TANIDIĞIM andan itibaren sevdiğim bir adam… Âdemiyeti olan bir adam. Olması gerektiği kıvamda, ne eksik ne fazla. Kendi içinde dengeyi bulmuş hayatın özünü idrâk edip yakalamış bir güzel kişi…

TANIDIĞIM andan itibaren sevdiğim bir adam…

Âdemiyeti olan bir adam.

Olması gerektiği kıvamda, ne eksik ne fazla.

Kendi içinde dengeyi bulmuş hayatın özünü idrak edip yakalamış bir güzel kişi…

Muhsin.

İhsan erdemine ulaşmış, paylaşmayı, bölüşmeyi yaşamının ilkesi haline getirebilmiş nadir insanlardan biri o…

ÜLKE TV'de geceleri yıllarca yaptığım 'İyi Bak Kendine' programına misafir olduğunda kanala birlikte gidip dönmüştük.

Muhabbet kazanı kaynadıkça kaynadı, söz yumağı açıldıkça açıldı.

Anladık ki, özlerimiz birbirini tanıyor.

Seviyor hatta…

Ne çok ortak noktalarımız varmış.

Hatta ne çok ortak dostlarımız…

İlim ve gönül insanı merhum Dr. Haluk Nurbaki Hocamızın ortak değerimiz olduğu o yolculukta kendini ilk gösteren husus olmuştu.

Sonrasında günümüz aşık Veysel'i diyebileceğimiz Kubat'ın amcası Âşık Yoksul Derviş

Afyon Emirdağı Karacalar köyü…

Hak Halili, Bacı Sultan, Kadir Ağa…

Ve Kırmızı Muhtar…

Dedim ya, görünmeyen ama güçlü bağlar varmış aramızda.

O gün bugündür aramızdaki bu 'Muhabbet Bağı' her daim güçlendi, serpildi.

ÜSKÜDAR diğer ortak noktalarımızdan birisi.

İkimiz de seviyoruz.

Güzel buluşmalarımız oldu kıymetli eşi Sevim Hocanın da katıldığı.

Mai Cafe'de ve diğer yerlerde.

Türkülerin nağmeleri arasında hep birlikte kanat açıp güfteleri giyindiğimiz…

Sözün, sohbetin demini tuttuğumuz…

Biz Prof. Dr. Muhsin Konuk Hocam ile birbirimizin sadece evinde değil gönlünde de mihman olduk.

Evlatlarıyla da hemdem olduk.

Dualarla evladına bir gelin alarak kızımız yaptık ve yine dualarla bir kızımızı gelin ettik.

Üçüncü evladını da yine hayır ve başarı niyazlarıyla takip ediyoruz.

Ve Baybars Arslan torun geldi, şenlendirdi aileyi.

ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ yine buluşma noktalarımızdan…

Kadim dostlarım Ece Tözeniş ve Şaban Özdemir ile her defasında dörtlü bir harman yeri oluştururuz.

Kelimeleri göğe savururuz.

Tazeleniriz.

Hayatın dostlarla lezzetlendiğini tekrar görürüz.

FAHR-İ KÂİNAT EFENDİMİZİN üç mübarek torunu olan Hz. Ali ve Fatma Anamızın evlatlarının isminin 'Hüsn' yani güzellik kökünden geldiğini hatırlarım Muhsin Hocamla her buluşmamda.

Hasan, Hüseyin ve Muhsin Efendilerimiz…

Yüreğime onlardan muhabbet damlaları düşer.

Yeşerir.

Can bulur.

MUHSİN ihsandan geliyor.

Güzel yapmak yaptığını, iyilik etmek…

Lütufta bulunan, ihsan edene muhsin deniliyor.

Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de yetmişten fazla yer alıyor bu kavram.

Hem Allah'a hem de insanlara nisbet ediliyor.

Allah'ın muhsinleri sevdiği de yine kitapta beyan ediliyor.

Ve yarattığı her şeyi ihsan ile yarattığı…

Demek ki, sevilmek istiyorsak hedefimiz belli.

Yol aşikar, yordam net.

HİLM'DEN doğuyor ihsan…

Geniş yürekli, engin düşünceli olmadan, merhameti kuşanmadan, yumuşak başlılığı tercih etmeden bu seviyeye ulaşılamıyor.

Zira sevgiye dayalı özverili davranışlar sergilemek ancak böyle mümkün olabiliyor.

Öfkeyi hakim olup yutmalı…

Affetme pratiği geliştirilmeli…

Hoşgörü ilke edinilmeli…

Sabır kalkanına sahip olunmalı…

Bunlar elde edilip hilm şemsiyesine altına girilebildiğinde ancak muhsin olunabiliyor.

TUFAN imiş Muhsin Hocanın diğer bir ismi.

Memleketinde bu şekilde bilinip, anılıyor.

Tufan; ortalığı kasıp kavuran, şiddetli fırtına ve dinmeyen yağmur anlamına geliyor.

Hoca iki anlamı birbirine mezcetmiş, barıştırmış.

Cesaretle merhameti harmanlamış.

İş tutmada aşırılıklardan korumuş kendini ama mesleğinde azmi ve çalışkanlığı hiç elden bırakmamış.

Fedakarlık neredeyse üçüncü ismi olmuş.

Bilimin haysiyetini kibre yol vermeden vakarla buluşturmuş.

Bunu bilgiyi eyleme dönüştürerek uygulamış.

Açgözlülüğe pirim vermemiş tokgözlü olmayı prensip haline getirmiş.

Bu sebeple arkasından pek çok insanı meslek adamı yapmak için fikirler vermiş, ufuklar çizmiş, yönlendirmiş…

Hatta bazılarını hocalık otoritesini ve ilim hakkını kullanarak ittirmiş…

Yani kalbine cömertliği yazmış biri.

İhsanın yani muhsin olmanın diğer bir manası başkalarına karşı üstüne düşenden fazlasını yapmak…

Kırmadan, dökmeden, tahakküm etmeden, suhûletle…

Güzellikle…

Verirken fazlasını vermek, geri almamak buna mecbur kalınmışsa azını almak muhsinlerin ahlakından.

Hocaya dikkatle bakıldığında kendisinde tüm bunların cem olduğu rahatlıkla görülüyor.

Ve ayrıca misafirlik bilinciyle yaşayan biri.

Soyadından aldığı konuk olma işaretini önemsiyor belli ki…

MUHSİN KONUK Hocanın akademik kimliğinden burada bahsedecek değiliz.

Zira bu sütun buna kafi gelmez.

Merak edenler için şuracığa linkini bırakıyorum. Dileyen inceleyebilir ve katıldığı programları izleyebilirler.

https://uskudar.edu.tr/akademik-personel/muhsin-konuk

1964 yılında Afyon Emirdağ'da doğan ve hayatını bilime adayan hocamıza ilimle donanmış uzun bir ömür diliyorum.

Hayatımıza ikram edilmiş böyle hocaları izleyerek bizler de muhsinlerden oluruz inşallah.

Gönlüyle gülen bu güzel adama ve onun benzerlerine selam olsun.

Ya Selam!