Biliyorsunuz 8 yaşındaki Narin Güran’ın kaybolduğu ilk günden bugüne kadar İstiklal
Gazetesi olarak konuyu çok yakından takip ettik. Ulaştığımız tüm detayları anlık olarak siz
değerli okurlarımıza aktarmanın yanı sıra sosyal medya hesaplarımızdan da sürekli
paylaşımlar yaptık.
Dün hikayemde yine Narin cinayeti ile ilgili bir paylaşım yapmıştım ve takipçilerimden biri
“Narin cinayetini bu kadar uzatmaya değer mi? Ülkede her gün bir sürü çocuk kayboluyor,
öldürülüyor, tecavüze uğruyor. Neden Narin’i bu kadar gündemde tutuyorsunuz? İktidar
neyin üstünü kapatmaya çalışıyor da bizi Narin meselesi ile uyutmaya çalışıyor? Biraz da
ekonominin gidişatını yazın” şeklinde bir mesaj yazdı. Bu mesajı sosyal medya üzerinden
cevaplamak yerine kendisine sizlerin huzurunda yanıt vermek istedim.
Mesajı gördüğümde çok öfkelendim. Narin meselesi ve diğer tüm çocuklara yapılan
eziyetler, siyasetin ve ekonominin çok üzerinde bir konu. Takipçimin mesajda yazdığı gibi
ülkede her gün çocuklara, kadınlara, hayvanlara zarar veriliyor, şiddet olayları giderek
artıyor. Burada sadece Narin’i önemsediğimiz için üzerinde durmuyoruz. Bir Narin daha
vahşi bir cinayete kurban gitmesin diye kalbi kararmışların, vicdan yoksunlarının, ahlaktan
nasibini almamışların cezasını bulmasını ve toplumdan ihraç edilmesini sağlamaya
çalışıyoruz.
Bizim yüreğimize ateş düştü. Siz nasıl bu kadar duyarsız ve vicdansız olabiliyorsunuz?
Hunharca katledilen Narin sizin evladınız olsaydı (ki biz öyle gördük) bu konunun
gündemden düşmesini isteyebilir miydiniz? Bu ülkenin bir köyünde, 8 yaşında bir kız çocuğu,
annesi, abisi, öz amcaları ve yengeleri tarafından sistemli bir cinayete kurban gidiyor ve siz
oturup ekonominin gidişatını ve alım gücünüzü mü dert ediniyorsunuz? Pes doğrusu!
Yaşadığınız ülkede korkunç olaylar yaşanırken, şiddet olayları, cinayetler, tecavüzler,
tacizler ve pedofili vakaları günden güne artarken ekonomik durumunuzu nasıl dert
edinebiliyorsunuz? Toplum olarak ahlaki değerlerimizi bir bir kaybederken çocuklarınızın
geleceği adına endişe etmiyor musunuz? Narin, ne görmüş olursa olsun bedeli bu
olmamalıydı. Bir çocuğu öldürmek bu kadar kolay olmamalıydı. Bunu aklımızın ve kalbimizin
reddetmesi, öfkemizi körüklemesi ve tepkimizi en ağır şekilde ortaya koymamızı sağlaması
gerekirken konuyu sıradanlaştırmanız akıl alır gibi değil!
Diyorsunuz ya hani iktidarın hatalarını konuşun, ekonominin gidişatından bahsedin, geçim
zorluğunu gündeme getirin. Ben de şunu hatırlatayım: Bir toplum nasıl yaşarsa öyle yönetilir!
Bu Allah’ın bize verdiği büyük bir mesajdır. İnsanlığımızı kaybettiğimiz, ahlaksızlığı ve faizi
normalleştirdiğimiz bir yaşantıda hala yiyecek bir lokma ekmek bulabildiğimize şükretmemiz
gerekmez mi?
Narin meselesi nasıl gündemdeki konuların unutulması için körükleniyor olabilir? Zaten asıl
gündemimiz bu olmak zorunda değil mi? 8 yaşında küçücük bir kız çocuğu, birinci derece
yakınları tarafından planlı bir cinayete kurban gitti. Narin’in köyünde daha önce de öldürülen
kız çocuklarının olduğu gündeme geldi. Daha bu konu açıklığa kavuşmadan Tekirdağ’da Sıla
bebeğin haberini aldık. Dün Alanya’da bir katı atık tesisinde bir bebek cesedi bulundu.
Bu kadar ahlaksızlığın ve acımasızlığın ayyuka çıktığı, şiddetin iletişim biçimi haline geldiği
ülkemizde daha önemli nasıl bir gündem maddesi olabilir? Zaten bu olayın üstünü
kapatmaya çalışanlar, katillerin ve yardımcılarının siyasi bağlantıları değil miydi?
Madem siyaset konuşmak istiyorsunuz o halde şu detayı da paylaşayım. Narin,
kaybolduktan birkaç gün sonra bulunmuştu. Boğularak öldürüldüğünü siz dün adli tıp
sonuçlarından öğrendiniz ancak biz 30 Ağustos’ta bu bilgiyi zaten almıştık. Narin’in bir
tepede bulunduğunu, oraya gömülmeden atıldığını, bulunduğu tepede bir süre yaşam
mücadelesi verdiğini öğrenmiştik.
Biz çok üzgünüz, çok öfkeliyiz ve canımız yandı. Bu yüzden susmayacağız. Madem siyaset
çok umurunuzda Narin’i öldürenleri koruyan siyasetçilerin ortaya çıkması ve cezalarını
çekmeleri için sizler de bu konuyu gündemde tutmak zorundasınız. Eğer Narin ve Sıla bebek
meselesini gündemden düşürürsek bu tür olayların daha fazla yaşanmasının önüne
geçemeyiz.
Bu günahsız yavrulara kıyanların en ağır bedelleri ödemesi için elimizden geleni yapmak
zorundayız. Narin yavrumuza Allah’tan rahmet, Sıla bebeğe ise Allah’tan şifa diliyorum.
Diğer tüm insanlara ise vicdan, merhamet ve güzel ahlak diliyorum. Bizi güzel ahlaktan ve
Allah korkusundan başka hiçbir şey kurtaramaz.