İstanbul Esenyurt’ta iki kız çocuğu ile 34 TMF 87 plakalı minibüse binen yabancı uyruklu kadın, bir süre sonra yanlış araca bindiğini fark edince inmek istiyor. Ücret ödemeden inmek istediği için minibüs şoförü sinirleniyor ve kapıları kapatıp ilerliyor.

İstanbul Esenyurt'ta iki kız çocuğu ile 34 TMF 87 plakalı minibüse binen yabancı uyruklu kadın, bir süre sonra yanlış araca bindiğini fark edince inmek istiyor. Ücret ödemeden inmek istediği için minibüs şoförü sinirleniyor ve kapıları kapatıp ilerliyor. Yabancı olduğunu ve yanlış araçta olduğunu sonradan fark ettiğini ısrarla anlatmaya çalışan kadın, minibüsten inemeyince kapının açılması için sesini yükselterek kapıya vurmaya başlıyor. O sırada sinirlenen sürücü, aniden gaza basarak hızlanınca kadın ile küçük çocuğu savrularak üst üste yere düşüyorlar.

Kadın, öfkesinden bağırmaya başlarken yere düşen çocuk ilk şoku atlattıktan sonra bir yolcunun yardımıyla yerden kalkıp, annesine sarılıp ağlamaya başlıyor.

Tüm bunlar yaşanırken dolu olan minibüsteki yolcuların hiçbirinden ses çıkmıyor. Yere düşen çocuğu kaldırmaya bile tenezzül etmiyorlar!

Biz ne zaman bu kadar vicdansız, duyarsız bir toplum olduk? Bir yerlerde haksızlığa uğrayan, kaza geçiren ya da kötü bir durumla karşı karşıya olan insan gördüğümüz anda müdahale etmek yerine telefona sarılıp görüntü alan robotlara dönüştük. Pes doğrusu!

Dünyanın en misafirperver, en yardımsever, en cömert toplumu olan Anadolu insanı, ne ara bu kadar ahlaktan, vicdandan yoksun hale geldi!? Kadına ve çocuğa uygulanan şiddete asla sessiz kalmayan toplumumuz, şimdi neden sessiz? Orada yerlerde yuvarlanan insanlar, siyah tenli olduğu için olabilir mi?

Minibüsteki insan(!)lara, özellikle erkek olanlara soruyorum: Nasıl tahammül ettiniz? Yere savrulan, canı yanan çocuk sizin olsaydı böyle kayıtsız kalabilir miydiniz? Aynı hareket Türk olan bir genç kızımıza, çocuğumuza yapılsa idi yine sessiz kalacak mıydınız? Sanmıyorum…

Ki oradaki mevzunun para olduğunu düşünmüyorum. Olanların tek sebebi ırkçılık! Konu para olsa da olmasa da bir şoför, yolcuları özellikle düşürmek için hamle yapmaz. O parayı almanın bir yolunu bulur ama yolcuya zarar vermeyi aklından geçirmez. Fakat 7 Ocak'ta çekilen o görüntüler bir nefretin dışavurumunu yansıtıyor. O nefretin sebebi de belli.

Buradaki olay, o kadının ve çocuklarının yabancı uyruklu olması. Tabi biz toplum olarak orda da çifte standart uygulamayı iyi biliriz zira yabancı uyruklu olan kişi renkli gözlü ve sarışın olursa bakın orda kaç kahraman birden göreceksiniz! Irkçılık zehrini damarlarımıza yavaş yavaş enjekte ederek bizi ne hale getirdiler, farkında mısınız?

Gerçekten midem bulanıyor! Tüm değerlerimizi kaybetmişiz. Demek çocuklarımızın, sevdiklerimizin ya da bizim başına bir şey gelse bir insan evladı çıkıp yardımcı olamayacak, merhamet etmeyecek!

Konu ne olursa olsun orada iki küçük çocuk var yahu! İki küçük kız çocuğu!!! Yazık! Öylece oturup izlemeye utanmadınız mı gerçekten!? Ben izlerken hem şoförün hem keyfinden ödün vermeden oturan yolcuların adına çok utandım çok!

Bu yaşananlar o çocukların kalbini kırdı, onlara hayat boyu taşıyacakları bir travma bıraktı ve orada olanlara şahit olup sesini çıkarmayanlar, o çocukların vebalini omuzlarında taşıyacaklar.

Bunun gibi şoförlerin cezası üç beş bin lira ceza olmamalı! Şoförün, Toplu Ulaşım Kullanım Belgesi süresiz olarak iptal edilmiş, araç ruhsatı geçici olarak askıya alınmış. Yetmez!

İki kız çocuğuna yaşatılan korkunun, travmanın ve çocuklarının önünde aşağılanan annenin yaşadığı üzüntünün cezası 2 bin TL ile belgesinin iptali olmamalıydı! O aileye ulaşıp şoförün özür dilemesi sağlanmalı, çocuklara maddi tazminat ödemesi şart koşulmalı, eğer yapmaz ise hapis cezasına çevrilmeli. Diğer türlü bunun gibi ahlaksızları engellemek mümkün olmayacak gibi görünüyor.

Ve biliyor musunuz, o şoför hakkında işlem yapılması da sosyal medya sayesindedir. Minibüsteki insanların tutumuna bakılırsa eğer bu görüntüler sosyal medyada halkın önüne düşmeseydi olanlar cezasız kalacaktı, eminim. Bu göstermelik 2 bin TL ceza da sus payı muhtemelen.

Toplam bedeli 2 bin TL olan cezanın gerekçeleri, "Taşıma sınırı üstünde yolcu almak", "Trafik güvenliğini ve düzenini hiçe saymak" ve 'Kara yollarında zorunlu bir neden belirtmeksizin durmak" olarak belirtildi. Şiddet başlığı nerede?

Orada resmen şiddet, cana kasıtlı olarak zarar verme eylemi bulunmasına rağmen ceza kesilen başlıklara bakın! Çocuklardan biri yaralansaydı ya da kafasını çarpıp hayatı tehlikeye girseydi bunun hesabını kim verecekti?!

Çok öfkeliyim, çok üzgünüm… Şoför mü daha suçlu yoksa sessiz sedasız izleyen yolcular mı, karar veremiyorum!

2 küçük çocuğun hayatını tehlikeye attığı için hapis cezası alması gereken bir insan, 2 bin TL gibi komik bir rakam ile paçayı kurtarıyor. Bugün o çocukları görmezden gelen adalet, yarın size karşı adil davranır mı sanıyorsunuz?

Kişinin ahlakındaki çürümenin kokusu, çevresindeki tüm ahlaklı insanların midesini bulandıracak kadar keskindir. Eğer orada yaşanan şiddete şahit olup ya da o çirkin görüntüleri izleyip bir öfke, bir bulantı yaşamıyorsanız, o çocukların dışlanmışlığına, hırpalanmasına üzülmüyorsanız, ahlakınızı ve vicdanınızı sorgulamanızı öneririm.

Dini, imanı para olan yetişkinler, çocuklarına cömertliği nasıl öğretebilirler? Vicdansız, ahlaki değerlerine sahip çıkmayan bir toplumda yetişen nesil nasıl ahlaklı ve vicdanlı olabilir? Durumun vahametinin farkında olmamız lazım. Çocuklar eğitilmez, model alır. Nasıl bir model olduğumuzu oturup tekrar gözden geçirmemizin vakti gelmedi mi?