YILLARDIR Üsküdar’ın farklı noktalarında Cuma akşamları “Muhabbet Bağı” buluşmaları yapıyoruz. İlahiler, deyişler, türküler… Serbest katılımlı buluşmalar bunlar.

YILLARDIR Üsküdar'ın farklı noktalarında Cuma akşamları 'Muhabbet Bağı' buluşmaları yapıyoruz.

İlahiler, deyişler, türküler…

Serbest katılımlı buluşmalar bunlar.

İstanbul'un uzak yakın demeden her yerinden misafirlerimiz oluyor. Hatta zaman zaman şehir dışı katılımlar alıyoruz. Sohbetin türkülerle harmanlandığı bir muhabbet meydanı.

Herkesin kendisi olduğu, makam ve mevkiinin gözetilmediği aynı potada bir olduğumuz sahici buluşmalar.

Nasıl da iyi geliyor bize. Hele şu pandemi günlerinde fena halde özlem duyuyoruz.

BENDİRİ ile özdeşleşen sanatçı Tuğba Gülyeşil ile Mai Cafe'de başlamıştık bir davet üzerine.

O gün bugündür devam ediyor.

Üsküdar Üniversitesinden arkadaşım Mebrure Şehitoğlu bir gün bir arkadaşının olduğunu, ablası ve yeğenlerinin çok güzel bağlama çaldıklarını ifade ederek davet edebilir miyim diye sormuştu.

Elbette demiştim.

Seher Alp yeğenleri Dilan ve Sevcan Sökmen ile geldi.

İlerleyen süreçte bir çağrı ile geldiği cafe'nin sahibi oldu.

Pek çok yazar, düşünür, akademisyen, sanatçı, karikatürist aramıza katıldı, bilgilerini türküler arasında keyifle paylaştı.

DEVAM eden zamanlarda biz artık kendisine 'Meydanımızın Sahibesi' şeklinde hitap etmeye başladık. Öyleydi de gerçekten.

Onun deyişleri ile açıyor yine onun sesinde can bulan türkülerle kapatır olduk.

SEHER Alp derviş yürekli…

İmanlı. İkrarlı. İhlaslı.

Aşmalar, taşmalar, kırmalar, dökmeler görülmez kendisinde.

İncelikli düşünür. Hesap etmeden söylemez.

Meydanın sahibesi olmasına rağmen destursuz daldığı görülmez.

Önceliği paylaşımdır. Beraberliktir. Cem olmaktır.

Diğer misafir sanatçı dostlar ve biz amatör katılımcılarla geliştirdiği içtenlikli diyalog buluşmaların her anında devam eder.

KONUŞMACI olarak çağrıldığımız yerlere de muhakkak bizimle gelir bir iki deyişle sohbete mana tadı katar.

Bu fedakarlığı sebebiyle söyleşilerimiz, imza günlerimiz, pikniklerimiz, dostlarla şehir içi ve dışı gezilerimizde her zaman bağlaması ile yanımızdadır.

Meydanın sahibesi oluşu her yerde devam eder kısacası.

DEYİŞLER onun seslenişiyle bir başka güzelliğe bürünür. Kanatlanır. Bizi de kanatlandırır.

İlk kez ondan dinleyip sevdiğimiz eserler vardır.

Vazgeçemediğimiz. Okunmadığında eksik kaldığımız…

TÜRKÜLER muhabbet bağımızın gülleridir. Rahiyası ile hepimizin gönüllerini hoş eder.

Bizleri dünyevi telaşlardan koparır. Engin düşünmenin erdemine taşır.

Bu türküler oyun havası değildirler. Hayatın kalbine yüzyıllardır bizi götürüp dururlar.

Tefekkür edildiğinde dünyanın geçiciliği gerçeğini en çarpıcı biçimde sunduğundan hepimiz iki dünyalı olduğumuzu hatırlarız.

Evet, bu dünya var ama ötesi de var.

BABASI Hasan Hüseyin amcayı tanıdım. Ağabeyi Ayhan, kardeşi Sînem…

Ablaları, yeğenleri… Hepsi bu deyişlerin ışığı ile ışımış aydınlık sîmalar.

Devri daim olsun amcası Mazlum Alp'in can yemeğine gitmiştim. Hepsiyle orada muhabbetleştik.

Yengesinin eşinin mezar taşına yazdırdığı şu cümle zihnimde hep dipdiri durur.

'Bin kere mazlum oldun ama bir kere bile zalim olmadın!'

Ne büyük bir baht. Ne kadar dikkat çekici bir yücelik…

ANNESİ Zöhre'yi tanıyamadım. Benim aileyle tanıştığım zaman ötelere uçmuştu.

Ama ne gam?

Usta eseriyle tanınmaz mı?

Biz Zöhre Ana'Seher Alp ve diğer evlatları üzerinden tanıdık.

Rahmetler diliyorum.

BAŞARISIZ bir öğrenci olsam da kısa bir dönem kendisinden bağlama dersi almaya çalıştım.

Ses çıkartamıyorum tamam ama hiç olmazsa tutmayı öğrendim.

Diğer arkadaşlar alıp yürüdüler.

GÜN geldi Seher Sultan'ın sahibesi olduğu Maci Cafe kapandı.

Bazı kötü düşünce sahiplerinin kurbanı oldu. Şikayet edildi. Barındırılmadı.

Ama bizler başka mekanlarda muhabbete devam ettik.

Abbara, Eskidar, Kayapa, Gizli Bahçe diğer duraklarımız oldu…

Ama hiçbiri Mai Cafe'nin tadını vermedi.

O sebeple belki bir gün tekrar bir mekan oluşturarak bizlere sürpriz yapmasını bekledik.

ALINAN haberlere göre Seher Sultan İstanbul'dan kanatlanıp Elazığ'a konacak.

Güzel bir beraberliği memleketinde kuracak.

Kim bilir dostlarla oraya gider bir muhabbet meydanı açarız.

Yine söyler… Yine dinleriz…

HERKES geçtiği yerde iz bırakır.

Kimi kötü, kimi iyi…

Seher Sultan güzel koku bırakanlardan. İyi izler bırakanlardan.

Unutulmaz dostluklar, arkadaşlıklar bırakanlardan.

Ardından hep hayırhah sözler söylenecek olanlardan.

Özlenecek olanlardan.

Söylediği deyişler, türküler sürekli hatırlandığından her vakit burnumuzun direği sızlayacak.

Ah diyeceğiz…

Ne güzel günlerdi. Ne hoş demlerdi.

KENDİSİNİ İstasyon isimli programıma davet ettim. Zamanın elverdiği kadar konuştuk, söyledik.

Ne demek istediğimi tam anlamak isteyenler şuracığa bakabilirler:

https://www.youtube.com/watch?v=5J0orZK8wqA

SEHER Alp'te bu mütevazılık oldukça her yerde sevilir.

Bu ses ve bu tavır oldukça her vakit dinlenir.

Bizler de onu daima dinleyeceğiz.

Kendisine ve hayatına arkadaşlık edecek olan Hüseyin Cansızoğlu'na iyi dileklerimizi ve mutluluk dualarımızı gönderiyoruz.

Ya Selam!