1997 yılıydı. Doktora tezimle alakalı Ankara’da bazı siyasi simalarla görüşmeler yapmıştım.
Bahse konu siyasi simalardan biri merhum Osman Bölükbaşı idi.
Nüktesi, açık sözlülüğüyle demokrasiye adımımızı attığımız 1940’lı yılların ikinci yarısının fırtınasıydı.
Anadolu’yu bir baştan bir başa kulaçlamıştı adeta.
1950’lili yılların başbakanı Adnan Menderes’in en güçlü olduğu dönemde mecliste O’na “sen bir diktatörsün Menderes!” diyebilen bir şahsiyetti.
Vefa duygusunun bütün tonlarını şahsında toplamıştı.
Fakat siyaset bazen bisikletle seyretmeye benzer. Durduğunuz zaman “düşersiniz”.
1997 yılının sonbaharında kendisiyle görüştüğümüz Osman Bölükbaşı’dan edindiğim intiba “yalnızlık hissiydi”.
Bölükbaşı vefasızlık sebebiyle sitem ediyordu dostlarına.
Şunları terennüm etmişti:
Fazilet yolunda çektim çok çile,
İkbale kul olup düşmedim dile.
Bulmadım vefayı dostlarda bile,
Seraba harcanmış ömre bedel.
Yalnız başına kalmakta olduğu Ankara’daki İl Bankası lojmanlarında görüşmüştüm. Doğrusunu ifade etmek gerekirse, bir siyasi bilge olan ve müthiş bir hafızaya sahip olan bir sima idi.
Eminim ki, milletimizin Osman Bölükbaşı’dan öğreneceği çok şeyler olmalıydı. Temenni ederim ki öyle olmuştur.
Milleti için ömrünü vakfetmiş, “ikbale kul” olmamış bir siyasi dehanın “inkısar ve hicran” içinde olmasına hiç bir vatan evladının rıza göstermesi düşünülemez.
1997 yılının ilk baharında merhum Bölükbaşı ile gerçekleştirmiş olduğumuz görüşme esnasında MHP’nin olağanüstü kurultay hazırlık çalışmaları yapılmaktaydı. Bölükbaşı ile istişarelerde bulunmak üzere MHP’li bazı milletvekilleri ziyaret ediyorlardı.
Osman Bölükbaşı, siyasi tarihimizde bir yıldız gibi parlayan ve bunca kirliliğe rağmen tertemiz kalan ender politikacılarımızdan birisidir.
1913 yılında Nevşehir’de doğdu. Orta tahsilini İstanbul Erkek lisesinde tamamladıktan sonra Fransa’da Nancy Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi Matematik bölümünden mezun oldu (1937). Türkiye’ye döndükten sonra Kandilli Rasathanesi’nde asistan (1938), Haydar Paşa Lisesinde öğretmenlik yaptı (1940).
1946 yılında Demokrat Parti’ye girerek siyasete atıldı. 1947’de Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı sert bir politika takip edilmesini tercih eden grupla birlikte DP’den ayrıldı.
Bölükbaşı, 1948 yılında Millet Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı.
1950 yılındaki genel seçimlerinde MP’den Kırşehir milletvekili olarak meclise girdi. 1953 yılında mensubu olduğu parti laikliğe aykırı davrandığı gerekçesiyle kapatıldı. Fakat bizim merhum Osman Bölükbaşı ile yapmış olduğumuz görüşmede kendisi MP’nin kapatılma sebebi olarak mecliste Başbakan Adnan Menderes’e “ Sen diktatörsün Menderes!” sözü üzerine olduğunu belirtmişti.
1954 yılında Bölükbaşı yeniden Kırşehir’den milletvekili olunca DP hükümeti idari bir tasarrufla Kırşehir’i ilçe durumuna getirdi. Bu dönemde Bölükbaşı hükümete sert eleştirilerde bulundu. 1957 yılında TBMM’ne hakaretten tutuklandı. DP hükümeti, Haziran 1957 yılında seçimleri kazanmak amacıyla Kırşehir’i tekrar il statüsüne getirdiyse de yine seçimleri kaybetti.
27 Mayıs darbesinden sonra teşekkül eden Kurucu Meclis üyeliğine seçildi.
1961 genel seçimleri ertesinde kurulan koalisyon hükümetlerine katılmayı reddetti. Haziran 1962 de Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi, İsmet İnönü’nün kurduğu II. Koalisyona katılması Bölükbaşı 28 milletvekiliyle birlikte bu partiden ayrılarak ikinci defa MP’ni kurdu ve partinin genel başkanlığına getirildi.
MP Şubat 1965 de Suat Hayri Ürküplü başkanlığındaki koalisyon hükümetine katıldı ama Bölükbaşı, kabinede görev almadığı gibi hükümete açık tenkitler yöneltti.
1972 yılında genel başkanlıktan istifa ederek yerini eski genel kurmay başkanlarından Cemal Tural’a bıraktı. 9 Eylül 1973 tarihinde milletvekilliğinden istifa ederek aktif siyasetten çekildi.