Son Yıllarda İzlediğim En Güzel Film

Türklerin Savaş Tarihi bir çok başarı ve bir çok trajedi içermektedir. 

Geleceğimiz için, kazandığımız zaferler kadar yaşadığımız acı tecrübeleri de bilmek, gerekli dersleri çıkarmak ve geleceğe daha sağlam, daha doğru adımlarla ilerlemek gerekiyor. 

Özellikle gençlerimizin bu konularda bilgilenmesi çok önemli. 

Gençlerimizin doğru bilgilenebilmesi içinde devlet kurumlarımızın bu konularda çalışması ve usta isimler ile gençlerimizin ilgi gösterdiği sinema gibi alanlarda çalışmalar yapılması çok önemli. 

Bunun en son güzel örneği olarak Vaveyla Belgesel Filmi ile izlemek benim çok sevindirici ve gururlandırıcı bir gelişme oldu. 

Bilen biliyordur ancak bilmeyenler için bu önemli konu hakkında kısaca bilgi vereyim. 

Birinci Dünya Savaşı sırasında kafkas cephesinde esir düşen Türk subaylarımız Rusya’nın Krasnoyarsk kentinde yaklaşık üç yıl boyunca esir hayatı yaşıyorlar. 

Ancak bu esir hayatı boyunca vatan ve millet hasretinden asla vazgeçmiyorlar. 

Milli ve manevi duygularını yaşatmak için tam 102 sayı ve 1605 sayfadan oluşan uluslararası bir yayın niteliğindeki Vaveyla Dergisini hazırlıyorlar. 

İnanılmaz bir duygu, inanılmaz bir tarih. 

Ve bugün hiçbir sayfası dahi kaybolmadan günümüze ulaşabilen tek savaş dönemi edebiyat yayını olan bu dergi, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi arşivinde korunuyor. 

Doğru Proje, Doğru Yönetmen Seçimi 

İçerisinde haberler, makaleler, yazılar, karikatürler, tiyatrolar, şiirler ve uluslararası gazetelerden haberler gibi bir çok unsuru barındıran Vaveyla, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle uluslararası belgesel film haline getirilmiş. 

Filmin yönetmeni olarak da son yıllarda Türk tarihi ile ilgili yaptığı çalışmalarla uluslararası alanda başarılara imza atan Umut Mete SOYDAN seçilmiş. Açıkçası çok doğru bir seçim olduğunu filmi izlerken bir çok kez içimden geçirdiğimi ifade etmeliyim. 

45 dakikalık bu belgeseli izlerken kimi zaman duygulandım, kimi zaman gururlandım ve kimi zaman da keşke bunları daha önceden bilseydim diye düşündüm. 

Film için bu alanda önemli çalışmalar yapan isimler de getirilmiş. Richmond Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yücel Yanıkdağ ve Prof.  Dr. Bingür Sönmez gibi alanının önemli isimleri bunlardan sadece bazıları. 

Filme önemli katkıları olmuş. 

Çok güzel ve çarpıcı bilgiler sundular. Önemli bir kalp cerrahı da olan Bingür Sönmez’in bu alana da kendisini adaması kıymetli. 

Yine aynı şekilde Yücel Yanıkdağ hocanın gerek ülkemizde gerekse yurtdışında bu konuları detaylı olarak çalışması takdire şayan. 

45 dakikalık bu filmi izlerken zaman, adeta bir su gibi akıp geçti. 

İnanıyorum ki önümüzdeki günlerde ulusal ve uluslararası etkinliklerde, festivallerde, Türk Tarih Kurumu devlet kurumlarında ve üniversiteler gibi yerlerde gösterilecektir. 

TRT’de ve sürekli olarak dijital platformlarda yayınlanması anlamlı olur. 

Türk tarihi açısından önemli ve takdire şayan bir çalışma olmuş. 

Belgeseli izlerken öğrendim ki proje kapsamında aynı konuda bir kitap çalışması da yapılmış. 

Son yıllarda duyduğum en güzel haberlerden biri bu çalışma oldu. 

Projeyi düşünen ve hayata geçiren kurumları tebrik ediyor, böylesine duygulu, gerçekçi ve başarılı bir filme imza atan değerli yönetmeni de takdir ediyorum. 

Geleceğimiz olan gençlerin, tarihinizin bu değerli kısımlarını da bilmeleri için son derece önemli bir yayın olmuş. 

Zira sürekli aynı konuları,  tekrar tekrar farklı şekillerde anlatmak yerine, tarihimizdeki bu farklı ve ders çıkarılması konuları bularak işlemek ve gençlerimizin geleceğe daha sağlam adımlarla ilerlemesini sağlamak çok büyük önem taşıyor. 

Bizlere de bunları başaranları tebrik edip, teşekkür edip, desteklemek düşüyor. 

1.Dünya Harbi’nde Şehit Olan Askerlerimiz İle Vatan Uğrunda Can Veren Tüm Şehitlerimizin ve Gazilerimizin Aziz Hatıralarına Saygıyla….

Ruhları Şad Olsun….