RAMAZAN ayı en çok eksiğimiz olan göz teması konusunda önemli bir imkân sunmaktadır. Bu konu geçiştirilecek bir mesele değildir zira maliyeti yüksektir. Öteden beri geleneksel aile yapısında sofrada herkesin eksiksiz bulunmasının istenmesindeki hassasiyetin ne kadar mühim olduğu bu konuda söz söyleyen uzmanları dinlenildikçe daha iyi anlaşılıyor.

Malum olduğu üzere dedelerimiz veya babalarımız sofranın başında oturur eksik kişi tamamlanana kadar bekler ve yemeye başlanmazdı. İlk zamanlar sıkıcı ve baskıcı bir otoriterliğin göze batan unsuru gibi görüldü. Ama aslında gözümüze batması gereken göz temasının yok edilmesi olmalıydı.

Ramazan bizi şuura çağırıyor. Bildiğimizi sandığımız meseleleri yeniden düşünmeliyiz bu sebeple.

UZMANLAR göz teması kuramamanın, iletişimin temel bir unsuru olarak kabul edilen ve insanlar arasındaki kişisel ve sosyal ilişkilerde olumsuz büyük bir etkiye sahip olduğunun altını çiziyorlar. Bu cümlenin hemen ardından kaybedilmesinin yol açtığı sorunları da sıralıyorlar.

Biz farkında olmasak bile Ramazan’ın bereketiyle sağlıklı ve içimizi ısıtan göz temasları kuruyoruz. Bunun sonucunda karşılıklı anlayışımız artıyor, müsamahamız güçleniyor, diyaloğumuz derinleşiyor. Güvenle kurulan göz temasları bizlere empatik iletişimi işaret ettiğinden bunun sonucunda muhataplarımızda da güvenli bir alan oluşturuyor. Hayat kuşkulu, ikircikli davranışlardan azat oluyor. Sevgi ve saygıya dayanan bir sadakat düzlemine taşınıyor.

GÖZ teması kurmaktan kaçışımızın mühim mahrumiyetleri oldu. Sosyal fobik davranışlarımız arttı, köklendi. Toplumdan kendimizi izole etmeye başladık. Modernizmin bir amaç olarak önümüze koyduğu bireyselleşme havucu bu hâlimizi derinleştirip kalıcı kıldı. Temasımız kendi seçtiğimiz birkaç kişi ile sınırlı kaldı. Ne kimseye gidiyoruz ne de birilerinin bize gelmesini istiyoruz. Modern hapishanemizin penceresi olan telefonların ekranlarından dışarıyı seyretmekle yetiniyoruz ve bu sahte mutlulukla kendimizi avutmaya çalışıyoruz. Ramazan bu sanal mutluluk balonumuzu patlatıyor ve bizi göz temasıyla yeniden hayata başlamaya çağırıyor.

MÜBAREK ayın bereketiyle sevdiklerimizle yeniden göz teması sağlamalıyız. Gün içerisinde ne kadar bunu yaptığımızın tespitiyle başlamalı ve süreyi arttırmak için gayret etmeliyiz.

Yapılan araştırmalar bir konuşma esnasında insanların genellikle yüzde 30 ila 60 oranında göz teması kurduklarını ortaya koymuş. Ancak bu kâfi değilmiş. Sahih bir duygusal bağ oluşturabilmek için bu oranın yüzde 60 ila 70 seviyesine çıkarılması gerekiyormuş.

İşte içinde bulunduğumuz bu mübarek ay bizim için bu açıdan da pratik bir değer taşımaktadır. Yani demem o ki, göz teması kurmak için ilahi bir fırsatımız var. Bunu neden değerlendirmeyelim ki…

GÖZ teması pratiği bizlerin hayata daha şuurlu bakmamızı sağlar. Yüzeysel bakıştan kurtarır. Sebep sonuç ilişkileri kurarak hayatı anlamlandırmaya yöneltir ki, bu mühim bir kazanımdır.

Farkındalığımızı arttırır. Doğru bir düzlemde devam ettirebilirsek “Furkan” olan Kur’an-ı Kerim’den aldığımız eğitim ile iyiyi kötüden ayrıştırmakla hadiseleri analiz etmeyi başlayabiliriz. Bu güzel eylem için içinde bulunduğumuz ay çok önemli bir nimettir ve istifade edilmelidir.

GÜLÜMSEMEYİ, hayata tebessümle katılmayı da ihmal etmemeliyiz. Bu, göz temasını derinleştirir ve sevdiklerimizle olan ilişkimizin daha sağlam temellere oturmasını temin eder. Tebessüm iletişimin her biçiminde seviyeyi bir üste taşımak demektir. Fahr-i Kâinat Efendimizin tebessümü sadaka olarak tanımlaması hepimizin malumudur ve psikolojik iyi oluşun temel taşıdır. Hayata ve sevdiklerimize olan sadakatimizi sadaka olan tebessümle ortaya koyarak göz temaslarımızın anlamını derinleştirmek hepimize iyi gelecektir. İftar ve sahur sofraları aile içinde pratik yapma sahamızdır, kaçırmayalım.

KONUŞMANIN akılda kalıcı olması, tesirinin artması ve süreklilik göstermesi yine sahih bir göz temasına bağlıdır. Bu hayatın her alanına aileden başlayarak yansır. İş ve sosyal yaşam alanlarını da renklendirir, neşelendirir. Hatta profesyonel sunumlarda bile geçerlidir. Ayrıca ebeveynin çocuklarıyla iletişiminde, öğretmenlerin öğrencileriyle olan ilişkisinde de vazgeçilmez bir ilkedir.

Sevgili Peygamberimizin kendisine seslenildiğinde bedenen bütünüyle dönüp göz teması kurduğunu hatırladığımızda aslında sünnet davranışı olması bakımından da hayatımızdaki yeri önemlidir.

GÖZ temasının sağladığı yararlar burada ele aldıklarımızla sınırlı değil. Nice başka hususlar da var. Ramazan bağlamında konuyu değerlendiriyor olmamız diğer alanları görmeye mâni değil elbette.

Sosyal temaslarımız sırasında kurduğumuz göz teması ve yerinde yaptığımız jestler bizim fark edilmemizi sağlar ve sözümüzü daha etkili söyleme imkânı verir.

Ayrıca göz teması üzerinde yapacağımız pratiğin bize daha başka kazanımları da olacaktır. Sahih bir göz temasıyla yalancı bir göz temasını hemen fark etmeye başlarız ki, kayıplar yaşamamak için mühimdir.

Birbirini sevenlerin sevgisini derinleştirdiğini görürüz bu temasın. Saygı göstermek anlamı taşıdığı için saygı görmeyi de getirir. Göz teması muhatabı takdir etmek için de kullanılır ki, sık başvurduğumuz bir yöntemdir ve etkilidir.

Ramazan ayının aile içinde başlattığı paylaşım ortamları ile sağladığı göz teması fırsatlarını değerlendirdiğimizde hayatımıza yeni katkılar sunmuş olacağız. Kavgaları sona erdirecek barış nefesleri taşıyacağız. Bunlar hiç azımsanacak şeyler değildir. O halde göz temaslarını arttıralım. Gözle görmenin ru’yet, fikirle görmenin nazar, kalple görmenin basiret, hissederek görmenin şuur, ruhla görmenin sevgi, anlayarak görmenin idrak, tüm benliği ve hissiyatıyla görmenin kulluk olduğunu da unutmayarak…

Ya Selam!