Çok önem arz eden bazı hususlar vardır ki, asla tesadüf ihtimali olmayan olaylardır. İki önemli şeyin birbirine uygun ve denk gelmesidir. İşte fethin 571.yıldönümü olan 29 Mayıs 2024 ile Peygamber efendimizin (s.a.v.) doğum yılı olan 571 rakamları çok büyük bir şekilde tevafuk etmiştir. Bu bende her zaman zuhur eden büyük bir insiyaki ile hareket etmemi sağlamıştır. 

Zaferin sırrı Hz. Peygamber’in (s.a.v.) izini takip etmektir.

Fatih Sultan Mehmet Han

Resullulah Efendimiz (s.a.v.), 20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke’de doğdu.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) doğmadan önce birçok ilâhî tecellîler zuhûr etmiş; bütün kâinât, sema, arz âdeta O’na hasret çekmekteydi. Çünkü O, yaratılışın sebebi idi.

"Vemâ erselnâke illâ rahmeten lil’âlemîn" 

"(Resûlüm!) Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik."

Enbiyâ suresi 107. Ayet

Resullulah (s.a.v.) bütün yaratılmışlara, alemlere, bitkilere, hayvanlara, dağa, taşa, suya rahmetti. Bütün canlılar, onun merhamet, rahmet ummanında şefkatine nâil oldular.

Enbiya Suresi 107.ayette belirtildiği gibi insanları irşad etme ve tenvir olma yolundaki en büyük müjde ve bizlerin önderi olarak 571’de dünyaya teşrif ettiler. Tasavvur ettiğimiz zaman aslında dünya ve insanoğlu, Peygamber efendimiz (s.a.v.) dünyaya zuhur edince teşekkül etmeye başlıyor.

571 olmasaydı bizler şu an buralarda yoktuk. Bu bir gerçek.  O sayede O’nun ve Allah’ın verdiği lütuflara her birimiz ayrı görevlerdeyiz.

Gelelim fethin 571.yılı olan 2024’e... Yüzyılda sadece bir defa zuhur edecek bir tevafuk oluyor aslında. Bu beni çok etkiledi. Şifreli rakamlara hep bir ilgi ile itiyat içinde olmuşumdur.

Peki bu tevafuk nasıl şifreli olmuştu?

571­+1453= 2024 Yılı. Buından sonra ise 571 daha  aynı tevafuk olmayacaktır.

5+7+1=13

1+4+5+3= 13 sayısına tekabül eder.

Hepside bir hesap iledir.

İşte şifre teşekkül etmişti.  Binaenaleyh 571 şifresi işte beni buralara getirdi. Bugün fethin sembolü Ayasofya Camii’nin fotoğraflarını bu şifrelerle çekmekteyiz.  Hülasa muayyen rakamlar aslında hep hayatımızın içindedir. Müspet bir şekilde teşekkül etmektedir.  

“Bu devletin iki manevi temeli vardır: Fatih’in Ayasofya minaresinden okuttuğu ezan ki hâlâ okunuyor! Selim’in Hırka-i Saadet önünde okuttuğu Kur’an ki hâlâ okunuyor!”

Yahya Kemal

Yahya Kemal çok güzel özetlemiş bize. İşte özümüz bu değil mi? O okunan ezanlar ebediyen devam edecektir. 571 ruhu her bir minaremizden göklere değin yükselecektir.

“Fethin sembolü, manası, kalbgâhı Ayasofya’dır. Ayasofya kapalı kaldıkça kalbimiz çalışmıyor demektir. Sultan Fatih’in fetihten muradı; Ayasofya’yı camiye tahvil ederek, hilâli salibe galebe kılmaktır.”

Ahmet Haluk Dursun

Haluk hocamıza rahmet olsun. Daha hayattayken bu günleri tahayyül etmiş ve Ayasofya için çok emekler vermiştir.  Ay yıldız sonunda salibe galip gelmişti.

Erhan Altunay hocanın müthiş bir sözü var ;

Osmanlı olmasaydı,Ayasofya yaşamayacaktı.

Gerşekten,de öyle kanıtını bakın Sinan ne diyor ?

Mimar Sinan Tezkiretü-l Bünyan’da

Ayasofya’nın çizimini Hazret-i Hızır yaptı  derler

Sanmayın yapı ustasıdır bu binaya yetişen de Hızır kişi.

Mimar Sinan Ayasofya’ya yetişmeseydi Erhan Altunay hocanın söylediği gibi Osmanlı olmasaydı 571,1071,1299,1453 olmasaydı ayakta kalamayacaktı.

İstanbul'un fethine kadar 916 yıl kilise, 1453'ten itibaren de cami olarak kullanılan Ayasofya, 1934'te alınan karar üzerine 86 yıl müze olarak hizmet verdi.

Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği'nin, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine yönelik Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açtığı dava 10 Temmuz 2020'de karara bağlandı.

Danıştay 10. Dairesi’nin “camiden müzeye dönüştürüldüğüne dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararı”nı oy birliğiyle iptal etmesiyle Ayasofya'da yeniden ibadet etmenin yolu açılırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da kararnameyi aynı gün imzaladı. Bende her fotoğrafın bir arka hikayesi vardır. Lakin en büyüğü ise Ayasofya Camii fotoğrafının hikayesi olmuştur.

 O özel günde Cumhurbaşkanımızın imzası sonrası bende büyük bir şey zuhur etti. Aklıma hemen tasavvur eden büyük bir insiyaki ile Ay Yıldızı alıp Sultanahmet Camii’nin 186 basamaklı minaresine çıkıp, o müthiş fotoğrafı çekmek oldu. Büyük heyecan ile koşa koşa gittim. Hayal ettiğim o müthiş fotoğrafı çekmenin mutluluğu tarif edilmez. Muvaffakiyetle, o heyecanla Cumhurbaşkanımızın üstün katkısı, konuşması bana bu minvalde eşsiz derecede ilham vermişti ve bana böyle bir fotoğrafı çektirmişti.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması;

“İnsanlığın ortak mirası olan Ayasofya, yeni statüsüyle herkesi kucaklamaya çok daha samimi, çok daha özgün şekilde devam edecektir”

15-04-2022

Sonuçta Hilal’in Haç’a galibiyetinin sembolü İstanbul’un mücevheri Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi özüne dönmüş oldu. Fatih Sultan Mehmet Han’ın emanetine, vasiyetine başta Cumhurbaşkanımız sahip çıkmıştı. Bizler de millet olarak arkasında büyük sevinçle ortak olduk.

Ne demişti Fatih Sultan Mehmet?

“İmkanın sınırını görmek için, imkansızı denemek lazım.”

Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi…

“İman varsa imkan da vardır”

Yine Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çok güzel bir sözü bana ayrı bir fotoğraf çekme heyecanı yaşatmıştı…

“Ayasofya 2022’nin taçlı yıldızıdır.”

Başkanın bu sözünden sonra hemen işe revan oldum. İlk Cuması ile “taçlı yıldızı” sözünü büyük bir insiyaki ile çekmiş oldum.

Her çekimde bana ilham veren mutlaka bir şeyler yaşamaktayım.  

Sonuç olarak bize bu kapıları açan ve bugün büyük tevafuk ile birleşen 571lerdir.

Ne mutlu ki bu ümmete, ne mutlu ki kutlu komutana ve askerlerine.

“Ayasofya kubbesiyle, sütunuyla İslam’ındır ve İslam’ın kalacaktır.”

Saygı ve sevgilerimle.