Orijinal ürünün yerine sahtesini almış olmak insanı nasıl hissettirir? Tabi ki kandırılmış. Nasıl oldu da böyle bir hata yaptık diye düşünüp dururuz. Hatta duruma göre kendimizi suçlarız. Zekâ seviyemizden şüphe duymaya başlarız. Olay büyür de büyür. Ama söz konusu ürünün orijinalini tekrar satın alarak yani biraz maddi kayıp ile olayı çözüme kavuşturabiliriz. Asıl zor olan duyguların, düşüncelerin ve davranışların sahtelerinden kurtulmaktır. Yani bize dayatılan sahte hayattan...
Fikir sancısı çekenler elinde imkân olanlardır. Elinde seçme imkânı olmayan fikir sancısı çekemez. Türkiye’de Müslümanların hakikat arayışı ve fikir sancısı ne alemde? Raflarda çoğu ürünün sahtesini bulabilirsiniz. Bu saf kötülük değil. Sahte ürünler ve sahte hayat orijinaline giden yolu gösterebilir. Gerçek hayatların sahte krizleri sahte hayatların gerçek krizleri olur. Buradan bir kriz çıkarmak hala mümkün. Krizi de fırsata çevirmek. Çıkış yolu ona ulaşma niyetini taşıyanlara açıktır.
Her devirde olduğu gibi aranılan şey sahiciliktir. Amacımız anlamlı bir hayat sürmektir. Hepimiz boşuna yaşamamış olduğumuzdan emin olmak isteriz. Yolculuğumuz sahte olandan kaçış ve gerçek olana varıştır. Bunun için öncelikle maskelerden kurtulmamız ve kendi sesimizi bulmamız gerekir. Bu zor bir iştir zira çoğumuz maske taşıdığımızın farkında bile değilizdir. Ayrıca maskemizi çıkarmak ve sesimizin tonunu değiştirmeden konuşmak bizi ifşa eder ve tehlikelere açık hale getirir.
İnsanın kendini tanıması için kendini açması gerekir. Bunu yapan hakikate olduğu gibi tehlikeye de açık hale gelir. Bu anlamda insan olmak cesaret ister. Bahsedilen açıklık, cömertlik, adalet ve iffet ile de ilgilidir. Bu erdemler olmadan güçlü bireyi kurma imkânı yoktur. Güçlü bireyin en belirgin özellikleri kendi yüz ifadesi ve ses tonudur. Onun yanlışa düşman olmak noktasında bir ağırlığı vardır. Gerektiğinde kaşını çatar ve sesini yükseltip itiraz eder. Güçlü toplumun temelidir.
Dünyanın sorunları somut olup tespiti kolaydır. Herkes savaş, açlık ve küresel ısınmayı bilir. Batılı insan ise konfora alışmış, teorik tartışmaların ve içeceği kahvenin detaylarında boğulmuştur. Batıda batılı olmayan insanın hayatı moda ve sinema kadar gündem olamamaktadır. Gerçek sorunlara gerçek tepkiler verebilen yeni bir insan ancak Müslüman dünyada yetiştirilebilir. Ukrayna, Gazze ve dünyanın diğer yerlerinin kaderi buna bağlıdır. Bu yeni insan malın ve neslin korunmasının garantisi olacaktır.