Fotoğraflar geleceğe bırakılan birer belgedir. Nasıl ki biz günümüzden
198 yıl (1826 ilk fotoğrafın ortaya çıkışı) öncesini fotoğraflarla
görebiliyorsak, bizler de her birimiz geleceğe tarihi birer belge
bırakıyoruz.
Her bir fotoğraf birer şifredir. Bir fotoğrafta kısaca matematik, geometri,
simetri, perspektif işlemekteyiz. Fotoğraf aslında sizin kimliğinizi ortaya
çıkarır. Benim de öyle oldu.
Şimdi sırası ile muhteşem fotoğrafların Cumhurbaşkanlığı ödüllerini alış
hikayelerine gelelim…
Birinci sırada Cumhuriyet tarihinin en büyük camisi olan Büyük Çamlıca
Camii geliyor. Aslında hikaye 2014 yılında Büyük Çamlıca Camii’nde
gönüllü fotoğraf ekibi arasına katılmakla başladı. Kıymetli büyüğüm
Ergin Külünk Beyefendi bir gün akşam aramıştı. “Üstad. Yarın
Camimizin minaresine 1453 m 2 büyüklüğünde bayrak asılacak.
Müsaitseniz buyurun gelin” dedi. Ertesi gün büyük bir heyecanla gittik.
Hazırlıklar başladı. Ama bayrak aşırı rüzgardan dolayı bir türlü
asılamıyordu. Kuvvetli rüzgar bayrağı yırtmıştı. Asamamıştık ama o
heyecanla vazifeyi tamamlamış olduk.
Oradan ofise geçtik. Cami o zamanlar inşaat aşamasında idi ve inşaat
hızla ilerliyordu. Ergin Külünk abimiz burada gönüllü olarak fotoğraf
çekmek isteyen arkadaşlara kapılarının açık olduğunu söyledi. Biz de
Saime Güler arkadaşım ile elbette şeref duyarız dedik. Tabii orada o an
aklıma Mimar Sinan geldi. Bir sözü var, beni her zaman çok etkiler.
“Biz hizmetimizi Allah (c.c.) için yaptık ve mükafatını ahirette
bekliyoruz.”
İşte bu söz bizi bugün buralara getirdi. Kayıtlarımız oldu ve biz 2014’ten
beri gönüllü olarak ekip arkadaşları ile çekimlerini yapmaya devam
ediyoruz.
Çektiğimiz fotoğrafları Ergin Abimize veririz. Bir gün yine çekim sonrası
toplantıda Ergin Abimiz “Usta. Bunlar senin fotoğrafın değil mi?” dedi.
Şaşkınlıkla mesajla gelen fotoğrafları ekrana yansıtınca “Evet, benim
fotoğrafım” dedim. “Gözün aydın! Fotoğrafların ilk gün zarfı ve pul
olarak açılışa hazır olacak” deyince mutluluktan havalara uçmuştuk.
Asrın sembolü Büyük Çamlıca Camii fotoğraflarımın ödüle layık
görülmesi benim aldığım ilk Cumhurbaşkanlığı ödülü olmuştu.
Aynı zamanda diğer bir fotoğrafım da açılışa özel ilk anma zarfına
basılmış oldu. İki fotoğrafım ile ilk Cumhurbaşkanlığı ödülünü almıştım.
3.fotoğrafım ise tarihte ilk defa çekilen Fatih Camii aleminden Büyük
Çamlıca Camii fotoğrafı olmuştu. 24 Mayıs 2019 günü
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı Kur’an-ı
Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’nın tanıtımında ve Cumhurbaşkanımız
tarafından takdim edilen plakette kullanılmıştı.
4.fotoğrafım ise 1915 Çanakkale Köprüsü fotoğrafım. Durmak yok
diyerek Allah’ın lütuflarıyla imzalar atmaya devam ediyordum. Sırada
1915 Çanakkale Köprüsü olacaktı. 1915 Çanakkale Köprüsü, asrın en
büyük köprüsü olma özelliğini taşıyor. Çok büyük emekler vererek
çekimlerini yaptığımız köprünün inşaatında artık sona doğru
geliniyordu. 1915 Çanakkale Köprüsü gelecek yıllara ve yüzyıla vurulan
sembol bir mühür oluyordu. Darphane Genel Müdürüm Abdullah Yasir
Şahin Beyefendi beni aramıştı. “Açılışa özel madalyon basılacak. Bunu
sizin fotoğrafınızdan yapalım. Siz mükemmel çekimler yapıyorsunuz.”
dedi. Ben de büyük heyecanla tabii ki kabul ettim. Ve köprünün açılışı
öncesinde Cumhurbaşkanımızın konuştuğu aynı açıdan çekmiş
olduğum fotoğrafım madalyon olarak basılmıştı.
Daha sonra yaptığımız çalışmanın plaketle mührünü vurmuş oldum.
Bazen paranın gücünün yetmeyeceği güzellikleri alırsınız.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde en büyük heyecanı ödülle almış
oldum. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılına doğru giderken bizdeki
heyecan artarak devam ediyordu. Aldığım eşsiz plaket hepsini tasdik
ediyordu.
5.fotoğraflarım ise Taksim Camii oldu.
Ve 150 yıllık rüya Cumhurbaşkanımızın girişimiyle artık hayata
geçiyordu. Neydi o rüya? Elbette Taksim Camii. İnşaat hızla ilerliyordu.
Taksim’in göbeğine o mühür artık vurulmuştu. Çekimlerini yaptık.
Muhteşem bir eser. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla caminin tarihsel bir
kitabının yapılmasına başlanmıştı. Ve bir gün telefonum çaldı. “Sizin
fotoğraflarınızı bu prestij kitapta kullanalım. Ne dersiniz?”
Cumhurbaşkanlığı tarafından basılan böyle bir prestij kitapta
fotoğraflarının olmasını kim istemez ki?
Hazırlıklar başladı. Devletin en büyük makamı Cumhurbaşkanlığı’nın
kitabında benim de fotoğraflarım yer almıştı. Burada müthiş bir söz
aklıma geldi.
“Allah (c.c.) isterse bir kulun işini, mermere geçirir dişini. İstemezse o
kulun işini, muhallebi yerken kırar dişini.”
Allah’ın (c.c.) lütfuyla almış olduğum tüm madalyonlar ve kitap… İşte bu
sözü tasdik edercesine rabbim lütfetti bana.
6.fotoğraflarım ise ödüllerin en büyüğü oldu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılı kutlamalarına istinaden
Cumhurbaşkanlığı Darphane Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye
Yüzyılı’nda devletin yaptığı başlıca eserlerin bir arada olduğu
madalyonun altın, gümüş ve bronz olarak yapılması olmuştu. Yıllarca
emek verdiğim Büyük Çamlıca Camii ve 1915 Çanakkale Köprüsü
fotoğraflarım bu madalyonda yerlerini almıştı. Bir insanın yaşayacağı en
büyük gururu yaşamış olmanın tarifini izah etmek çok zor. En büyük
iftihar kaynaklarım oldu.
Başarılara giden zorlu merdiven yollarını nasıl perçinledim kısaca
değineyim.
Her biri emek dolu. Hiçbirisini parayla almak mümkün değil.
Cumhurbaşkanımızın teveccühleriyle bu eşsiz sombol eserleri
fotoğraflamanın sonuçlarını Allah’ın lütfuyla birer birer yaşamış oldum.
İşlerinizde samimi olmak. İşinizi sevmek. Sabretmek. Dürüst olmak.
Hedefinizin olması. Yılmamak. Para için değil, başarmak için çalışmak.
Hasbi olarak işi yapmak. Bilhassa hidayet ve hissi manayla çalışmak.
Acizlik ise sizin en büyük düşmanınızdır. Muvaffakiyetin ilk şartı iradeli
olmaktır. İnsan zekası ve bilgisiyle değil, iradesiyle öne çıkmaktadır.
Tasavvur etmek lazım. Başkalarının sizin için ne düşündüğüne
bakmadan yol almak. Başarılı oldukça sizi arkadan çekiştiren çok
olacaktır. Çünkü sizin yaptıklarınızı hazmedemezler. Cahillerle boşuna
uğraşmayın. Hedefinize ulaşmak için adım adım ilerleyin.
En derin sevgi ve saygıyla
