Beyin evrendeki en karmaşık organdır. Bu kadar karmaşık olan başka hiçbir şey yoktur. İnsan beyni bilgisayar gibi; yaptığımız her şeyde işe dahildir. Bu bilgisayarı çalıştıran yazılımın temelini ise sözlerimiz ve düşüncelerimiz oluşturur. Düşüncelerimizi de duyduklarımız, gördüklerimiz ve konuştuklarımız etkiler.
Konuştuğumuz ve duyduğumuz her bir kelimenin duygularımızı, fikirlerimizi, davranışlarımızı ve sonuç olarak bütün yaşantımızı nasıl değiştirdiğini birkaç cümleyle özetlemek imkânsız. Bu başlı başına onlarca kitabın konusu. Bilmemiz ve dikkat etmemiz gereken tek şey sözlerimizi, yaşamak istediğimiz hayata göre şekillendirmektedir. Bizim sözlerimizin değişmesi de yetmiyor. Yanınızda konuşulanlara, dinlediğiniz müziklere de dikkat etmeniz gerekiyor. Beyniniz, duyduğunuz cümleleri de siz kullanmışsınız gibi algılıyor. Hatta başkaları hakkındaki konuşmalarınızı bile… Kısaca, hiçbir cümleyi “öylesine” söylemediniz. Her bir sözünüzü, ağzınızdan çıktığı anda maddeleştirdiniz. Bir kısmı hemen, bir kısmı uzun vadede hayatınıza yansır.
O halde bugün kendiniz için bir iyilik yapın ve sadece sözlerinizi değiştirerek hayatınızı güzelleştirmeye başlayın. Çünkü bilinçaltımız, ona gönderdiğimiz her sinyali sorgulamadan işleyen, yanlış komutlar gönderdiğimizde bizi uyarmadan olumsuz düşüncelerimizi hayatımıza yansıtan tehlikeli bir mekanizmadır. Bilinçaltımızın sorgulama yeteneği olmayabilir ama bizim var. Yaşamın size sunduğu tüm güzellikleri görmeye niyet edin ve her gün aldığınız nefes için, kullanabildiğiniz uzuvlarınız için, yediğiniz her lokma için, sağlıkla uyandığınız her gün için şükredin. Şükretmeye başlamak ve buna alışmak, tüm şikayetleri azaltmaya başlar.
Bahsettiğim şey kesinlikle “olumlama” yapmak değil. Evet, sürekli olumlu konuşmak hayatınızı pozitif yönde değiştirecektir. Ancak İnanmayarak, uygulamayarak, içten gelmeyerek sadece ezberlenmiş cümleleri tekrarlamanın hayatınıza hiçbir faydası olmayacak. Pozitif etki, olumlu cümleleri papağan gibi tekrarlamakla değil, pozitif yaşamakla mümkündür. Basit tabirle, davranışlarınıza yansıtmadığınız hiçbir şeyi hayatınıza çekemezsiniz. “Mutluyum” demekle mutlu olmazsınız, mutlu bir insan ne yapardı sorusunun cevabını uygulamaya koyar, ona göre konuşursanız mutlu olursunuz.
Şu an yaşadığınız hayatın sorumlusu sizsiniz, eğer hayatınızdan memnun değilseniz bu sadece sizin probleminiz. Demek ki bugüne kadar zihninize hep olumsuz düşünce tohumları ektiniz ya da başkalarının bilinçaltınıza, negatif düşünceler yerleştirmesine müsaade ettiniz. Demek ki mutsuz ve başarısız olmanızı önemsemeyen insanlara teslim oldunuz. Kendi duygularınızı, hayallerinizi, huzurunuzu; başkalarının fikirleri ile değiştirdiniz. Ya da korktunuz! Sorumluluk almaktan hem kendinizle hem başkalarıyla mücadele etmekten korktunuz!
Aklımızı doğru yönde kullanmayı başarabilecek yeteneklere sahibiz hepimiz. Düşündüklerinize dikkat edin, başınıza gelmesinden korktuğunuz her şey bir gün mutlaka başınıza gelir. Size olumsuz telkinler veren, sürekli problemlerinden bahseden, hayattan devamlı şikâyet eden insanlardan uzak durun. Zaten o insanların hayatlarını gözlemlediğinizde huzurun ve başarının zerresini bulamayacaksınız. Bu tarz insanlar çevrelerindeki diğer insanların da mutlu olmasını hazmedemezler ve onların da yaşam enerjilerini sömürmekle meşgul olurlar. İnsan, yapmaya cesaret edemediği şeyler hakkında sadece "Yapamazsın, bu imkânsız" gibi olumsuz telkinler verir. Hayatta imkânsız olan tek şey vardır, o da "ölümden kaçmak"... Ölüm dışında her şeyin (Allah'ın izni çerçevesinde) hem çaresi hem bir başarma yolu vardır.