KADİR GECESİNE eriştik şükürler olsun.

Bu senede Ramazan ayından Rabbimizin bize gönderdiği ikramları aldık ve teşekkürümüzü kulluk çizgimizde oluşan pürüzleri tashih ederek, inanımıza musallat olan şirk pisliklerini kalbimiz ve hayatımızdan söküp atarak yerine getirdik. Sonsuz hamdüsenalar olsun.

KUR’AN-I KERİM bir ölçü kitabıdır.

Yüce Allah’ımız Sevgili Peygamberimiz vasıtasıyla gönderdiği vahyinde her şeyin ölçüsünü koymuştur.

Ölçü koyan, nizam getiren, sınırları belirleyen, iyiyi ve kötüyü tanımlayan, müjde ve uyarıyı aynı anda içeren, ferdi ibadetlerin tarzı ile toplumsal ibadet olarak tanımlayabileceğimiz salihatın ne ve nasıl olduğunu açıklayan Kur’an-ı Kerim bu gece nazil olmaya başlamıştır.

Yani bize ve tüm insanlığa hayat ölçüleri bu gece indirilmeye başlanmıştır ki, muhteşem bir şeref, ifade edilmesi güç bir bahtiyarlıktır.

ŞEREFİMİZ olan Kur’an’a değer biçme gecemizdir, bu gece.

Bize en büyük değeri biçen, tanımlayan, bizi bize bildiren, sınırlarımızı hatırlatan, şirke düşmememiz için ne olduğunu açıkça beyan buyuran, uzak kalmadığımızda içine düştüğümüz şeyin ne kadar dehşetli bir zulmet olduğunu açıklayan, iman ve tevhit üzere hangi ölçülere uyduğumuzda yaşayabileceğimizi takdir eden Rabbimizin haysiyetimiz olan vahyi indirdiği geceyi yaşıyoruz.

Kur’an’ın inmesiyle değer bulan bu gecenin değerini bilmek elbette Kur’an’ın değerini bilmekle olur.

VAHYİ ciddiye aldığımızda bu gece bizim için kadir gecesi olacak.

Onun ölçüleriyle ölçüp biçtiğimizde, her olaya takdirimizi bu ölçüler üzerinden belirlediğimizde bu gece bizim için kadir gecesi olacak.

Hayatı anlama ve yorumlama meselesinde Kur’an’ı Kerim’i takdir eden kitap olarak bellediğimizde bu gece bizim için kadir gecesi olacak.

Yüce kitabımıza karşı ne ölçüde kadirbilir olursak, bu gece bize o ölçüde kadir gecesi olacak.

Kur’an’a ne kadar kadirşinas olursak, bu gece bizim için o seviyede kadir gecesi olacak.

Kitabımızın kadr-ü kıymetini ne kadar bilirsek, kadr-ü kıymetimiz o kadar bilinecek ve bu gece o kıymette kadir gecemiz olacak.

KADİR, değer vermek, beğenmek demek bir başka açıdan.

Biz gerçek anlamda yüce kitabımızı ne kadar beğeniyoruz? Ne kadar bilir ne kadar vakıf olursak o kadar beğeniriz elbette. Peki, ne kadar biliyoruz? Anlayarak okumak için O’na ne kadar değer verdik? Dünyevi emellerimize, arzu ettiğimiz makam ve mevkilere ulaşma yolunda çektiğimiz zahmetlerin kaçta kaçını bu amaca yönlendirdik? Âşık olduğumuz bir nesne veya kişiye olan tutkumuzun ne kadarı burada söz konusu? Geçici olan şu âlemde kendisiyle olmak için karşı cinsimize gösterdiğimiz meftuniyetten ve fedakarlıktan ne kadar hisse aldı vahyi beğenip ona ulaşmak için gayretlerimiz?

Bu gece kadir gecesi, ölçüp biçme, değer verme, beğenme gecesi…

O zaman her şeyi en doğru şekilde ve en hassas biçimde ölçüp biçelim ki, değer meselesinde yanılmayalım. Kadrimizi isabetli yapalım. Kadirin kadrini bilelim.

KÂDİR olan, her şeye gücü yeten Rabbimizin âyetlerini Fahr-i Kâinat Efendimize göndermeyi takdir ettiği bu muhteşem geceyi idrak ediyoruz. Kısmetimizin çok olmasını takdir etmek istiyorsak, hayatımızda imanın nuru, inanmışlığın güveni, ikrarın samimiyeti her daim yanımızda olmalı. Bu ise vahyin kadr-ü kıymetini takdir etmekle yani tam teslimiyetle emirlerine itaat etmekle olur.

Bu gece kadir gecesini tam idrake getirmek istiyorsak bizi idrake taşıyacak olan vahyin kadrini, kıymetini bilmeliyiz. Yani doğru ölçüp biçmeliyiz. Bunun da yine onunla olabileceği bilincine ulaşmalıyız.

HER şeyin bir ölçüsü, değeri, kıymeti ve sınırı yani haddi vardır.

Bizim insan olarak temel ve ilk görevlerimizden birisi bunu öğrenip kabullenmek ve ardından gereğini yerine getirmektir.

Hayatı neyin değerli kıldığını, neyin kıymetlendirdiğini ve bunun hangi ölçülerle sağlandığını ortaya koyan Kur’an-ı Kerim’i anlayıp takdir etmeden kendi kıymetimizi belirleyemeyiz. Evrendeki yerimizi tayin edemeyiz. Varlıklar ailesi arasındaki misyonumuzu kavrayamayız. Bunlar olmadığında ne yazık ki, kadir gecesinin değerini de bilemeyiz. Bin geceden hayırlı olma sırrıyla ömrümüzü sonsuz bereketlere doğru kanatlandıramayız. Özgürlük alanımızı tayin edip irademizi güçlü beyan edemediğimizden dolayı yaşamın hakkını veremeyiz, değerini takdir edemeyiz. Mahiyet ve nitelik bilgisinden mahrum kalırız. Ne gördüğünü bile fark etmeyen, kendiyle sarhoş bir yolcu olmaktan öteye geçemeyiz. Her şey kendi yaratılış amacına muvafık yaşarken biz bunu anlayıp yerine getirmeden bedenimizi bir tabut gibi sürükleyip hareketli ölüler olarak dolanıp dururuz.

KENDİMİZİ fesada uğratmamak için, insan kalıp hayatımızı insanlık ölçülerine uygun yaşamak için, ölçüyü, değeri ve değerlendirmeyi, kadr-ü kıymeti esas alan prensipler üzere anlamlı bir duruşu ortaya koyabilmek için sırat-ı müstakim ölçülerini barındıran kitabı bilip kâmil bir imana erişmek gerek.

Kadir gecesini idrak etmek Kur’an’ı idrak etmekle mümkün… Kadir gecesinin kadrini bilmek isteyenlerden olmayı diliyorsak eğer vahye sahih bir talebe olmaktan başka yol yok.

Kadir geceniz kutlu olsun bu ölçüler içinde…

Ya Selam!