Ölüleri ayırdınız, zalimleri mazlum ilan ettiniz. Cenazenin dini,
dili, ırkı olur mu? Zalimin Müslümanı, dinsizi olur mu? Bizler
Müslüman olamadık, evet Muhammed’i (S.A.V) ve mücadelesini
anlayamadık. Bunu anlayabilecek ferasette görünmüyor bizlerde. Biz
kendisini Müslüman olarak tanımlayan tebaa, katliam Rasülayn’ dada
olsa ne değişir. Arakanda yahut Mısır’ da olsa ne değişir. Zulüm
aynı zulüm değil mi? Haksızlık aynı haksızlık değil mi? Müslüman
olamadık, insan olalım. Hep birlikte Kürt’ü, Laz’ı, Türk’ü,
Çerkez’i, Arap’ı, Acem’i, Müslüman’ ı veya dinsiz’ i insan olalım
yeter.
Fakat bu sefer ki yazım Müslümanlara. Yok olmadı düzelteyim
kendisini Müslüman olarak tanımlayan insanlara. Halefi , Selefi,
Mezhep Ehli veya Hanif’ i. Birleşmekten başka hiçbir çaremiz yok
anlayın artık bunu. Zira Suriye’ de , Arakan’ da , Mısır’ da, Irak’
ta , Türkmenistan’ da Rasülayn ’ da Müslümanlar kırım kırım
kırılırken, balinaya, martıya, ağaca ayağa kalkan insan hakları
savunucuları, Avrupa ülkeleri delegasyonları kafalarını kıçlarına
soktular. Feryatlarımızı, inançlarımızı, cesetlerimizi ayırdılar.
Müslüman ölüyorsa hak etmiştir zaten layıkı bu dediler.
Suudi Kralı, Katar Emiri desteklediğiniz zulmün altında
ezileceksiniz. Şayet ki bizleri gözeten bir Allah varsa ki, bundan
şüphemiz yok, o Allah sizlere kahhar sıfatı ile muamele edecektir.
Hiç şüpheniz olmasın. Sizler iktidarlarınızı sağlamlaştırmak için
insan kanından beslenen kan emici sürüngenler. Geceleri nasıl
uyuyorsunuz yataklarınızda. Hiç mi? Vicdanınız sızlamıyor. Değer
miydi o bebeklerin bir tanesinin canına sizin servetiniz.
Amentüye iman ettiğim gibi iman ediyorum ki biz Müslümanlar o
mazlumların acılarını yüreklerimizde hissetmiyorsak boşa aç
kalmayalım, boşu boşuna Allah’ ın huzurunda secdeye varmayalım.
Hangi yüzle, hangi hadle gideceğiz Mevla’nın huzuruna. Hiç mi
utanmayacağız? Küllü şeyin kadir olan Allah’ ın karşısında kıyamda
dururken bunun hesabını nasıl vereceğiz? Zannediyor musunuz
bunların hesabı Mahkeme-i Kübra’ ya kalacak. Orada da hesap
sorulacak lakin bu dünyada bu zulme sesiz kalmanın bedelini
ödeyeceğiz.
Zulme karşı sessizlik zulümdür. Zalime avazımız çıktığı kadar,
nefesimizin yettiği kadar, gücümüz nispetinde karşı koyacağız.
Müslümanların birliği için aykırı düşüncelerimizi kendimize
saklayıp bütünlüğü sağlayacağız. Neslimizi Kur’an üzere
yetiştirecek, bilinçlendireceğiz. Yoksa bu işlerin sonu gelmediği
gibi, daha vahim hal alacak. Bedel ödemekten korkmayacağız. Her
neyse bedeli buyurun buradayım diyemedikçe bu işler feraha
ermez.
Oturup himmeti uluslararası toplumdan istiyoruz. Sayın Başbakanım
iyisin hoşsun. Bizler seni bu kadar sesin çıktığı için seviyoruz.
Güç, kudret sahibi Allah’ ın izni ile Müslümanların desteği yetmez
mi? de kafirden medet umarsın. Bilmem ne bataklığına Türkiye’ de
çekilmek isteniyor bizler bu oyunlara gelmeyeceğiz diyorsunuz. Yahu
Allah Rızası için çocuklarınızın yüzlerine nasıl bakıyorsunuz?
Ebabil kuşları ile fil ordusunu bozguna uğratan Allah’ a mı
itikadınız yok. Bir Musa beklemek yerine neden Musa olmuyorsunuz?
Tarih Avrupa toplumunu affetmeyecek. Hz. Allah bizleri affedecek
mi? Bu yılgınlığımızdan dolayı. Bunun adı sabır değil, bunun adı
riya. Günahı kebair bu, bu yol cehennem.
Cesaretimize, kendimize olan özgüvenimize ne oldu? Kahhar olan
Allah bizlerin elleri ile zalimleri kahretmek için
sabırsızlanırken, biz Müslümanlar neyi bekleriz? Demiyorum ki el
nusra’ nın, PYD ‘ nin , hizbullah’ın yahut İhvanın yanında saf
tutalım. Gafur olan Allah’ ın, Kerim olan Allah’ ın yanında saf
tutsak olmaz mı?
Esat umurumda değil, yahut Muhammed Mursi. Ne iktidara talibim nede
muhalefette bir yer arayışım var. Canım bebekler içlerini çeke çeke
can verdiği o kareleri izlerken, Esma’nın o güzelim gözlerine
bakarken utanmamış, ellerimiz terlememiş ve dizlerimizin bağı
çözülmemişse, beyhude dolanıp boşa yorulmayalım. Cennetin kokusu
dahi haramdır bizlere…
Kahhar olan Rabbimin gazabı zalimlerin üzerine olsun…
Muhammed Serdar DELİCE