Bir cihetten ara verdim yazmaya. Dedim ki siyasetin riyasetinden
rabbim sana sığınırım. Mamafih haksızlığın karşısında susan dilsiz
şeytandır. Dava insanıyız kardeşim çiçek, böcekte yazamıyoruz ki.
Biniyoruz birilerinin dalına. Sonra uğraş dur, işin yoksa. Yok
birde vatan, millet olduğu zaman konular durulmuyor işte sessiz
sedasız.
Konu malum yolsuzluk ve kaset skandallarından başımızı alamıyoruz
şu son günlerde. Başbakanım sağ olsun. Evet hala daha insanlar
Recep Tayyip Erdoğan dendiğinde AKP’ nin genel başkanı olması
dışında bu devletin başbakanı olduğu gerçeğini unutuyorlar. Yahu
bütün bir cihan ve hatta tüm devletler ittifak kursa, bu devleti bu
kadar komik, bu kadar acınası duruma düşüremezdi. Şimdi var sayalım
bütün yolsuzluk olayları gerçek. Ne yapılmış? İran’ın ambargosu
delinmiş. Allah Allah! kim koymuş bu ambargoyu? USA kime sormuş?
Avrupa birliğine. Buradan çıktığımızda kulaklarıma ‘’ Kimi Hindu,
kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...’’ dizeleri geliyor.
Sahi düşündünüz mü? Başbakan neden istiklal mücadelesi veriyoruz
dedi? Malumunuz üzere artık ülkemizde barış var. 30 yıllık kanlı
süreç bitti. Dikkatinizi Suriye’ deki bölgelere çekmek istiyorum.
Afrin, Kobani ve Kamışlı’ da kanton ilan edildi. Akabinde BDP
Belediyeler vesilesi ile kademeli olarak özerklik ilan edileceğini
söyledi. Malum barış ortamında yapılacak ilk seçim önümüzdeki yerel
seçimler. Bu bölgelerde etkisi olan ve birlik mesajları veren tek
parti ise AKP. Bu demek oluyor ki doğu illerinden sandıktan BDP
çıkarsa Özerklik kaçınılmaz. Şahsi kanaatim şu gün Türkiye halkları
büyük tabloyu göremiyorlarsa parçalansınlar. Zira Abdülhamit Han’
dan bu yana bu coğrafyalarda akla gelmez oyunlar oynandı.
Basiretsiz olanlar piyon olmaktan öteye geçemediler.
Birde en büyük sıkıntılardan biriside gençlerimiz. Evet, bizler
Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent
Ecevit gibi siyasileri gördük. Koalisyonları gördük. Ne yazık ki
bizlerdeki tecrübeler şuanda gençlerimizde yok. Aslında haksızda
sayılmazlar. Yıllarca Recep Tayyip Erdoğan gibi bir deha gördüler.
Onlar için başbakan cahil ve sıradan bir insan. Tamam, daha iyi bir
idareci olma ihtimali olan birisi olsa bizde destek verelim. Onu
başa geçirelim. Fakat ne yazık ki yok.
Diğer bir sorun ise üç dönem yasağı. Dünya ve özellikle orta doğu
bu kadar karışıkken Tayyip Erdoğan’ ın dışında bir başbakanın
gelmesi Kanuni’ den sonra tahta çıkan 2. Selim vakası gibi
olacaktır ki buda fetret devri demektir. Padişahlardan örnekleme
yatık da aklıma geldi. Birde Başbakanın başına bela olan
özgürlükler meselesi var. Toplumu bilinçlendirmeden insanları aşırı
özgür bıraktı. Şimdi elleriyle verdiğini, ayaklarıyla almaya
çalışıyor. Şunu kesin bir dille söylüyorum ki Avrupa’ da biz kadar
özgürlük yok. Hasılı bu konu başlı başına bir mesele. Gel gelelim
uyum yasaları ve yargı reformları ile yönetilemeyen bir devleti,
daha da yönetilemez hale getirdi. Yönetebilmek için şuan hızlı bir
HSYK ve MİT yasası gibi hayati değişiklikler yapmak istiyorlar.
Kanımca buda yanlış. Bataklığı kurutmak yerine sinek avlıyor. Bu
işlerin uçları açık ve bu kaotik ortamda başbakanın koltuğunu
bırakması demek Türkiye için bir intihar. Yok devlet noktasında
canım sıkılmıyor. Gel gelelim ki Suriye’ den gelen insanlar
gözlerimizin önünde. Vatansızlık ve devletsizlik ne demek o
insanlara sorun.
Birde IMF’ ye olan borcumuz vardı? Bu borç beğenmediğimiz
başbakanın yolsuzlukları vesilesi ile bitti. Hep lafa geldiğinde
düzenin bozukluğundan dem vuruyoruz. Şu gün küresel güçlere ve
bozulmuş olan dünya düzenine kafa tutan ve tersten okuyan bir adam
var. Evet bu adam hatalarla dolu. En büyük hatası kendi elleriyle
tuzlukları besledi. Yıllarca küresel güçlerin çanağına su taşıdı
yahut tahkiye yaptı. Fakat bir yerde bir şeyler oldu. Güzel bir
değişim ve güzel bir dönüş yaptı. Ayrıca bu adamın bir alternatifi
daha yok ne yazık ki. Gerçekçi olalım arkadaşlar. Şu gün
geleceğinizi Bahçeli’ ye mi? Yoksa Kılıçtaroğlu’ na mı? Teslim
edeceksiniz…
Birde kaset olayları. Yahu bu ne densizliktir. Yıllarca bu rezalete
hükümette başta olmak kaydı ile göz yumuldu. Şu gün doğru bir
şeyler yapılıyor. Şu gün insanlar hatalarından ders çıkarmışlar
umutlu yarınlar için adım atıyorlar. Sırf muhalefet olsun diye
itirazın akıl tutulmasından başka izahı var mıdır? Buradan sesimi
duyurabildiğim yere kadar sesleniyorum. Ehli Sünnet Vel Cemaat
Kardeşim gel sen bu insanlardan kendini soyutla. Yapılanların kime
ne faydası oldu? En büyük günah fitne değil midir? Hırsızlık,
yolsuzluk ve diğer kasetlerin hepsi bir iddiadır. Henüz hiçbir
kanıt yok. Bir gerçek var ki oda fitnenin varlığıdır. Gelin
birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Bir olalım..
En değerli şey doğruluğumuzdur. En büyük doğrumuz da, yalan
olduğumuzdur!...