Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Lideri Özgür Özel'in görüşmesinin olumlu manada yankıları sürerken Özel’in yanında bulunan Namık Tan'dan Mehmet Uçum'un "Bir pazar notu" başlıklı yazısına "Bir pazartesi notu" başlıklı yazısıyla yanıt geldi. Bu paylaşıma ise Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu’ndan "Bir salı notu" yanıtı geldi.

Zxcffgyj

Mehmet Uçum "Hak ve adalet talepli sivil eylemler ile günümüzdeki sivil itaatsizlik eylemleri arasındaki nitelik farkının görülmesi gerekir. Aksi takdirde hiç farkına varılmadan emperyalizmin ideolojik aygıtlarının ve projelerinin çok kullanışlı aparatları ve aktörleri haline gelinir"  demişti.

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi Can Atalay ve Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu Gezi Davası mahkumları için CHP Lideri Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde yeniden yargılama talep ettiğini kaleme alarak görüşme sonrası Erdoğan'ın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u AK Parti Genel Merkezi’ne çağırarak görüştüğünü aktarmasından sonra gelen bu açıklama, daha önce de Gezi Davası'nda ceza alanların yeniden yargılanabileceğini “ortadan kaldırmakla” suçlandıkları hükümetin cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle zaten ortadan kalktığını yazan Selvi'ye itiraz olarak da yorumlandı.

Bnmtn

Ardından Namık Tan ise “ Bir Pazartesi Notu” yazısını paylaştı.

Yazısında SSCB’nin Macaristan işgali ve Soğuk Savaş döneminden bugüne özgürlük karşıtı yönü ve batı demokrasilerinde oluşturduğu değişim üzerine değerlendirmelerde bulunan Tan, ünlü siyaset bilimci Prof. Dr. Raymond Aron’un "Aynı zamanda hem boyun eğmeyi hem boyun eğmeyi reddetmeyi doğrulamak mümkün müdür? Yetki ve yetkinin sınırları nedir? İşte siyasal düzenin ebedi sorunu budur" sözlerini alıntıladı ve Aron’un değerlendirmesinin bugün de güncel olduğunu söyledi.

Tan, "Nitekim, AKP-MHP koalisyonu, AYM ve AİHM kararlarını uygulamayıp, anayasayı askıya alarak cumhuriyete ihanet ediyor" diye yazdı ve "İlginçtir, SSCB’de Stalin’in ölümüyle meydana çıkmaya başlayan rejim muhalifleri de mevcut anayasanın uygulanmasını, en azından orada yazılı haklarının gözetilmesini talep ediyorlardı" örneğini verdi.

Namık Tan, bugün "beka" kavramını sıkça dile getirerek Türkiye’de tek parti ve tek adam rejimine özenenlerin önündeki seçeneklerin Putin’in Rusya’sı, Şi’nin Çin’i ve yozlaşmış Ortadoğu ve Afrika diktatörlükleri olduğunu yazdı ve şunları söyledi;

"Zira, laik olmayan demokrasi olamayacağı gibi, çekingen tek adam rejimi de olmaz. Tam ifade özgürlüğü, hukuk devleti, eşit anayasal yurttaşlık, ulusal egemenlikte her bireyin temsili, çoğulculuk, sivil toplum gibi temel kavramlar laf cambazlıklarıyla eğilip bükülemez ve pazarlığa da açık değildir. Anayasa demek yalnızca 'teşkilat-ı esasiye' demek değildir. 'Constitution' devletin temeli, oluşumu demektir. Yazılı olmak zorunda dahi değildir. Ne acı ki, taşa kazılsa da uyulmamasına bugün Türkiye güzel bir örnektir. “

Yazının devamında ise  “Külhanbeyi üsluplu kahvehane filozoflarına asla boyun eğmeyeceğiz.” ifadesine yer verdi.

Körop

Bu paylaşıma ise "Bir Salı Notu" başlığıyla Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu, "Bir salı notu" ile şu yanıtı verdi;

"O kadar uzun cümleler kurmaya gerek kalmadan kısaca mandacı bir yönetim istiyoruz, Türkiye’nin bölünme projesini onaylıyoruz, neo liberal politikalar ile sosyal devlet yapısını bitirmek istiyoruz, küreselcilerin doğal aile yapısını bozma planlarını destekliyoruz, teröristan kurulmasına taraftarız, eski vesayetçi yapıları tekrar ihya edeceğiz, laiklik üzerinden milletin değerleri ile kavga edeceğiz derseniz gerçek niyetiniz tam olarak anlaşılır"

Danışmanlar birbirine cevap verme yarışına girerken CHP Milletvekili Umut Akdoğan ile AK Parti Milletvekili Leyla Şahin Meclis'te gergin anlar yaşadı.

Umutayd

CHP Milletvekili Umut Akdoğan, "Ey zalimler, ister vali olun ister hakim, boşa çiğniyorsunuz yalan dünyayı.
1400 senedir yapıyorsunuz bunu.
Nesimi'nin derisini yüzerken yaptınız bunu.
Hallac-ı Mansur'u asarken, Kubilay'ın başını keserken yaptınız bunu.” dedi.

Lşust

AK Parti Milletvekili Leyla Şahin Usta ise “Akdoğan fütursuzca bu sözleri ile tüm müslümanları itham etmiştir. Tüm dünya Müslümanlarını zalimce insan katletmekle suçluyor. CHP ve zihniyetine göre kendileri dışında herkes siyasal islamcı, faşist,darbeci! Tarihi iktidar olmak uğruna girmediği kılık, bürünmediği kimlik kalmamış olan CHP biraz utanıyorsa geçmişine baksın.
Tüm Müslümanları itham eden bu sözlerden dolayı CHP milletimizden özür dilemelidir." diye konuştu.

Akdoğan’ın sözleri kabul edilemez ama böyle bir dönemde verilen tepkilerde kişilere olmalıdır.

Liderler yumuşama mesajı verirken danışman ve milletvekilleri süreci bu tarz davranışlar ile bozmaya mı çalışıyor? 

Biri AK Partili ve CHP’li danışman ve milletvekillerine kendilerine gelmelerini, ülkemizde güzel bir iklim yakalanmaya çalışılırken bunu bozmaya hakları olmadığını söylemelidir.

Bu süreç liderler arasında güzel götürülüyorken sizin amacınız liderlere ve millete rağmen süreci bozmak olmamalıdır.

Bu kişilerin ve başkalarının hiç görüşme olmamış ve yumuşama mesajı verilmemiş gibi bu tutumlara devam etmeleri ülkemize hayır getirmeyecektir.