Her çağa ışık tutan bazı sözler/mottolar vardır. Mesela içinde bulunduğunuz çağ sürekli olarak teknolojik ve bilimsel gelişmeler çerçevesinde kendini güncelliyorsa, orada ‘güncel bilgiye sahip olmak’ adeta bir hazineye sahip olmak gibidir. Francis Bacon’un “Bilgi güçtür” sözü, günümüz dünyasının en büyük stratejik gerçeklerinden biridir. Ancak bu gücü elde ettikten sonra onu doğru kullanabilmek, doğru noktaya kanalize edebilmek/yönlendirebilmek ve güvenlik çerçevesinde tehdit algılamalarını doğru analiz edebilmek/riskleri görebilmek-okuyabilmek lazımdır. Bu süreç, gerçek bir ustalık gerektirir.

Bugün adına bilim ve teknolojinin sınırları yeniden çizilirken, bilgiye sahip olmak artık sadece bir avantaj değil, aynı zamanda güvenlik sorunlarını/tehditleri alenen görmek anlamına da geliyor. Ne kadar çok bilgiye sahipsen o kadar çok risk analizi yapabilme şansın olduğu gibi, gerçekleri gördükçe gelmekte olan krizleri, karanlığı, distopyayı da görebiliyorsun demektir. Bilgi güçtür, ancak onu taşıyabilmek meziyettir. Gelen karanlığı aydınlığa, distopyayı ütopyaya çevirmek bizim elimizde. Onun için de çok çalışmak, çok okumak, çok analiz etmek, çok üretmek, çok emek vermek lazımdır.

“Sonunu düşünen kahraman olamaz!”

Televizyon dizileri (günümüzde Hollywood, Netflix yayınları) toplum mühendisliğinde önemli bir yer teşkil ediyor. Bir toplumu dizayn etmek istiyorsanız o toplumun dinamiklerine uygun olarak ‘kahramanlar’ inşa etmeniz ve nesillerin o kahramanlara özenmesini, onlar gibi giyinmesini, onlar gibi davranmasını, onlar gibi konuşmasını sağlamanız lazım. Eğer siz kendi kahramanınızı/kahramanlarınızı inşa etmezseniz, Amerika inşa eder. Amerika bunu yıllarca çizgi romanlar yoluyla, Hollywood filmleri ile yaptı. Kaptan Amerika ile, Kovboy filmleri ile büyütülen bir nesil vardı. Biz ise o dönemde Kurtlar Vadisi ile büyüdük. İyi ki de büyümüşüz. “Sonunu düşünen kahraman olamaz” sözü zihinlerimize işledi. Hayatın içerisinde/gündelik yaşamda her ne olursa olsun söz konusu vatan olduğunda ‘sonunu düşünmeyen’ bir nesil yetişti. Geçtiğimiz günlerde dünyevî yolculuğunu tamamlayarak ebedî âleme irtihal eden Osman Sınav’ın vefatını derin bir üzüntüyle öğrendik. Allah rahmet eylesin.

Savunma sanayiinde geldiğimiz bu nokta, sonunu düşünmeyen kahramanların eseridir. TUSAŞ’a gerçekleştirilen hain terör saldırısında şehadet mertebesine erişen kahraman şehitlerimizi unutmadık. Gökbey’in Mühendisi Zahide Güçlü Ekici’yi, kalite kontrol görevlisi Cengiz Coşkun’u, Hasan Hüseyin Canbaz’ı, Atakan Şahin Erdoğan’ı ve taksi şoförümüz Murat Arslan’ı unutmadık… Çünkü sadece unutulanlar ölür! Orada bir mühendis şu sözü söylemişti: “Hainlere inat daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz.” Evet, hainlere inat daha fazla çalışıp daha fazla üreteceğiz. TUSAŞ saldırısında şehit olan mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin adı şimdi Gökbey helikopterinin üzerinde yaşıyor; gönüllerimizde yaşadığı gibi… Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından büyük bir jest ile mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin adı Gökbey helikopterine yazıldı. Bu ince detayları unutmamak lazımdır.

Kurtlar Vadisi’nden Teşkilat 4.0’a

Kaptan Amerika’nın, Amerikan çizgi romanlarının, Hollywood’un yerini şimdilerde sosyal medya platformları alınca Kurtlar Vadisi de Teşkilat 4.0’a evrildi. Küresel sistem cinsiyetsiz, mülkiyetsiz, milliyetsiz, ailesiz, botokslu bir toplum dizayn etti/ediyor ve istiyor…
 

Türk Devleti ise Türkiye’nin önümüzdeki dönemde evrileceği stratejik konum çerçevesinde millî hak ve menfaatlerinin bilincinde, bu doğrultuda güçlü bilişsel/fiziksel yeteneklere sahip olan nesillerin/insan kaynağının yetişmesi için bir kahraman dizayn programı yürütüyor. Devletimiz sağolsun tüm bu algoritmik operasyonlara rağmen Z kuşağı Teşkilat dizisi ile büyüyor. Yapay zekâ çağında analiz yeteneği kuvvetli, algoritmik/analitik düşünebilen, algoritma okuryazarı nesiller lazım olduğundan devlet, Uzay ile Nazlı ile nesilleri analitik düşünmeye sevk ederken, Neslihan Başkan ile hem karar alma sürecinin zorluğunu/sorumluluğunu hem de yeri geldiğinde diplomaside millî duruşu ile Türk Devlet aklını nesillerimize gösteriyor. Hem de Altay ile Kahraman Türk askerinin gözü karalığını anlatıyor. Hatta Millî Savunma Üniversitesi başvurularına Teşkilat dizisi oyuncuları tarafından çekilen kamu spotları tarafından öğrenciler davet edildi.

Mühendisliğin/dizaynın toplumdan bireysel olana ‘kişiselleştirilmiş şekilde’ sirayet ettiği bir algoritmik savaş döneminde, tehditler de bireysel olanı hedef alacağından 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde nesillerimiz analitik/algoritmik düşünebilen bireyler olarak yetişebilmeli, yapay zekâ ve algoritmalarla yarışabilmeli, kendilerini yönlendiren yapay zekâ sistemlerinin algoritmalarının amacını analiz edebilme yeteneğine sahip olabilmeli. Bu yeteneğe TikTok videosu izleyen nesiller değil, Teşkilat izleyen nesiller sahip olacaklar. İşte dizilerin önemi budur!

Bağımlılıkla Mücadelede Yeni Bir Dönem

Nesillerimizi hedef alan tehditler yalnızca algoritmalarla, Hollywood yapımlarıyla, Netflix içerikleriyle veya TikTok videolarıyla sınırlı değil. Asrın en büyük tehlikelerinden biri de sentetik uyuşturucular ve metamfetamindir.

Narkotik suçlarla mücadelenin giderek daha da karmaşık bir boyut kazandığı günümüzde, sentetik uyuşturucu tehdidinin artışı sosyolojik ve ekonomik yıkımları da beraberinde getirmektedir. Bağımlı bireylerin ve etkilenen ailelerin rehabilitasyonu kapsamında psikolojik destek, bağımlılıkla mücadele ve rehabilitasyon hizmetleri sağlanmakta, ayrıca bağımlılık öncesinde toplumsal bilinçlendirme faaliyetleri yürütülmektedir. “En İyi Narkotik Polisi Anne” projesi buna bir örnektir.

Ancak son araştırmalar bağımlılığın genetik bileşenlerini de ortaya koyarak müdahale süreçlerinde yeni bir paradigma değişikliğine işaret etmektedir. Özellikle Shisa7 geninin tespit edilmesi, bağımlılığa yönelik genetik mühendisliği temelli müdahale olanaklarını gündeme getirmektedir. Bu bağlamda bağımlılıkla mücadelede yalnızca sosyolojik ve ekonomik faktörlere odaklanmak yerine biyoteknolojik çözümler de değerlendirilmelidir.

Önümüz süreçte genetik mühendisliği/biyoteknolojik çözümler sayesinde bireyin uyuşturucuya olan biyolojik yatkınlığı hedeflenerek doğrudan müdahale edilmesi mümkün hâle gelebilir. Bu doğrultuda Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı bünyesinde genetik mühendisliği ve biyoteknoloji disiplinine sahip uzman personel istihdamının sağlanması, mücadeleye multidisipliner bir yaklaşım kazandırarak daha etkili ve uzun vadeli çözümler sunabilir.

Millî İstihbarat Akademinden Bildiri Çağrısı

Millî İstihbarat Akademisi, bu yıl ilk kez düzenlenecek olan “Uluslararası İstihbarat Çalışmaları Kongresi” için akademisyen ve uzmanları bildiri sunmaya davet ediyor. İstihbarat disiplinini bilimsel bir çerçevede ele alarak, ülkemizin millî literatürüne katkı sağlamayı hedefleyen kongre, 10-12 Ekim 2025 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilecek. Kongreye dair ayrıntılar ve önerilen konu başlıkları hakkında bilgi almak isteyenler mia.edu.tr adresini ziyaret edebilir.

Sonuç Yerine

Bilgi çağında nesillerimizi şekillendiren unsurlar, artık yalnızca okullar ve aileler değil; diziler, algoritmalar ve dijital platformlar üzerinden yürütülen küresel mühendislik projeleridir. Türk Devleti, bu süreçte kendi kahramanlarını inşa ederek, geleceğin stratejik insan kaynağını yetiştirme yolunda önemli bir adım atmaktadır. Teşkilat 4.0, yalnızca bir dizi değil; aynı zamanda nesillere analitik düşünme yeteneği kazandıran, millî bilinç inşa eden ve güvenlik stratejilerini algılatan bir akademi olarak görülmelidir.

Bağımlılıkla mücadeleden yapay zekâ okuryazarlığına ve istihbarat disiplininin akademik boyut kazanmasına kadar birçok alanda devlet aklı, geleceğe yönelik kritik adımlar atmaktadır. Artık mesele sadece bilgiye sahip olmak değil; bilgiyi doğru analiz edebilmek, tehditleri sezebilmek ve nesillerimizi bu bilinçle yetiştirebilmektir. Teşkilat 4.0, bu mücadelenin kültürel ayağı olarak millî duruşu ve stratejik aklı temsil etmektedir. Çünkü gelecek, kendi kahramanlarını inşa edebilen milletlerin ellerinde şekillenecektir: Altay’dan Tuna’ya!