Davul zurnalar çalıyor, halaylar çekiliyor..
Şimdi durum böyle.. Peki ya sonrası?..
Bir gece ansızın Kerkük'e giriyorlardı..
Gazze sokaklarını kurtaracaklardı..
“Irak'a huzur getireceğiz” diyorlardı..
Masum insanlara cehennemi yaşatanların cennetine mi inanmalı? “Sizi kurtaracağız” diyenler değil miydi ki, insanlara zulmedenler, katledenler?...
Kukla oyununda ipi tutan gözükmez! Cellatlar masa başında anlaştı. Bir cellat gitti, birçok cellat geldi! Suriye’de ‘Esad gitti’ diye kutlama yapılırken, İsrail Suriye’yi çoktan ele geçirdi bile. İstenilen de buydu. Kim kaybetti, kim kazandı? Siyonist rejim kazandı, kişisel ikbalini düşünen kaybetti.
Belli değil miydi ki; Suriye üzerinden dönen oyunlar? Ukrayna oyunu üzerinden Rusya’yı geçemeyenler, Suriye üzerinden gedik açtılar.
Rusya ‘İkinci Moskova’ olarak gördüğü Suriye’yi birden gözden çıkardı ve tepki vermedi. Herşey bir anda hızla oldu, bitti. Katil Netanyahu video çekerek Suriye’de devrimi gerçekleştiren grubu tebrik etti, kutladı. Belli ki aralarında Suriye’de iktidar karşılığında bir anlaşma vardı. Nitekim müdahale bile görmeyen İsrail, kendi ülkesindeki rahatlığı gibi gitti, yerleşti Suriye’ye. Artık sınırda yeni komşumuz Suriye değil, Katil İsrail oldu..
Ülkesini savunmaktan aciz olanlar, şimdi daha büyük bir zulmün ağına da yem oldular. İsrail’in gidişine izin verdiği işbirlikçi ‘Esad’ın daha beterini Suriye’yi bombalayarak yapıyor. Suriye artık ulus devlet değildir, bağımsız hiç değildir. Kutlama yapadursunlar bir celladın gidişini, 5 celladın gelişini!.. Kutlasınlar bakalım İsrail’in gelişini. Suriye artık dünyanın gözü önünde 48 saatte kısmen İsrail kontrolünde İsrail toprağı oldu...
Neyin kahramanlığı var ortada?
Katil İsrail, Golan tepeleri, Kuneytra, Lazkiye ve Şam gibi bölgelerde tek kurşun atmadan Suriye’deki güç ve devlet boşluğu ile tek taraflı işgâl ederek, hiçbir direnişle karşı karşıya kalmadan yaklaşık 2.500 kilometrekarelik alanda toprak sahibi oldu...
Süreç bebek katili İsrail’e yaradı. İran kaybetti. Irak zaten bu acıyı yaşadı kendine faydası yok. Tehlike stratejik olarak ülkemize bir adım daha yaklaştı. BOP hedefi, sınırların yeniden dizayn edilmesi, haritaların değişmesi bir BM ve NATO projesidir. Bu proje ‘Tek Dünya Hükümeti’nin de Türkiye merkezli olması hedeflenmektedir.
Biden’da Suriye’de devrimi gerçekleştirenleri kutlayanlardan. ABD savaş uçakları fırsattan istifade 24 saatte 75 alanı bombaladı Suriye’de.
ABD’nin gölge hükümeti, çocuk katili Biden koltuğunu terk etmeden Suriye’yi düşürmeyi başardı. Aslında 13 yıldır başaramadığını bu kez Esad’a yaptırdılar. Direnmeden gitti. İsrail tek kurşun atmadan Suriye’ye geldi yerleşti, tarumar etti ve ‘Vaat edilmiş topraklar’ olarak gördüğü Suriye’de hedeflerinden birini daha elde etmiş oldu. Gazze’yi kurtaramayanlar, Suriye’yi de kaptırdılar.
Kaddafi ve Saddam’ın ipini çekenler bu kez Esad’a izin verdiler. “Çekil, terk et, seni affedelim” dediler ve Rusya’ya gitti. Bilmem kaç milyar dolar servetle, 48 saat içerisinde düşürülen Suriye’den elini kolunu sallaya sallaya kaçacak öyle mi? İmkânı yok. Esad’ın düşmemesi için Suriye askeri neden müdahale etmedi? İran’ın askeri, Hizbullah’ı neden karşı koyamadı? Peki Suriye sınırlarındaki Rus askerleri niye müdahale etmedi? Ve Esad ne ara Rusya’ya servetiyle uçtu, gitti? Havadan mı, karadan mı, denizden mi yoksa yer altından mı? Esad’ın başına geleceğinden haberi vardı ve Rusya’ya yerleşmesi önceden planlanmıştı.
Yellene yellene kutlama yaptıranlar, İsrail’in önünü daha da açtılar. Esad kaçırıldı, izin verildi. Esad düşmedi, Suriye yem edildi.
İsrail 48 saatte 480 askeri depo, sığınak, savunma, donanma ve arşivleri bombaladı, golan tepelerine 24 saat içinde birliklerini yığdı. Bayrağını dikti. İkinci İsrail, artık Suriye oldu. Medyada öyle büyük bir algı operasyonu yapıldı ki sanırsın ki ‘HUZUR’ geldi!. Esad gitti, İsrail Suriye’ye yerleşti.
“Yağmurdan kaçtık diyenler doluya tutuldular” da farkında değiller. İşbirlikçi Esad’ın anlaşma yoluyla gitmesi davul zurna haberleştirilirken, İsrail’in önünün açıldığı gerçeği görmezden gelindi. Suriye’de bir yanda sevinç çığlıkları atanlar, diğer yanda iç savaşın doruğa çıkması endişesini taşıyanlar. En önemlisi de İran İsrail’le artık burun buruna. Hemen arkasında ise Türkiye var. Amaç zaten bu değil miydi?
İsrail’in katil Başbakanı Netanyahu 7 Ekim 2023 sonrası Gazze katliamı için, “Yeşaya’nın kehanetlerini gerçekleştireceğiz” demişti. Rakam ve ritüellere göre ilerliyorlar. İsrail’in kehanetlerin biri de 2025 Jübilesi yapmaktı. Ayrıca 2025 İsrail’in 77. Kuruluş yıldönümü. Kendileri için 2025 çok önemli bir yıl...
2025 başlangıçların sonu..
Sonun başlangıçları..
Trump, Esad rejimi düşmeden önce hem Suriye konusunda, hem de Rusya’ya karşı füze konusunda Biden’ı uyardı. Kukla Biden ise, koltuğu terk etmeden ortalığı iyice ateşe verme telaşında. Suriye’de ABD derin devletinin istediği oldu..
Tehlike dibimize kadar geldi.
Herşey planlı gidiyor!
Esad devrilmeden ‘devrilmeyi’ kabul etti. Suriye Ordusu çekilmeyi göze aldı. Sıranın kendisine geldiğini gören İran, uzaktan seyretti. Rusya ise kalesi gibi koruduğu Suriye’yi feda etti, Esad’a kıyamadı, Rusya’ya yerleştirdi.
Türkiye politik ve pratikte zaten küresel planların merkezi karargâhı gibi hareket ediyor.
2025’te sıkı durun.
Zincirleme şoklar yakındır..
2030’de sahte bir Mesih ilan edilecek. Yapay Zekâ önümüz süreçte ‘Tanrı’ olarak varsayılacak.
2025 daha da meşakketli geçecek.
‘Kıvrak Zekâ testi” dönemine girdik “
Olan masumlara ve mazlumlara oluyor. Zalim ve zulmedenler de oyun oynuyor.
Zulüm tavan yaptıkça, kurtuluş da elbet çok yakındır..
Selam ve sevgilerimle...