Kira tartışmalarının artışıyla birlikte adından sıkça bahsettiren “tahliye taahhütnamesi “ , kiralananın tahliyesi için en kısa yollardan biri olarak görülmektedir.
Kira tartışmalarının artışıyla birlikte adından sıkça bahsettiren 'tahliye taahhütnamesi ' , kiralananın tahliyesi için en kısa yollardan biri olarak görülmektedir. Ama pek çok sözleşme ve yazılı evrak gibi , tahliye taahhüdü de hazırlanırken muhakkak hukuki destek almak gerekir. Aksi halde hem kiracı hem de kiraya veren açısından mağduriyetler yaşanabilir. Peki nedir bu taahütname ?
Tahliye taahhütnamesi, kiracının kiralananı belirli bir tarihte boşaltacağına dair yazılı irade beyanıdır. Tahliye taahhütnamesi Türk Borçlar Kanunu'nda zayıf olarak kabul edilen kiracının, korunmasını sağlamak için getirilmiş olan hükümlerin uygulama alanını daraltarak kiralayana, başka bir nedene gerek olmadan ve herhangi bir tazminat yükümlülüğü altına girmeden, kira ilişkisini ortadan kaldırma imkanını sağlamaktadır.
Kiracıdan tahliye taahhütnamesi alan kiralayan, kiralananın tahliyesini doğrudan icra dairesine başvurarak cebri icra marifetiyle sağlayabilir veya tahliye davası açabilir. Ancak bu yollara başvurulabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir. Bunlar öncelikle tahliye taahhüdünün geçerli olması, tahliye davası veya tahliye yoluyla icra takibinin, taahhüt edilen tahliye tarihinden itibaren 30 gün içinde açılmış olmasıdır.
Tahliye taahhüdünün geçerlilik şartları; yazılı olması, kiracının serbest iradesine dayanması ve kira sözleşmesinden sonra kiralananın kiracıya tesliminden sonra imza edilmiş olmasıdır. Yargıtay'ın güncel uygulamalarına göre kira sözleşmesiyle aynı gün imzalanan tahliye taahhütnamesi geçersizdir. Kira sözleşmesinin başlangıcı tarihinden en erken bir gün sonra imzalanmış olmalıdır. Aynı zamanda kira sözleşmesi düzenlenirken, kiralayanın talebi üzerine kiracı tarafından imzalanan tarihsiz tahliye taahhüdünün sonuçlarına Yargıtay uygulamasına göre kiracı katlanmak durumundadır. Böyle bir durumda kiracı ancak taahhütnamenin sonradan kiralayan tarafından anlaşılan şekil dışında doldurulduğunu iddia edip bunu ispatlarsa taahhütname geçersiz sayılır.
Şekil şartı olmasa da , herhangi bir itiraz durumunda açılacak itirazın kaldırılması davası için tahliye taahhüdünün noter kanalıyla yapılmasını tavsiye etmekteyiz.
Uygulamada ev sahipleri kira sözleşmesi ile birlikte tahliye taahhüdünü boş olarak imzalatmaktadır. Boş olarak imzalanan tahliye tahhüdünün geçerlilik durumu tartışma konusudur. Tarih kısmı boş olan tahliye taahhütlerinin ev sahibi tarafından sonradan doldurulması Yargıtay tarafından hukuka uygun kabul edilir; ancak taahhüdün geçerliliği Türk Borçlar Kanunu'nun 27. maddesindeki şartlara bağlıdır ve irade bozukluğunu iddia etmek ve ispat etmek teorik olarak mümkündür.
Uygulamada önemli olan bir diğer husus ise aile konutu. Eğer kiralanan ev, aile konutu olarak kullanılacaksa, sadece evi kiralayan ve kira sözleşmesini imzalayan tarafın tahliye taahhüdünü imzalaması yeterli değil, diğer eşin de imzalaması gerekir. Çünkü, Türk Medeni Kanunu'nun 194'üncü maddesi, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, eşlerden birisine aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshetme, devretme veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayıcı işlemleri yapma yetkisi vermemektedir.
Tahliye taahhüdünün geçerli olmasının bir başka koşulu da, tahliye tarihinin belirli ve açıkça yazılmasıdır. 'Kira sözleşmesinin sonunda tahliye edilecektir' gibi bir ibare Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2020/2309 sayılı kararında geçerli kabul edilmemiştir.
Tahliye Taahhütnamesi İptal Edilebilir Mi?
Taahhütnamenin iptali için tarafların bu konuda iradesinin uyuşması ve anlaşma yapması gerekir. Ancak bu anlaşma yazılı olmak durumunda değildir. Sadece ispat kolaylığı bakımından yazılı olarak yapılmasında fayda vardır. Bu durumda tahliye taahhütnamesinden geçerli bir şekilde dönülmüş olur. Ayrıca irade sakatlığı ile verilen tahliye taahhütnameleri irade sakatlığı (hata, hile, korkutma) nedeniyle geçersizdir. Ancak iradesi sakatlanan kişi eğer bir yıllık süre içerisinde bu sözleşmeyi iptal ettiğini tek taraflı olarak beyan etmez ise sözleşme geçerli olarak devam eder. Kiracı bu duruma yönelik itirazını her zaman ileri sürebilir. Kendisine karşı başlatılan hukuki prosedür içerisinde bu itirazını ileri sürebileceği gibi geçersizliğin tespiti için bir tespit davası da açabilir.