Daha ne kadar susacaksınız, ne kadar görmezden geleceksiniz? Yeni dünya düzeni insanlığın sonunu getirmek üzere kurgulanırken, süreç bu kadar hızlı ilerliyorken siyaset ve medya, algıları başka tarafa çekerek gerçekleri insanlardan kaçırıyor.
Daha ne kadar susacaksınız, ne kadar görmezden geleceksiniz? Yeni dünya düzeni insanlığın sonunu getirmek üzere kurgulanırken, süreç bu kadar hızlı ilerliyorken siyaset ve medya, algıları başka tarafa çekerek gerçekleri insanlardan kaçırıyor.
Ey ahali, ey akıl sahipleri, ey siyasetçiler, ey parti temsilcileri, ey medya ordusu dilinizi mi yuttunuz? Kalbiniz mi mühürlendi? Gözleriniz mi perdelendi? Aklınız mı tutuldu? Bile bile niçin ateşe atıyorsunuz insanları, size inanıp, güvenip aldananları?.. Bu ateş sizi de yakar.
İnsanlık yolunu ve tarafını çok akıllıca seçmeli. Geri dönüşü olmayan bir yolda her şeyini kaybedebilir. Kullanamadığı aklını bile. Gerekirse canınızı verin ama teslim olmayın. 'Tanrıcılık' iddiasında bulunanların ihtişamı sizi doğru yoldan saptırmasın. Bakın 'Polonya'da yüzbinlerce insan yeni dünya düzenine karşı sokaklara döküldü. Uyanış batıdan. 'Güneş batıdan doğacak.' sözü mecazen zuhur ediyor. Bu sele akıp giden çoğu insan yine, şatafatlı yalanlara kapılarak eğriyi, doğruyu ayırt edemeyecek. İkinci plandemi hazırlığı açık açık ifade edildi. Bu kez geniş kapsamlı baskılar.
Şu sıralar gündemde sivil anayasa konusu da var. Covid oyunu, Paris İklim Anlaşması'ndaki siyasi ortaklık İklim Kanunu'nun çıkarılması yönünde de devam edeceği gözüküyor. Tüm gelişmeler DSÖ'nün Cenevre kararlarına göre şekilleniyor. İnsanlar halen partilerinin kavgasında. Anayasa değişikliği de DSÖ minvalinde mi yapılacak henüz bilinmiyor ancak Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlükleri koruma altına alan maddeler, vücut bütünlüğüne dokunulamaz ilkeleri de esnetilecek. DSÖ'ye uygun zemin.
İklim sahtekarlığı dünya genelinde!
İrlanda hükümeti sözde İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında 200 bin ineği öldürme kararı aldı. Sebep ise; 'Sıfır Karbon emisyonu' hedeflerine engel teşkil ettiği gerekçesiyle. Bak sen şu sahtekarlığa! Paris İklim Anlaşması imzalandıktan sonra bu tarz söylemler, eylemler ve dünya çapında katliamlar hız kazandı. Ülkemizde de hayvan pazarlarının kapatılması algı da 'seçicilik' yalnızca. Daha açık bir ifadeyle, 'Öldüreceğiz' diyemedikleri için alıştıra alıştıra ortadan kaldırmak isteniyor.
Paris İklim Anlaşması başımıza büyük bir bela olacak. Malesef bu kanunun iptal edilmesi de çok zor. En azından 'İklim kanunu'na engel olunabilse, olabilsek keşke. İğneden ipliğe, gıdadan, enerjiye, kıyafetten yemeğe, cenazeden düğüne her şeye müdahale söz konusu. Sosyal puanlama sistemi. 15 dakikalık 'Smart City' şehirler, dijital bir hapishane dönemi. Genel ifadesi, 'Akıllı şehirler' projesi. Yani karbonsuz şehirler..
Dünyanın ayarlarıyla oynamıyorlar sadece. Fıtratınız, gıdanız, topraklarınız, hayvanlarınız, yerde ve gökte ne varsa tümüne birden savaş açıldı. Görmüyor musunuz? Besi hayvanları, kümes hayvanları yok ediliyor. Görmüyor musunuz? Havadan her gün zehirleniyoruz. Görmüyor musunuz? İklim pandemisi baştabilmek adına iklimi bozanları. Görmüyor musunuz? Yeryüzünde azgınlık, bozgunculuk çıkaranları. Görmüyor musunuz? Ömür boyu köleliğe sürükleyecek adımları. Bu kadar mı kör oldunuz? Güvendiğiniz, daha geçen haftalara kadar propagandalarında koştuğunuz siyaset, insanlığa tuzak kuranlara 'Eyvallah' diyor. Cenevre'ye 11 kişiyi gönderiyor.
Kısır tartışmalarla toplumun sonunu hazırlıyor, gerçekleri milyonlarca insandan saklıyorsunuz. Cenevre'de alınan kararları sorgulayan insanlar haricinde politikacılar, akademisyenler, yargı mensupları, adli ve idari temsilciler, belediyeler, STK'lar, dernekler, üniversiteler, iş dünyası, tarım kurum ve kuruluşları (v.b) herkes sus, pus. Gıkları çıkmıyor hiç birinin. Şu ana kadar hiç bir siyasi parti lideri masaya yumruğunu vurabilmiş değil. 'Ne Cenevresi kardeşim!..' diyemediler. İttifaklara dahil olanlar, iktidar ve muhalefetin yürüttüğü danışıklı tiyatro bittikten sonra bu tarafa hiç bakmaz oldular. Hatta kabine öyle dizayn edildi ki, sözde 'Muhalafet' olan muhalefet partileri de sivil anayasa konusunda destek vereceklerini ifade ettiler. Ne demek sivil anayasa? Maksat yalnızca topluma söylendiği şekliyle darbe anayasasından kurtulmak mı? Hayır değil ama ikna yönteminde bu ifade kullanılacaktır. Toplum arka plandan habersiz olduğundan gayet sevinecektir belki de. Asıl sıkıntı şu; Bir çok temel haklarımız elimizden kayıp gidecek. Anayasa Mahkemesi'nin az da olsa verdiği haklı kararlar var. Bu haklar ortadan kalkabilir. Eğer kişi hakları, temel hak ve özgürlükler konusunda değişiklik yapılırsa bu tehlike yalnızca insanları değil, hayvanları, ekolojik dengeyi de olumsuz etkileyecektir. 'Tek sağlık' yetkisi adı altında müdahale edilebilecek. Bu durum DSÖ'nün tam da arzuladığı gibi olur.
İmzalanırsa DSÖ Anayasası geçerli olacak!
Cenevre toplantısında üye ülkelerin delegelerine taslak olarak sunulan maddelerden birinde, 'Dünya Sağlık Örgütü'ne hiç bir üye ülke çekinceli olamaz.' şeklinde tehdit unsuru yer alıyor. Dünya Sağlık Terör Örgütü'nün 'Hazırlık, Müdahale' taslağı Madde 1- (f) bendinde: 'Tek Sağlık yaklaşımı', insanların, hayvanların ve ekosistemlerin sağlığını sürdürülebilir bir şekilde dengelemeyi ve optimize etmeyi amaçlayan entegre, birleştirici bir yaklaşım anlamına gelir. İnsanların, evcil ve vahşi hayvanların, bitkilerin ve daha geniş çevrenin (ekosistemler dahil) sağlığının yakından bağlantılı ve birbirine bağımlı olduğunu kabul eder. Madde 2- Korunmasını sağlamak için özel önlemlere duyulan ihtiyaca gereken saygıyı gösterir. (Kolluk kuvvetleriyle müdahale kapsamı) Madde 3- Egemenlik –Devletler, Birleşmiş Milletler Şartı ve uluslararası hukukun genel ilkeleri uyarınca, sağlık politikalarına uygun olarak yasama ve yasama uygulama konusunda egemen haklara sahiptir. Bunu yaparken, DSÖ CA+'nın amaç ve hedeflerini destekleyecek ve DSÖ CA+ kapsamındaki yükümlülüklerini devletlerin egemen eşitliği ve toprak bütünlüğü ve ülkelerin iç işlerine karışmama ilkeleriyle tutarlı bir şekilde yerine getireceklerdir. Madde 4- Eşitlik–Hakkaniyet, hem devletler içinde ulusal düzeyde, hem de devletler arasında uluslararası düzeyde pandemi önleme, hazırlık, müdahale ve iyileştirmenin merkezinde olacaktır.' gibi bir çok maddelerde ulus devletlere bağlayıcı tehditler içeriyor.
Küresel planlarla başımıza çorap örülüyor da kimin umurunda? Aylardır sesleniyoruz; 'İklim kanunu geliyor, siyasetten uzak durun' diye. Bu kanun için yeni kabine hazırlıklara başladı. Paris İklim Anlaşması ortaklığı İklim kanunu'nda da devreye girecek. Rockefeller Vakfı 16 Haziran'a kadar İklim Eylem planlarına katılmak isteyenler için başvuru yolu açtı. Yani İklim pandemisi. Paris İklim Anlaşması'nın ortak imzalanması, cinsiyetsiz toplum projelerine birlikte yol verilmesi, dijital para sistemine geçme hevesi, akıllı şehirler masallarıyla aptallaştırılmış, zombi gibi yaşam.
DSÖ'nün ulus devletlerin egemenliğini kendi yasal statüsüne almak isteyen taslağı ateşten gömlek. Önceki günlerde Rockefeller Vakfı ile Dünya Sağlık Terör Örgütü ile yeni pandemi için ortaklık duyurusu yaptı. Rockefeller Vakfı resmi Twitter sayfasından küresel ortaklarıyla yeni Plandemiye hazırlığı hızlandırmak için laboratuvar sistemlerine 54 milyon ABD doları yatırım yapacağını duyurdu. Yine Cenevre toplantısına katılan örgütlerden biri de küresel aşı ittifakı Gavi. Bu örgütün katılımından sonra Bill Gates, ulus devletlerin egemenliğinin DSÖ'ye devredilmesi çağrısında bulundu. Tüm bu gelişmelerden sonra Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Avrupa Birliği'nin (AB) yürütme organı olan Avrupa Komisyonu, 05 Haziran 2023 Pazartesi günü 'Küresel Dijital Sağlık Sertifikasyon Ağı'nın (GDHCN) dijital sağlık ortaklığı'nı başlattı.
Fahrettin Koca'yı ilk DSÖ tebrik etti!
Kabine açıklandı. DSÖ Avrupa Direktörü Hans Kluge, Fahrettin Koca'yı tebrik etti. DSÖ Avrupa Direktörü: 'Tebrikler Bakan Fahrettin Koca. Türkiye DSÖ Avrupa Bölgesi ve dünya çapındaki insanların daha iyi sağlığı ve sağlık güvenliği için üretken işbirliğimizi büyütmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.' dedi. Tesadüf diye bir şey yoktur hayatta. Cenevre toplantısından hemen sonra kabinedeki tüm bakanlar da değişti. 'Ne alakası var?' diyeceksiniz. Tüm bakanlar kendi bölgelerinde milletvekili adayı gösterilmişti. Yalnız iki bakan milletvekili adayı gösterilmemişti. Bunlardan biri ETS Turizmin sahibi olan mevcuttaki Turizm Bakanı Mehmet Ersoy. Hatırlayın; yasaklarda, karantina dönemlerinde turistlere her şey serbestti, hiç bir yasak yoktu. İnsanlar evlerinde günlerce hapsedilirken, çocuklar parklardan kovalanırken turistler geziyor, partiler düzenliyor, hatta turistlere hizmet eden işletmelerde garsonlar maskeli, turistler maskesiz eğleniyordu. Bunun mimarlarından biri de Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'du. Bir diğer mimarı da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca. Kabinedeki yerini tekrar aldı. Yani millete 'Maske, mesafe' deyip asansöre 10 kişiyle maskesiz biniyordu. Bu iki isim Covid tiyatrosu sürecinden de tecrübeli isimler. Plandemi'den 2 yıl önce 10 Temmuz 2018'de göreve getirilen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın bakan olarak görev yapmayacağı ifade ediliyordu. Hatta yerine Ankara Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan, eski Sağlık Komisyonu Başkanı ve eski Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünüvar'ın getirileceği sıklıkla söyleniyordu. Fahrettin Koca'nın DSÖ ile ilişkisi logo değişimiyle daha çok hız kazandı. Göreve getirildikten yalnızca 3 ay sonra Ekim 2018'de Atabay Firma yöneticileriyle Dolmahçe'de bir araya geldi. Bu firma insanlara 1 günde verilen 8+8 ölümcül ilaçların da üreticisiydi. Favipiravir ve türevleri ilaçların Medipol Hastanesi ve Atabay firması ile ortak üretildiği kamuoyunda biliniyor. Bu ilaçların daha ortada Covid tiyatrosu yokken hazır edildiği de biliniyor. Ham maddesi için de Çin'e gidildiği yine Atabay ilaç firmasının resmi sayfasındaki paylaşımlarından biliniyor. Bakan Koca'nın 10 Temmuz 2018'de göreve gelişinden 5 ay sonra 25 Aralık 2018 tarihinde Sağlık Bakanlığı logosu bir asa etrafına sarılı kanatlı iki yılan figürüyle değiştirilerek DSÖ'nün logosuyla aynı şekle getirildi. Daha sonrası malum. Plandemi hazırlığı hemen devreye girdi ve büyük bir korku çukurunun içine tüm insanlık bir anda geniş bir propaganda ordusuyla itiliverdi. Fahrettin Koca'nın Cenevre kararlarından sonra tekrar Bakan olarak açıklanması da ayrı bir soru işareti. Çünkü Bakan Koca'nın değişmemesi ikinci kez pandemi'ye hazırlık yapan DSÖ'nün tekrar Bakan Koca'yı istediği yönünde bir talep olduğunu gösteriyor. Şöyle ki; DSÖ'nün Cenevre'de 21 Mayıs – 30 Mayıs tarihleri arasında yapmış olduğu 'Hazırlık, Önleme ve Müdahale' yetkileri içeren toplantısına delege olarak Türkiye'yi temsilen 11 kişi katılmıştı. Toplantıya katılan 11 kişi Sağlık Bakanlığı üst düzey görevlerinde yer alan isimler.
İnsanlık kendisine kurulan bu tuzağı siyasi hipnozdan çıkamadığı sürece göremeyecek. Ölmeden evvel dünyada başlıyor bu eleme süreci. Herkes kendi ateşini kendisi yakıyor. Herkes kendi odununu kendisi taşıyor.
Yoldan çıkmayanlara, rotasından şaşmayanlara selam ve sevgilerimle...