıydı.

İran’ın reddetmesine rağmen PKK’nın bu ülkede barındığına dair göstergeler açık ve nettir. İran’ın sınır bölgesindeki otorite boşluğu ve Kürt kökenli İranlıların PKK’ya sempati duymalarından dolayı PKK, bu ülkede destek bulmakta ve özellikle Kuzey İran’da örgütlenmektedir. PKK’nın, aldığı bu destek nedeniyle İran İslam Devrimi hakkında övgüyle söz ettiği görülmektedir. Kanıtlanmış olmamakla birlikte çeşitli kaynaklara göre, PKK’nın İran’da çok sayıda kamplarının bulunduğu, örgüt üyelerinin Rızaiye kenti ile Zeve arasında eski bir kışlada eğitim gördükleri iddia edilmektedir.

KAYNAKÇA

  • – BAŞAR, Cem -“Terör Dosyası ve Suriye” Uluslar arası İlişkiler Araştırma Merkezi yayınları, Lefkoşe , 1996.
  • – BÖLÜKBAŞI, Süha – “Türkiye ve yakınındaki Ortadoğu” Dış Pol. Ens. Yayınları, Ankara, 1992.
  • – DENKER M., Sami - “Uluslar arası Terör, Türkiye ve PKK” Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1997.
  • – FULLER, e. Graham- Çev. Özden ARIKAN, “Kuşatılanlar:İslam ve Batının Jeopolitiği” Sabah kitapları, İstanbul, 1996.
  • –KOCAOĞLU, Mehmet -“Uluslararası İlişkiler Işığında Ortadoğu” , Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1995.
  • – MANİSALI, Erol – “Ortadoğuda Yeni Dengelerin, Doğu Akdeniz’den İç Asya’ya Uzanan Eksene Oturması ve Türkiye” , Su Sorunu, Türkiye ve Ortadoğu, Bağlam Yayınları, İstanbul, 1993.
  • – ORAN , Baskın – “Kalkık Horoz: Çekiç Güç ve Kürt Devleti”, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1996.