Bill Gates'in rotasında olanlara soruyorum yazının başlığını. Ya gerçekten körsünüz, ya da insanların tümünü aptal yerine koyuyorsunuz. Sahi başımıza gelen felaketlere nasıl bu kadar çanak tutabiliyorsunuz?
Bill Gates'in rotasında olanlara soruyorum yazının başlığını. Ya gerçekten körsünüz, ya da insanların tümünü aptal yerine koyuyorsunuz. Sahi başımıza gelen felaketlere nasıl bu kadar çanak tutabiliyorsunuz?
Meclis Ekim ayına kadar tatile girdi.
Kapanışı da, milletvekillerinin emekli maaşlarına jet hızıyla tüm partilerin oylarıyla tartışmasız zamla yaptılar. Bir yandan birçok bölgede ormanlarımız, buğdaylarımız yanıyor, bir yandan da her gün, her alanda yağmur gibi akan zamlar sıradanlaştırılıyor. Öyle kuruşla filan zamlar da gelmiyor. 10'ar, 20'şer, 40'ar, 50'şer, 100'er. Dolar ve Euro üzerinden şekilleniyor tarifeler. Daha da yükselecek bu fiyat artışları. Bu zamların sonucuyla Paris İklim Anlaşması daha fazla uygulanacak. Birçok yaşam alanına 'İklim Krizi' adı altında yaptırımlar, iklim kapanmaları istenecek. O yüzden serbest piyasanın önünü her sektörde açık bıraktılar. 'Tek dünya Devleti'ne giden yolu açmak adına ilerliyor yaşadığımız her şey. MTV zamlarıyla ilgili kararnamenin 'Resmi Gazete'de yürürlüğe girmesinden hemen sonra, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Twitter sayfasında; 'Sorunsuz bir şekilde organize edilen G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları zirvesine ev sahipliği yaptığı ve büyük misafirperverliği için Hindistan'ı tebrik etmek isterim. Eylül ayında 'Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek' odaklı 'G20 Liderler Zirvesi'ni sabırsızlıkla bekliyorum.' şeklinde paylaşımda bulunarak küresel planlara açıktan desteğini ilan etti. Her taşın altından çıkan Tedros'un da katıldığı G20 Zirvesi'nde Maliye Bakanı, 'Eylül'de Tek dünya, Tek aile, Tek gelecek' zirvesini sabırsızlıkla bekliyormuş! Hiç bir vekil, hiç bir siyasetçi, hiç bir parti hayırdır; 'Ne tek dünyası, ne tek ailesi, ne tek geleceği? İşine bak!' dedi mi, sordu mu? Elbette hayır. Çünkü ortaklar. Tüm hikayeler seçime kadardı.
TRAJİKOMİK VEKİLLER!
Evet soruyoruz: 600 milletvekili Twitter'da kitlelerinin gazını alarak mı maaş vekilliği yapacaklar? Sanırım kendi seçmenleriyle açıktan kafa buluyorlar. Çünkü kurguladıkları ve o sürece götürdükleri 'Yeni Dünya Düzeni'nde kitlelerine ihtiyaçları pek kalmayacak. İktidar ve muhalefetin sarmaş dolaş görüntüleri de sosyal medyada şu sıralar ortalıkta dolanıyor. 'Seçim gaz alma, kontrollü ve danışıklı bir tiyatro' demiştik. Geçtiğimiz hafta meclisteki MTV zam oylamasına muhalefet milletvekillerinin birçoğunun katılmadığı, katılanların da 'Evet' oyu verdiği ortaya çıktı. Bunun sebebini sorguluyor bazı isimler. Hiç kimse de demiyor ki; İktidar ve muhalefetin ortaklaşa imzaladığı bir 'Paris İklim Anlaşması var' diye. İşte bundan ötürü seçimin bir önemi yoktu. Siyasi dönem bana göre 3 yıl önce kapandı. Siyasilerin kitlelerini aldattığını, seçimin bir anlamı olmayacağını ısrarla vurgulamıştık. Sonuç ortada. Daha 45 - 50 gün geçti seçimlerin üstünden. Milyonlarca insanı ilgilendiren zam oylamasında muhalafet partileri ortada yok. Oylamaya partilerin vekilleri katılmamış. Olanlar da destek vermiş veya hiç oy kullanmamış. Açıktan ilan edilmiş olmasa da bunun asıl sebebi, partilerin 'Karbonsuz Dünya' vaatleridir. Suçlu ineklerin, arabaların gazıysa peki 600 milletvekilinin çıkardığı gazlar ne olacak? Bindikleri araçlar, uçaklar, yedikleri, içtikleri. Petrol türevi fosil yakıtlı araçlar insanlara yasaklanacak, doğal gıdalar insanlara yasaklanacak. Ultra zenginler bu imkanlardan yararlanıp insanları ekonomik yıkımla tehlikenin içine kafesleyeceklerdir.
İKLİM KRİZİ YOK, ALGI KRİZİ VAR!
İklim oyunları, iklim yalanları son günlerde artmaya başladı. Sıradaki oyun bu. İklim üzerinden, gıda, enerji, insan ve hayvan hareketlerinin kısıtlanmasının önü açılıyor. 'İklim Krizi yoktur, Algı Krizi' vardır. Tıpkı Covid tiyatrosunda olduğu gibi. Daha iki sene öncesine kadar insanlar arasında sosyal mesafe ölçümleri yapılıyordu. Hatta Sağlık Bakanı sahte salgın döneminde, 149 cm'den geriye sayarak 145 cm, 135 cm, 125 cm, 25 cm, 15 cm mesafe hesapları yapıyordu. 'Sahte salgın' sürecindeki çok yönlü propagandalarından biri de elde metreyle mesafe ölçülüyor, apartmanlarda kapı önlerinde ayakkabı kontrolü yapılıyordu.
Tüm canlı varlıkları yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ve insanlar durumun farkında olamadığı gibi, çok iyi bir şey zannediyor. 'Akıllı Şehirler' projesinde tüm şehirlerin yeniden imar edilmesi var. Yapay yollarla tahrip edip, yıkıp 'Smart City' şehirlere hazırlamak. 'Akıllı Şehirler' akılsız insanların hapishanesidir. Yani dijital, despot bir cezaevi. Tüm yaşam alanı 15 dakikayla sınırlı ve gözetimli yaşam alanları. Var olan eski dünya düzenini yıkıp kendi dünyalarını inşa etmek. Birçok ülkede insanlar durumun farkında ve sansüre rağmen direniş gösterebiliyorlar. Yaşadığımız dünya içinde sahte, yeni bir dünyada insansız, hayvansız, topraksız, ormansız, vatansız, bayraksız, kimliksiz bir hayat. Yani 'Karbonsuz Dünya' Paris İklim Anlaşması'nda ifade edildiği gibi. Yeni yaşam alanı kalan 'İnsanımsı' insanlara da çok cazip gelecek. Yeni dünya kavramında orman, ormanlar yok, çünkü Smart City şehirlerde 5G aktif ve yaygın olacak. Dileyen 'Akıllı Şehirler' resmi sayfasına bakabilir. Ormanlar buna engel teşkil ettiği için ormanlarımız eş zamanlı yanıyor. Ormansız yaşam. 'Akıllı şehirler' projesini incelediğimiz zaman tüm aygıtların tüm canlıların 5G ile kontrol edileceğini şemayla gösteriyor. 'İklim Değişikliği Bakanlığı' sayfasından da görebilirsiniz. Bu bakanlığın adını da boşuna değiştirmediler. BM üyesi tüm ülkelerin İklim Politikaları kapsamında 'Çevre Bakanlıkları' bu şekilde güncellendi. İğneden ipliğe 'Paris İklim Anlaşması'na giriyor tüm bu zincirleme konular ve sıralamalar. Bana göre; '15 dakikalık Akıllı Şehir' demek akılsızların, zeka testinden sınıfta kalanların 'yeni dünyası' demek. Yaratıcının var ettiği dünyada elit insan eliyle sahte dünyada kalan hayvan türleri ve insanlar bu yolla gözetim altında tutulacak. Burada açık bir şekilde kainattaki her şeyin yapay ve sahte olanı, sahte bir yaşam alanı oluşturulmak isteniyor. Çok çekici gelecek! 'İklim Krizi' algısı oluşturmalarının sebebi iklim kapanmalarını getirmek istemeleridir. Medyada hep iklim üzerinden ve deprem üzerinden haberler yer alıyor genelde. Yeni şehirlerin inşası, mevcut olan her şeyin yıkılması demek. Bu da fayların tetiklenmesi sonucu yapay depremlerin oluşmasına sebep oluyor. Bu projelere geçişin nedeni sıralamalarını, alt yapısını ve algısını oluşturup sonra da fiili olarak faaliyetlendirmek. Şu an bir soykırım sürecindeyiz. Bir gün etrafınızda sevecek kedi, köpek, yetiştirecek büyükbaş ve küçükbaş hayvan dahi bulamayabilirsiniz. Daha önce de sık sık ifade ettiğimiz gibi her canlıdan birer çift alma döneminin tekrarını yaşayabiliriz. Çok dikkat gerektiren bir döneme giriş yaptık. 2023 yılı, gelecekteki yıllar için de bir dönüm noktasıdır. Yaşayacağımız göreceğimiz çok şeyler var. Temmuz ayına dikkat diye daha evvel uyarılarımız da olmuştu. (Seller, yangınlar, depremler) Eylül ve Ocak ayları da mühim. Özellikle sorgulayan insanlar bilmelidir ki sorumluluk, insanoğluna emanet edilen her şeyi korumak size, bize düşüyor. Tüm bunlar 'Büyük Sıfırlama' sürecinin sancılarıdır. Klaus Schwab'ın başkanı olduğu Dünya Ekonomik Forumu'nun Great Reset Küresel Eylem Planları dört başlıkta ele alınıyor.
1-) Ekonomik Sıfırlama.
2-) Mikro ve Makro sıfırlama.
3-) Çevresel ve Jeopolitik Sıfırlama.
4-) Aile ve Toplumsal Sıfırlama.
Tüm bunlar aşama aşama hızla ilerliyor. Aylar önce toplantılarda 'İklim Değişikliği Hastalığı' diye bir tanım çıkaracaklar, İklim Kapanmalarının alt yapısını oluşturacaklar diye sık sık uyarmıştık. Medyada şu an bunları önümüze pişirip koyuyorlar. Kızamık, Kuduz vesair. Söylemlerin bilimsel bir karşılığı da yok. Çocuklar ve evcil hayvanlar için de ayrı planlar yürüyor. Çocuklara 'Kızamık' üzerinden, evcil hayvanlara 'Çip ve Kuduz' üzerinden, Büyükbaş ve Küçükbaş hayvanlara da 'Şap ve Çiçek' sıvısı üzerinden algı yürüyor. İnsan hareketlerine yönelik yapılmak istenen 'İklim Krizi' üzerinden yeni planlara, yeni kapanmalara karşı dikkatli olunmalı ve buna fırsat verilmemelidir. Aşı sonrası ölümler ve yan etkiler arttı. Sessiz, sedasız gerçekleşen bu soykırımın yeni hedefi diğer canlılar ve toprak ürünleridir. Topraksız, temassız yaşam..
Fıtratına uygun ne insan, ne hayvan, ne de toprak ürünü bırakmak istemiyorlar. Ama gönülden inanıyorum ki, bu karanlığın sonunda akıl sahipleri kazanacak. 'Bir gün karanlık gecede gökteki yıldızlar gibi parıl parıl parlayacaksınız!'
Yeter ki teslim olmayın.
Selam ve sevgilerimle...