Sözlerin tesirine, büyüsüne, gücüne inanan bir yazar olarak bu hafta sizlerin karşısına, kaleme almış olduğum bir şiirle çıkmak istedim. Her zaman söylediğim gibi şiir yaşanmışlıkların, birikmişliklerin, tecrübelerin en güzel kelimelerle en sade biçimde anlatılabilmesidir.
Sevgili okurlarım,
Sözlerin tesirine, büyüsüne, gücüne inanan bir yazar olarak bu hafta sizlerin karşısına, kaleme almış olduğum bir şiirle çıkmak istedim. Her zaman söylediğim gibi şiir yaşanmışlıkların, birikmişliklerin, tecrübelerin en güzel kelimelerle en sade biçimde anlatılabilmesidir. Bir nevi ayaklanmasıdır duygularımızın, yansımasıdır kalbimizin, özetidir içimizdekilerin. Lafımı da çok fazla uzatmadan sözü şiirime bırakmak istiyorum. Umarım şiirimi okurken sizi bambaşka diyarlara götürebilmeyi başarabilirim. Sözlerimle güzel bir yolculuk yapmış, vardığınız yerde kendinizle yüzleşebilmiş olursunuz. O zaman iyi yolculuklar diliyorum.
Şimdi,
Bir savaştan arda kalan paramparça bir gönlün sahibiyim.
Ne kazananı belli ne kaybedeni, kırılmış kalpler ülkesinde,
Eksiklik şehrinin çıkmaz bir sokağında aşkın tutsağıyım.
Öyle çaresiz, öyle nefessiz, öyle sessiz, öyle sensiz.
Can kırıklarıyla dolu kalbimin her bir hücresi.
Zihnimi kemiren sorular, karmakarışık duygular, yara bere içinde ruhum.
Geçer mi geçmez mi bilemem, sarar mı zaman yaralarımı, olur mu kurtuluşum.
Çıkar mıyım bu boşluktan, bu kahrolası girdaptan, yok olası kayboluştan.
Diner mi hasretim, biter mi kıyametim, bir bilsen sensiz ne kadar eksiğim.
Yarım kalmışlığın acısıyla kıvranırken, söyleyemediklerimin esiriyim.
Sesin kulaklarımda, kokun burnumda, tadın dudaklarımda oysa
Gözlerimse gözlerine hapsolmuş o son bakışta kilitli hala.
Gülüşünün ilaç olduğu anlar bir bir geçerken zihnimden,
Sarmak için kollarımı uzatıyor ama tutamıyorum kayboluyor aniden.
Güneşim kesiliyor, gökyüzüm kararıyor, içim yanıyor en derinden
Boşluğa süzülen bir kuş gibi kaçıyorumsonra bendeki hayalinden…
Söyler misin sevdiğim?
Neydi bu hasrete sebep, neydi ki bizi birbirimizden ayıran söyler misin sahiden.
Soru sormuyorum, sitem de etmiyorum, merak edip sesimi sesine uzatıyorum,
Sen yorma kendini, yorma eskiden de olduğu gibi, senin yerine de ben yanıyorum.
Şimdi,
Aynı dünyanın farklı telaşlarında birbirimizden habersizce yaşayıp gidiyoruz,
Yaşamaksa bu hayattayız işte deyip, belki de vakit öldürüyoruz,
Zaman eritirken bedenimizi acımadan, düşürürken saçlarımıza beyazları
Düşerken, o çok sevdiğimiz ağaçların dallarından kuruyan yapraklar
Saplanıyor kalbimize her gün ateşten oklar,
Ve aşk can çekişirken yanı başımızda unutulmuyor,
Unutulmuyor ki yaşananlar…
Sevgi ve Muhabbetle,