TÜM derdi, tasası buydu. Bu gülüşe sahip olmak istiyordu. Hollywood gülüşüne sahip olduğu zaman tüm dünyasının değişeceğini, bugüne kadar yaşadığı bütün olumsuzlukların yerini pozitif bir yaşam biçimine çevireceğine yürekten inanıyordu.
TÜM derdi, tasası buydu.
Bu gülüşe sahip olmak istiyordu.
Hollywood gülüşüne sahip olduğu zaman tüm dünyasının değişeceğini, bugüne kadar yaşadığı bütün olumsuzlukların yerini pozitif bir yaşam biçimine çevireceğine yürekten inanıyordu.
Nereden bu hisse kapıldığını kendisi bile bilmiyordu ama bir kere kafaya takmıştı işte.
Sonuna kadar gitmezse asla rahatlayamazdı, dahası kendisini affetmezdi.
Geçen süreçte bu meseleyi takıntı haline dönüştürdü, o kadar ki, yaşadığı şehrin caddelerine çıkar gün boyu kaç kişinin bu gülüşe sahip olduğunu arayıp dururdu.
Bulamadığında canı sıkılır, kendini sabahın erken saatlerinde balık tutmaya gidip eli boş dönen adamlara benzetir hayıflanırdı. Nasıl onlarda gurur yapıp illa da eve balıkla dönmek isterlerse kendisi de aynısını yapar daireyi genişletir sokakları taramaya başlardı.
Muhakkak aradığını bulmalıydı yoksa evine dönemezdi, dönse bile gözüne uyku girmez ertesi gün daha bir hırslanırdı.
Zaman zaman bu yaptığının anlamsız bir eylem olduğuna kendisini inandırsa da uzun sürmez tekrar eski haline döner gün içinde aramaya çıkacağı caddeleri harita üzerinde işaretler bir mesai anlayışı ve disiplini içinde faaliyetini sürdürürdü.
Yolda tanıdık birine rastlayıp 'Gel bir çay içelim ya da iki çift lafın belini kıralım' daveti alsa işim var diye geçiştirir zaman kaybetmek istemezdi.
O, bir Hollywood gülüşü arayıcısı idi.
…
ARAMA tarama işlerinden zamanla sıkıldı ve artık bunu kendisi üzerinde uygulama evresine geçti.
İnternet üzerinden aramalar yaptı. Bulduğu siteleri tüm ayrıntısına kadar inceledi, notlar aldı. Takıldığı tam anlayamadığı hususları e postalar yazarak veya telefonla arayarak soruyordu.
Aynı yerleri defalarca aradığından ve santral operatörleri tarafından tanınıp şöhret bulduğundan kara listeye alındı. Artık mailler cevapsız kaldı, telefonlar açılmadı.
Ama o yılmadı.
Bunu kendisine yakıştıramazdı. Bu defa özel ziyaretler yapmaya başladı. Bu işi yapan uzmanlarla ve onlara destek veren yardımcı elemanlarla birebir görüşmelere başlamıştı.
Ve giderek finale yaklaştığın görerek kararını verdi.
…
MURADINA erdi sonunda.
Güç bela uygun bir fiyatla anlaştığı klinikte müdahale edildi.
İşlem gerçekleştirildi.
Artık onun bir gülüş estetiği vardı.
Dişleri birbiri ile ve yüzüyle orantılıydı.
Altın oran mükemmel denilecek bir seviyede yakalanmıştı.
Dişleri arasındaki boşluklar giderilmiş, güldüğünde damağında planlanan belirli bir oran görünüyordu sadece.
Neticeden memnundu, istediği yerine gelmişti.
…
ETRAFTAN kendisine beklediği kadar bir yönelme olmadığını gördü zamanla.
Etrafında insanlar harelenmemişti. Oysa çevresine gösterdiği büyük gayreti ve ulaştığı sonucu uzun uzun ve ballandıra ballandıra anlatmak istiyordu.
Beklediği övülmeyi bulamadı, takdir edeni çıkmadı hatta fark edenler bile umduğunun çok altında kalmıştı.
Yıkıldı tabi.
Depresyona girdi. İnsan içine karışmayı bıraktı, sosyal geri çekilme yaşadı.
İlgisizliği anlayamadı, bir mana veremedi.
Niyetlerinden biri hatta en esaslısı olan bu gülüşe sahip biriyle evlilik tesis edecek bir yakınlık kuramadı. 'Ben onu bulamazsam bile o beni muhakkak bulacaktır' öngörüsü de gerçekleşmedi.
Hollywood gülüşü söndü gitti.
…
LİSE dönemlerinde çok yakın olduğu bir arkadaşı yıllar sonra sosyal medya aracılığı ile kendisini bulmuş ve ona arkadaşlık isteği göndermişti. Hemen kabul etmiş ve konuşmaya başlamışlardı. İlk fırsatta buluşup hasret giderdiler, geçmişi tarayıp külünü savurdular.
Yaşadığı bu serüvenden arkadaşına hiç bahsetmemişti.
Muhabbet sonlanıp kalkacakları zaman arkadaşı ona 'Sende bir değişiklik var ama tam çözümleyemedim' deyiverdi.
'Nedir?' diye sordu.
Arkadaşı ona 'Eskiden içsel bir gülüşün vardı. Gözlerin gönlünün tercümanı olurdu ve bu gülüşü bizlere de transfer ederdin. Şimdi daha çok gülüyorsun ama o içten gelen enerji sanki kesilmiş' dedi.
Haklıydı arkadaşı.
Dişleri Hollywood gülüşüne sahipti ama yüreği ona hiç eşlik etmiyordu.
İtiraf edemedi ama insanın içinin gülmediğinde dışının gülmesinin bir işe yaramadığını acı içinde kabul etmişti.
Ya Selam!