Bugün 11 Eylül. ABD tarihi için önemli bir gün.
Trump ve Harris New York'ta ikiz kulelerin olduğu yerdeki tören yerinde el sıkıştı. Her ne kadar dünkü tartışma bittiğinde salondan el sıkışmadan çıkmış olasalarda... Tabi kulis kısmına geçince oldu mu bilmiyoruz.
Seçime iki ay kala gözler dünkü tartışma programındaydı. Vergi politikaları temel odak halk için. Trump üretimi ABD'de yapacak olan şirketlere fayda sağlayacak.
Bu hisse senetleri piyasası gibi, banka ve enerji sektörü için de olumlu mesaj.
Harris ise şirketlere vergiyi arttırıp orta sınıfı rahatlatacağını söylüyor. Şu an hala Trump'ın yürürlüğe koyduğu vergi düzenlemesi uygulanıyor. Bunun süresi 2025'te bitecek. Kongre uzatabilir.
İşte bu ortamda Trump dün "Aç kalan göçmenler evcil hayvan yiyor" ifadelerini kullandı. Bunu doğrulayan veri olmasada fiyat artışları tartışmasız milleti bezdirdi.
Bugün Trump karşıtı basına bakınca piyasalar eski başkanın tartışma performansının ardından Wall Street'in Trump'ın sosyal medya işini hızla cezalandırdığı yazılıyor. Ancak bunlar kısa süreli dalgalanmalar olarak görülebilir. Fakat Trump lehine bahisler gevşiyor.
Bitcoin ve Coinbase dahil diğer sözde Trump işlemleri Çarşamba günü hafif geriledi. Trump Biden ile tartıştığı günün ertesi gün bu hareketlerin tam tersi olduğu aktarılmaktaydı.
Avrupa'nın yeşil enerji payları endeksi, Demokratların yenilenebilir enerjiye geçiş için daha fazla fon sağlayacağı yönündeki spekülasyonlar üzerine yükseldi.
Trump'ın kazanmasından fayda sağlayacağı düşünülen varlıklardaki hamleler, konumlandırmanın Harris lehine döndüğüne dair bir sinyal versede stratejistler fiyat hareketine çok fazla yorum yapılmaması konusunda uyardı.
Halkın Tartışmaya tepkisi
Halkın Trump-Harris tartışmasına tepkisi kutuplaşmış durumda. Her adayın destekçileri, o adayin performansını, kendi mevcut siyasi tercihlerini yansıtacak şekilde olumlu değerlendirdi. Trump'ın destekçileri genel olarak onun sicilini etkili bir şekilde savunduğunu ve Harris'e meydan okuduğunu düşünürken, Harris'in destekçileri onun politika ayrıntılarına ve Trump yönetimine yönelik eleştirilere odaklanmasını takdir etti.
Genel olarak, tartışma mevcut partizan ayrılıkları güçlendirdi ve kamuoyunda önemli bir değişime yol açmadı. Trump savunma pozisyonunda kaldı. Harris ise kendi politikalarını anlatmaktan çok Trump’a saldırdı. Zate Başkan Biden’ın adaylığı dönemi de kampanya bu şekilde ilerlemişti.
Anketler
En son verilere göre anketler, adaylar arasında rekabetçi bir yarış olduğunu ve ankete ve coğrafi odağa bağlı olarak liderliğe dair popülarite sonuçlarında dalgalanmalar olduğunu gösteriyor. Genel olarak ulusal anketler, Trump ile rakibi Harris arasında küçük farkların olduğu sıkı bir yarış olduğunu gösteriyor. Kampanya ilerledikçe ve yeni etkinlikler ortaya çıktıkça anket verilerinin değişebileceğini ve değişebileceğini akılda tutmak gerekir.
Bu arada Trump'a yönelik suikast girişimi biraz hızlı gündemden düştü. İlk başta piyasalar hareketlendi, hemen ardından Cumhuriyetçi Parti kurultayı vardı. Bu bir olay, onu bir kurban ve dirençli bir figür olarak göstererek tabanını toparlayabildi. Ancak bu aynı zamanda güvenlik ve istikrarla ilgili incelemelerin ve endişelerin artmasına da yol açmış olabilir. Seçmenler tarafından nasıl algılandığı tartışmalı.
Dış Politika ve Türkiye
Trump 3. Dünya savaşı vurgusu yaptı. Harris ise “şu anda hiç bir çatışma ortamında ABD askeriyok” şeklinde ifadeler kullandı. Bu ifadelerin gerçekliği sorgulandı. Trump’ın genel bir kürtaj yasağı getireceğini söyledi. Trump bunu reddetti.
Rusya’nın kaybetmesi ABD çıkarı için en iyisi diyebilir misiniz sorusuna Trump “ Savaşın bitmesi ABD çıkarınadır” cevabını verdi.
Hangi adayın ABD-Türkiye ilişkilerine daha faydalı olacağını değerlendirmek, onların dış politika yaklaşımlarını ve Türkiye ile geçmişteki etkileşimlerini dikkate almayı gerektiriyor. Trump'ın Türkiye ile stratejik ittifakları korurken, tartışmalı konularda liderler arası diyalogla ilerleyen karmaşık bir ilişkisi var. Yaklaşımı doğrudan müzakereler ve bazen de alışılmışın dışında diplomasi ile karakterize edildi. Rahip Brunson konusunda ise ton gerildi.
Biden ise daha geleneksel bir diplomatik yaklaşımla ilerledi ve 2020 seçimi öncesi Türkiye'deki insan hakları sorunlarına ilişkin endişelerini dile getirdi.
Sonra süreç diplomatik şekild eilerledi başkanlığı döneminde. Her iki adayın da ilişkileri geliştirmedeki etkinliği, Türkiye ile temel konularda ilişki kurma konusundaki istekliliklerine ve jeopolitik ortamda yön bulma yeteneklerine bağlı olacak. Harris’in bu konuda bir sicil kaydı olmamakla California kaynaklı siyasi geçmişi seçmen kitlesi olan Ermeni diasporası ile olan bağı gibi hususlar ilişkileri gerebilir.
Harris'in demokrat tabanda Arap-Müslüman oylarına yönelik fark yaratabilecek bir başlık olan Filistin ise çok çok kısa bir başlık olarak kaldı. Trump Harris gelirse İsrail diye birşey kalmayacağını ancak bunun Arapların da ordan silinmesi demek olduğunu ifade ettiği. Onu hem israil hem Araplardan nefret etmekle suçladı.
Musk, Microsoft, Alphabet Bağışları
Son güncellemeler itibarıyla Elon Musk’in Donald Trump'ın kampanyasına önemli miktarda bağış yaptığına dair doğrulanmış bir rapor bulunmuyor. Musk, daha önce çeşitli siyasi görüşlerini dile getirmişti ancak Trump'ın kampanyasına kamuya açık olarak büyük meblağlar taahhüt etmedi. Temmuzda ayda 45 milyon Süper Pact’a vereceği söylendi ama bunu yalanladı.
Yüksek profilli kişilerin katkıları bazen resmi olarak rapor edilene kadar spekülatif olabilir. Google ve Microsoft çalışanlarının toplam bağışları daha önemli rakamlar göstermekte Harris kampanyasına katkı olarak. Kişilerin yapabileceği bağışın zaten sınırı var ama çok sayıda şirket çalışanı bu sınıra göre bağış yaptığında toplamda daha fazla bağış sağlanmış oluyor.