Telefonum çaldı. Arayan Manas Yayıncılığın Genel Koordinatörü Şener Bulut’tu. Selam faslından sonra Şener Bey, “az önce Yakup Ömeroğlu ile konuştum. Kendisi çok hasta, konuşmamız, Hazar’ın güzellikleri, Hazar Şiir Akşamları etrafında dönüp durdu. Özlemiş Hazar’ı”, dedi. Üzüldüm. “Çok mu hasta Şener Bey?” dedim. “Çağın amansız hastalığı… Ne diyorum biliyor musun? Hazar’ın balı şifa olur belki.” Düşündüm, bir arkadaşım vardı emekli öğretmen, arıcılık yapıyordu. O geldi aklıma. “Şener Bey, ben Hazar balını temin ederim”, dedim. Mehmet Vardı Bey’i aradım. “Köydeyim”, dedi. Durumu anlattım. “Olur, Elazığ’a gelirken getireyim.”, dedi. İki gün sonra Mehmet Bey’in getirdiği balı alarak Manas Gönül ve Kültür Evi’ne gittim. “Balın ücretine ben ortak olayım”, dedim Şener Bey kabul etmedi. Bir güzel sarıp sarmaladık kavanozdaki balı. Şener Bey, paketi aldı kargoya vermek üzere çıktı.
Aradan 20 gün geçmişti. Bir yakınımın düğünü münasebeti ile İzmir’deydim. Bilgisayarımı açtım. Aman Allah’ım. Yakup Ömeroğlu vefat etmişti. Bu kadar çabuk mu? Üzüldüm, elden ne gelirdi ki… Türk dünyası bir büyük değerini daha kaybetmişti. Yakup Ömeroğlu ile olan birlikteliklerimiz gözlerimin önünden geçti. Kendisini, Türk dünyasını ortak dil ve ortak kültürde buluşturan; Türk ülkeleri arasında duygu ve gönül köprüleri kurarak dostluk ve kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmeyi amaçlayan Uluslararası Hazar Şiir Akşamları vesilesi ile tanımıştım. Elazığ’da Ankara’da yapılan kültürel faaliyetlerimizde hep bizimleydi. Ankara’ya her uğradığımda mutlaka Altındağ’da bulunan Avrasya Yazarlar Birliğine uğrar, Elazığ’ımızın iki fahri hemşerisi Yakup Ömeroğlu ile şair Ali Akbaşı ziyaret ederdim. Uzun doyurucu konuşmalarımız olurdu. Yakup Ömeroğlu ile en son 21, 22 Aralık 2023 tarihlerinde ünlü Türk yazar Cengiz Aytmatov’un 95. Doğum yılı münasebetiyle Elazığ’da gerçekleştirilen Cengiz Aytmatov Parkında Cengiz Aytmatov Anıtı’nın açılış töreninde görüşmüştük. Yanında yine can dost şair Ali Akbaş vardı.
58 yıllık ömründe pek çok güzelliğe imza atan, ömrünü Türk dünyasına adayan Dr. Yakup Ömeroğlu, ne de çok iş başarmıştı. Sovyetler Birliği'nin çöküşünün ardından bağımsızlığına kavuşan kardeş Türk ülkelerinin arasında kültür bağı olmadan siyasi bağın güçlenemeyeceğine inandığı için bu doğrultuda çalışmalara yoğunlaşmıştı. Türk Dünyası Gençlik Kurultayları, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günleri ile başlayan çalışmalarını hep bir adım ileriye götürerek olağanüstü gayret göstermişti. Kültürel bağların gençlerle kalıcı hale geleceğine inanan Ömeroğlu, 1993 yılında Türk devletlerinden ve topluluklarından gençleri bir araya getirdi. 1997 yılında kaleme aldığı “Tatarlar ve Tataristan” kitabı ile edebiyat dünyasını Tatar Türkleri ile tanıştırdı. “Türkistan-Yesevî’nin Şehri Yesi’ye Dair” adını verdiği kitabı 2003 yılında yayınlandı. Yazmış olduğu hikâyeler, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, İran ve Rusya’da değişik dil ve lehçelerde yayımlandı. 2006 yılında Türk dünyasından yazar ve şairleri bünyesinde toplayan Avrasya Yazarlar Birliği’ni kurdu ve genel başkanlık görevini üstlendi. Kardeş Kalemler dergisi ile kardeş Türk ülkelerinin yazar ve şairlerini bir dergi etrafında topladı. Bengü yayınları ile Türk dünyasından 250’den fazla edebî eserin Türkiye’de yayınlanmasını sağladı. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Dr. Yakup Ömeroğlu, edebiyat çalışmalarının yanı sıra, radyo ve televizyon programları hazırladı. TRT AVAZ'da Ziynet: Altın Silsile, Kültür - Sanat Avaz, Gönül Bağı, Asya'nın Kandilleri ve Dost Eli gibi birçok programın yapımlarını üstlendi. TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu için Kültürümüz Edebiyatımız ve Türkistan- Yesevi'nin Şehri programlarını 32 dilde hazırlattı. Katılım ve katkıları ile Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarına da can suyu oldu. Ağustos 2017’de 16 ülkeden 65 genç yazarın katılımı ile ilk kez “Türk Dünyası Genç Yazarlar Buluşması” projesini yürüttü. Öncülüğünü yaptığı “Yazarlık atölyeleri” ile gençleri yazmaya özendirdi. Türk dünyasının birliğine yönelik çalışmaları elbette karşılıksız kalmadı. Türkiye, Özbekistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Kosova, Bulgaristan gibi birçok ülke onu şeref madalyası ile ödüllendirdi.
Ömrünü Türk dünyasına adayan Yakup Ömeroğlu, aynı zamanda merkezi Paris’te bulunan Avrupa Bilim Sanat ve Edebiyat Akademisinin de üyesiydi. Ne yazık ki en verimli çağında amansız bir hastalık bu güzel insanı aramızdan çekip aldı. Üzüntüm büyük. Türk birliğinin ve Doğu Türkistan davasının yılmaz savunucusu bu yürek insana Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet, ruhu şad olsun! Ailesinin, sevenlerinin ve Türk dünyasının başı sağ olsun.