Allah'ın sanatlarını gören gözler olmasaydı ne gökyüzü dönerdi, ne yeryüzü gülerdi. (Mevlana) Ne güzel söz söylemiş Mesnevi'de Mevlana bu söz aslında her şeyi izah ediyor bizlere. Bana ilham veren sözlerin başında geliyor. Allah her kuluna farklı yetenekler vermiş o mihvalde her birimiz ayrı yürüyüp gidiyoruz...
Allah'ın sanatlarını gören gözler olmasaydı ne gökyüzü dönerdi, ne yeryüzü gülerdi. ( Mevlana )
Ne güzel söz söylemiş Mesnevi'de Mevlana bu söz aslında her şeyi izah ediyor bizlere. Bana ilham veren sözlerin başında geliyor. Allah her kuluna farklı yetenekler vermiş o mihvalde her birimiz ayrı yürüyüp gidiyoruz. 1984 Lise 1' de tarih dersi okuyoruz. Kitapta Selimiye Camii'nin bir tane fotoğrafı var. Siyah beyaz bir fotoğraftı. İçini merak ettim ama bulamamıştım o yıllarda. Okudukça bende merak saldı. Kimdi Mimar Sinan. Böyle eserleri nasıl yapmıştı. Tabii çocuk çağdayız pek ileri düşünemiyoruz o yıllarda. Ama tek bir fotoğraf bende bambaşka boyutlarda araştırmalar açtı. Devamlı araştırma peşindeyim. O yıllarda internet yok kütüphane ilde bir tane gidecek vakit olmuyor uzak. Gezici kütüphane gelirdi okula ama Selimiye Camii ile alakalı bilgiler bulamıyordum.
Askerlik sonrası İstanbul'a gelmiştim. Sık sık tarihi yerleri gezer ecdadın muhteşem eserlerini gördükçe heybetleri, asaletleri, estetikleri karşısında nutkum tutuluyordu. Fatih Camii, Sultanahmet Camii, Ayasofya Camii, Yeni Camii insanı alıp götürüyordu kendinden. İlk defa o muhteşem eserleri görüyordum. Bayezıt sahaflara yolum düşmüştü bir gün. Hiçbir yerde görmediğim bir birinden değerli kitapları görüyordum. Tabii aklımda Mimar Sinan ve Selimiye Camii var. Öyle bakınırken bir beyefendi buyur evladım ne arıyorsun dedi hoş bir tebessüm ile. Anlattım ve bana 3 kitap verdi. Tam,da yıllardır arayıpta bulamadığım kitaplar. Hepsini okudum 1 defa değil 3'er defa okudum. Ama bir eksik vardı camilerin fotoğrafları. Çok az fotoğraflar mevcuttu.
Sonradan elime Mimar Sinan'nın Sait Çelebiye yazdırdığı ''Tezkiretül Bünyan'' kitabı geçti. Kitabı su gibi ezberledim ve hala okuyorum. Okudukça bende farklı boyutlar açıyor. Ertesi gün Mimar Sinan,ın türbesine gittim. Bir saat Sebilin önünde oturdum dualar yaptım, inceledim insan vefat etmeden önce türbesini nasıl o şekilde yapar akıl almıyor. Oradan Sinan'ın o muhteşem eseri Süleymaniye Camii'ne geçtim. Aman Allahım nasıl bir ihitişam. 5-6 saat içerden çıkmamıştım. İçimde çok farklı bir heyecan vardı. Gördüğüm fotoğraflar hep namaz kılınan yerlerden kubbelerden hiç görmemiştim. Bende ulvi haller oluyor sanki orada Sinan arkamda bana yol ve kubbeyi gösteriyor. Ve derken 1984'ten beri içimdeki o Selimiye Camii ve Sinan merakı beni Edirne'ye götürdü. Edirne'yi okumuş araştırmıştım. Ama yerinde görmek incelemek daha yerinde olacaktı. Edirne tarihinde çeşitli ünvanlar almış.
Edirne; Şehirlerin Sultanı, Sultanların Şehri
Edirne; Mimar Sinan'ın mührünü vurduğu şehir.
Edirne; Osmanlıya 92 sene başkentlik yapmış şehir.
Edirne; Fatih Sultan Mehmet'in şehri .
Edirne; Üç kültürü tek noktada göreceğimiz şehir .( Selimiye Camii, Eski Camii, Üç Şerefeli Camii )
Mimar Sinan ve Selimiye 'El-fakiru l-Hakir Ser Mimaranı Hassa ' (Değersiz ve muhtaç kul, Saray özel mimarlarının başkanı) Yaptığın işi gönlünde hissedersen, ırmaklar çağlar içinde. İşte bu söz Sinan'ı özetliyor aslında bizlerde o söz yönünde çalışmalar yapıyoruz. Anlat diyerek başaldığı yolculukta hala ( dünya anlamaya çalışıyor )dünyaya ve
bizlere miras bıraktığı Selimiye Camii tam karşımdaydı. Bir günüm Selimiye Camii'nde geçti. 86 Yaşında Selimiye'yi inşaa etti. İnsan bazan kelimelere sığdıramıyor anlatacaklarını.Eserlerindeki estetiği, mimariyi, mühendisliği, geometriyi anlatmak bizlere düşmez. Batının ve Doğunun mimari özelliklerini eşsiz bir üslüp ile birleştirmiş sayısız eserlere imza atmıştır. Türk'e şeref Cihana yüzlerce dev eserler bırakan büyük insan büyük mimar büyük sanatkar en büyük sevgi, saygı, minnetle yadediyorum.
Aklıma bir ayet gelmişti gezer incelerken. Allah sonsuz güzellikleri sanatının içinde yaratandır. Neml Suresi 88.Ayet
Allah, insanı en güzel surette yaratmış, ona estetikten,güzellikten, haz almayı öğretmiştir. Bu nedenle insan, hem güzel olanı sever hem de yaptıklarının estetik bir yönü olsun ister. Ayrıca İnsan, canlılar içinde, 'güzel' kavramının bilincindeki tek varlıktır. İşte Mimar Sinan,da bu zihniyetle bence onca eseri estetiği,güzelliği bilinciyle ortaya çıkarmıştır. Şahsen bende o düşünceyle yıllarca denklaşöre basmaktayım.
Mimar Sinan işte karşımızda. Ayet ile düşününce Allah bir kimsenin aklına kalbine zuhur etmemişse elinden bişey gelmez elbette dedim Sinan aynı zamanda büyük bir alim olmalı her köşesi altın şifre dolu bir camideyiz. Her Edirne'ye gelişim bende çok farklı çalışmalar ortaya çıkarmıştır. Selimiye Camii Kubbeleriyle tanışmam ilk 2009 yılında olmuştu. Saatlerce aşağıya inmemiştim. Her bir detayı çekmeye çalışıyordum. Yemek yeme su
içmek insanın aklına bile gelmiyor oralarda. Kubbelerin üzerindeki alemler tüm camilerde ayrı şekilde tasarlanmış. Hepsi ayrı güzelliklerde. Camilerde artık bir fark getirmeye başlamıştım çektiğim fotoğraflarla. Çekimden
sonra eve gelir saatlerce çektiğim o fotoğrafları incelerim. Selimiye Camii, Eski Camii, Üç Şerefeli Camii, Darül Hadis Camii, Medreseler, Meriç, Tunca, Kanuni köprüleri beni benden almışlardı hepsi. 13 yıldır durmaksızın Edirne'ye gelir giderim.Tarihi zenginliği bu kadar fazla bir şehrimiz daha yoktur. Mimar Sinan her eserini farklı tasarlamıştır. Birbirinden farklı eserler. Ve heyecanın en büyüğünü 2012 yılında Selimiye Camii kubbelerinde
yaşamıştım.
Bir Cuma vakti önce kubbede namazı çekip aşağıya indim ve Sonra Bismillah deyip Merdiveni omuzlayıp avlu kubbelerine doğru hareket ettim kubbelerden diğer kubbeye geçmek öyle kolay bişey değildi. Avlu revakları kubbelerine geçtim amacım orta,daki büyük revaktan simetri olarak camiyi çekmekti. Merdiveni büyük orta kubbeye dayadım ve alemin olduğu yere ulaştım. Yaaa Allah dedim bu ne nasıl bir eser. Hiçbir kubbede görmediğim bir alem. Araştırmalarımda hiç bir yerde görmemiştim. Bunun bir anlamı olmalıydı. Sinan'ın eserlerinin hepsinde ayrı bir mesaj var çünkü. Alem ile camiyi çektim ve bir tarihiçi dostuma gönderdim. Bana şu cümleleri
kullanmıştı. Ben yıllardır Edirne,ye gelir gider anlatırım böyle bir esere hiç muvaffak olamamışım. Allah sana lütfetmiş bunu görmek herkese nasip olmaz demişti. İşte o muhteşem eserin muhteşem mührü Âlemin manası Paşihanın Kavuğunun Tasviri olduğunu vurguladı. MaşaALLAH SubhanALLAH. Tarihe ıskat edilen noktalar fevkalade demişti. Gerçekten o Kavuk tasfiri yapmış Sinan. Allaha ne kadar şükretmiştim bana bu eşsiz güzelliği farkettirip çektirdiği için. Kavuğun manası verdiği mesaj ise insanı alıp götürüyor. Dünyada eşi benzeri yok.
Diyorki; Ey Sultan Selim Allah,a olan kulluğunu unutma senki Allah,ın aciz kulusun sudan geldik ve dönüş ancak Allah'dır der.
Ecdadın yaptığı her camide bize mesajlar vermiş çok değerli semboller yapılmıştır. Bunları zaman zaman çektiğim fotoğraflara pekiştiriyorum. 2012'de ilk çektiğim Kavuk fotoğrafını ara ara devamlı çekmeye çalıştım. En iyisi olsun diye. Ecdada yakışan bir fotoğraf olsun. Karşımda dünyanın en büyük mimari Sinan var onu düşünerek her an arkamdaymış gibi hissederek çalışmalar yapıyorum. Bugün elimde bir imkan olsa Mimar Sinan Müzesini Türbesinin yanına vefat ettiği evin olduğu yere yaptırırdım. İnşaallah büyüklerimiz bir gün yaparlar.
En büyük arzum Mimar Sinan için bu. 2018 yılına geldiğimizde yine bir Cuma günü önce kubbede çekim yapmıştım. Kubbeden aşağıya indim ve o zaman Selimiye Camii İmamı olan sevgili kardeşim Alpcan Çelik hocamız üstad bizim camiden emekli bir hocamız var onda o zaman Başkan Recep Erdoğan'ın, rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal, rahmetli Başbabakan Necmettin Erbakan, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ve bir çok sisayetçinin hatıra yazıları var dedi. Dedim istesek bize verirmi. Aradı hocayı yaşlı bir amcamız saolsun çekmeme izin verdi.
Beraber çayımızı yudumlarken aklıma bir fikir geldi. O kavuk fotoğrafı ile Cumhurbaşkanımızın yazısını birleştirip bir gün Edirne'ye Selimiye Camii'ne gelirse Allah nasip ederse ben takdim ederim diye düşündüm.
Ve bir gün Edirne Turizm ve Kültür Müdürümüz değerli Kemal Soytürk beyefendi ile tanıştık. Derken o muhteşem fotoğrafı yazıyı kendisine gösterdim, heyecanla karşıladı. Düşüncemi kendisine anlatmıştım. 2022 Ocak ayında beni aradı ve Cumhurbaşkanımız Edirne'ye gelecek senin bu fotoğrafını verebilirmiyiz vali beylede paylaşmış konuyu bende heyecanla nasıl olmaz yapalım dedim. İstanbul'da fotoğrafı hazırlayıp Edirne'ye ulaştırdım. Kendilerine teslim ettim. Bu nasıl bir tefavukki 2018'de düşünüp tasaraldığım projenin değer görüp Cumhurbaşkanımıza arz edileceği. Ve tarihler 10-05-2023'ü gösterdiğinde o muhteşem fotoğrafım ve reisin yazısı Edirne ziyaretinde Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a takdim edildi. Buradan tekrar Edirne Eski Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık befendiye ( Sağlık Bakan Yardımcısı ) Edirne Kültür ve Turizm Müdürü Sn Kemal Soytürk'e ve Barbaros Camii imamı Alpcan Çelik Hocama en kalbi teşekkürlerimi sunarım.
1984'te başlayan Selimiye Camii ve Mimar Sinan eserleri zaman içinde beni bu noktaya getirmiş oldu. Sinan olmasaydı ne bu eserler olacaktı nede bizler bu eserlerdeki şifreleri görebilecektik.
Geçti Bu Demde Cihandan, Piri Mimaran Sinan.
Bir Mimar Sinan geçti dünyadan ama benim gözümde hala yaşıyormuş gibi her an hissederek eserlerindeki o ihtişamı yaşıyoruz. Ortaya koyduğu eserler ve devrini aşan mimari tekniklerle Mimarlık tarihinin MİHENK Taşı Sinan'ı en derin sevgi, saygıyla anıyorum...