Değerli Okurlarım,

Mutlu musunuz?

Bu soruyla ömrü boyunca karşılaşmayanımız yoktur. Muhakkak birileri tarafından bizlere sorulmuştur. Peki ben de gerçekten mutlu musunuz kardeşim? diye sorsam sizlere, acaba kaçımız bu sorunun cevabına “evet” karşılığını verir, çok merak ediyorum. Bu yüzden yazımın başında bu soruyu sordum ve içtenlikle cevaplamanızı bekliyorum. Kendinizi ufak bir düşünce turuna çıkarın, duygularınızı da alın yanınıza, hayatınızı baştan sona bir sorgulayın, sahip olduklarınıza ya da olmadıklarınıza da bakın, cevabınızı acele etmeden verin. Mutlu musunuz?

Kıymetli okurlarım,

Mutluluk, kapitalist ve materyalist dünyada hep dışarıda var olan, dışarıda aranılması gereken, dışarıdan içeriye alınan veya aktarılan bir duyguymuş gibi algı oluşturulmuştur. Hepimiz onu dışarıda arayıp dururuz. Oysa bu büyük bir aldatmaca ve yanılgıdır. Mutluluk ne herhangi bir mekânda ne zamanda ne de hediyelik eşyaların satıldığı bir dükkândadır. Mutluluk, bizim içimizde, bizim kalbimizde, bizim ruhumuzda bizle birliktedir. Mutluluk, içimizde üretilen bir duygudur. Fabrikası dışarıda değil ruhumuzun derinliklerindedir. Modern çağda oluşturulan algı hep satın alma üzerine, hep tüketmeye yönelik kurulmuştur. Mutluluğu da satın alınan bir ürün, nesne, meta haline getirmişlerdir.

Sevgili okurlarım,

Bugün mutlu olmamız için muhakkak dışarıdan başka materyallere sahip olmamız gerektiğine inandırılmış büyük bir kitle vardır. Aynı zamanda ekonomik, sosyal, kültürel imkanlar ölçüsünde istediklerine sahip olamadığı için mutsuz olduğuna inandırılmış bir kitle de vardır. Dikkat ederseniz eğer, İnsanlara ürünler, araç ve gereçler hep mutluluk vaadi üzerinden pazarlanmıştır. Hep mutluluk etiketi kullanılarak satılmıştır. Yayınlanmış reklamlara baktığımızda bunu açık ve net bir şekilde görebiliyoruz. A markası ya da B markasının hiç fark etmez, ürünleri satın alındığında bizlere mutluluk vaat edilmiştir. Bu saati alırsanız, şu parfümü kullanırsanız, o takıları takarsanız mutlu olursunuz. Bu marka arabaya biner, şöyle bir evde oturur, şu eşyaları kullanırsanız mutlu olursunuz. Düğününüzü büyük bir salonda yapmayı tercih eder, çocuklarınızı özel okullarda okutur, her yıl muhakkak tatilinizi 5 yıldızlı otellerde yaparsanız çok mutlu olursunuz. Kullandığınız eşyalardan tutun da yediğiniz yemeklere giydiğiniz kıyafetlere kadar üzerine hep mutluluk etiketi yüklenmiş, dünyaya öyle pazarlanmıştır. Haliyle bur durum tekrar edile edile beyinlere kazınmış, insan algısı mutluluğu hep dışarıya bağlamış, mutluluğun dışarıdan gelen bir duygu olduğuna inanmıştır. Aslında insan inandırılmış ve kandırılmıştır, tabi ki bu dünya düzeninde her yolu maddeye çıkaran materyalistler ve kapitalistler tarafından…

Değerli okurlarım,

İnsanlar, ne yazık ki bu materyalist dünya düzeninde, oluşturulan dışarıda mutluluk arayışı algısı yüzünden, sahip olduklarına odaklanmak yerine sahip olmadıklarına odaklanmaya kodlanmışlardır. Bu yüzden mutsuzlukları daha da artmıştır. Sahip olamayınca da mutluluk olmaz algısı insanları daha da mutsuzlaştırmıştır. Bu yüzden var olanlarının da keyfini sürememiş, var olanları da koruyamamış, var olanlara da sahip çıkamamıştır. Gözü hep dışarda olanın içerdekinin değerini bilmesi ve onu elinde tutması gerçekten çok zordur.

Kıymetli okurlarım,

Mutluluğun üzerine düşünmek hepimizin yapması gereken en anlamlı düşünme tercihidir. Dışardan sahte mutluluğu beklemek yerine içimizdeki gerçek mutluluğu dışarıya çıkarmaya çalışmak, mutlu olmamızın birinci ve en önemli basamağıdır. Mutluluk üzerine düşündükçe, kurulmuş sahte dünya düzenini sorguladıkça, hali hazırdaki yaşantımızı tüm samimiyetimizle gözden geçirdikçe, aslında mutluluğu içimizde hapsettiğimizin farkına rahatlıkla varacağız. Yapmamız gerekenin sahte mutluluk satın almak da değil içimizdeki gerçek mutluluğu dışarı çıkarmak olduğunu idrak edeceğiz.

Değerli Okurlarım,

Şunu hep hatırlayalım, kendimize hatırlatalım. Gerçek mutluluk dışarıda üretilmez ve dışarıdan satın alınmaz. Gerçek mutluluk aileyle, çevreyle, kariyerle, parayla, eşyalarla da elde edilmez. Bizler ancak kendimize, dünyaya, insanlara, eşyalara ruhumuzda var olan mutluluğu sevgi dolu bakış açımızla şekillendirir ve açığa çıkarırız. Gerçek mutluluk, içimizden dışarıya akandır. Gerçek mutluluğu bizler her yere, her ana, her zamanda kolaylıkla ve rahatlıkla götürürüz. Yeter ki onu içimizde serbest bırakalım. Unutmayalım, insan ancak kendinde olanı her yere götürür. Gerisi lafügüzaftır.

Sevgi ve Muhabbetle,