Ne demişti TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan:

 "Eleştirel ifadelere ve habercilik faaliyetlerine açılan soruşturma haberleri çok sıklaştı. 10 sene önceki olaylara yeni soruşturma açılıyor. Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine sürekli yenileri ekleniyor. Disiplinsizlik suçuyla teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor"

Sen kimsin muhalefet partisi lideri mi?

Senin görevin mi bunları söylemek?

Toparlanma ve güzel gidişattan bahsederken ne diye girdiniz bu konulara?

Samimi misiniz yoksa başka bir gündeminiz mi var?

Daha önceki karnenize bakalım;

Türkiye'nin en karanlık dönemlerinden biri olan 28 Şubat postmodern darbe sürecinin merkezinde TÜSİAD vardı.

O yıllarda eğitim hakları ellerinden alınıp joplanan başörtülü kadınlar için tek kelime etmediler.

İkna odaları için hiç konuşmadılar.

8 Yıllık Kesintisiz Eğitim” ihanetine destek vererek İHL’li ve başörtülü öğrencilerin eğitim haklarının ellerinden alınmasına önayak oldular.

Refahyol’un devrilmesi sürecinde bir ayakları hep karargahtı.

Merhum Necmettin Erbakan’a dayatılan kararların çoğu aslında TÜSİAD tarafından hazırlanan taleplerden başkası değildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanlığı döneminde hapse girdiğinde sesleri, solukları çıkmamıştı.

Oysa ki Erdoğan, 1994'te halkın oylarıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş ve Siirt'te düzenlenen bir açık hava toplantısında okuduğu şiir yüzünden ceza almıştı.

Seçilmiş meşru hükûmete e-muhtıra verildiğinde ağzını açmadılar.

TÜSİAD’ın bazı üyeleri “Gezi ihaneti” sırasında,

göstericilere otel kapılarını açtı, ücretsiz internet hizmeti sağladı.