Yaz mevsimi kendi varlığını iyiden iyiye göstermeye başladı. Özellikle İstanbul’da yaşayanların son zamanlarda aşırı sıcaklardan ve nemden ötürü günlük rutinleri bozulmuş olabilir.
Sevgili okurlarım,
Yaz mevsimi kendi varlığını iyiden iyiye göstermeye başladı. Özellikle İstanbul'da yaşayanların son zamanlarda aşırı sıcaklardan ve nemden ötürü günlük rutinleri bozulmuş olabilir. Yeme içme değişiklikleri, uykuya dalamama, egzersiz yapamama, dikkat eksikliği ve odaklanma sorunlarıyla karşılaşabiliriz. Bu durum çok çok normaldir. Bunu çok düşünmek, kafaya takmak, devamlı dillendirip şikayet etmek, yaşanılan bu durumdan kaçmak ya da bu durumla savaşmak yerine bize düşen gerekli tedbirlerimizi almaktır. Hep ne diyorum, söylemlerimiz eylemlerimizi belirler. İyi ve güzel yaşamak istiyorsak, hayatımızda iyilik ve güzellik hallerini dillendirmemiz oldukça önemlidir.
Elbette bu yazımda yaz aylarında uzun uzun yapmamız gerekenlerden bahsetmeyeceğim. Zaten hepimiz ne yapmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Detaylara girmekten ziyade en temel ve basit önerim bol bol su içmemiz, aşırı ağır yemekler tüketmememiz, gün içindeki molalarımızı artırmamız, mecbur olmadıkça gün içerisinde güneşe uzun süre maruz kalmamızdır. Fiziksel olarak bu tedbirleri almamızın yanında psikolojik sağlamlık ve dayanıklılığımız için de tedbirimizi alalım istiyorum. Benim her birimize hem yaz ayları için hem de tüm yaşamımız boyunca hayatımızı kolaylaştıracağını düşündüğüm, hatırlatmam gerektiğine yürekten inandığım dört önemli hususu ve tavsiyemi sizlerle paylaşacağım. Şimdiden hepimize iyi gelsin, iyi oluş halimize katkı sağlasın.
Bizler stres yüklendiğimizde, bir olay karşısında gerildiğimizde, öfkelendiğimizde farkında olmadan üç şey yaparız. Fiziksel olarak çenemizi, omuzlarımızı ve kalçamızı sıkarız. Bir nevi küçülmüş oluruz. Bu olumsuz etkiyi azaltmak, bu stresi lehimize çevirmek için farkında olarak çenemizi, omuzlarımızı ve kalçamızı sıkmayı bırakır, kendimizi gevşetirsek yani bir nevi büyürsek kısa sürede bu durumdan kurtulur, bu olumsuz yükü üzerimizden hemen atabiliriz. Stresli bir durumla karşılaştığınızda bunu uygulamanızı tavsiye ederim.
Nefes çalışmaları yapmayı alışkanlık edinelim. Günde en az 10 dakika nefes çalışması yapmak bizi günün tüm gerginliklerine karşı antrenmanlı hale getirecektir. Hem psikolojik hem fiziksel olarak rahatlatacak, sakinleştirecektir.
En basit haliyle uygulamamız; 4 saniye boyunca burnumuzdan nefesimizi alalım (karnımız şişsin), 4 saniye boyunca aldığımız nefesi tutalım, 4 saniye boyunca da burnumuzdan nefesimizi verelim. İkinci bir nefes alışı için 4 saniye bekleyip döngüyü tamamlamış olalım.
Günlük uyku düzenimize özellikle dikkat etmeliyiz. (8 saat, karanlık, kokusuz, elektronik aletsiz odada, özellikle 23:00 – 04:00 arasında çoktan uyumuş olmak). Uyku geçiştirilip, televizyon karşısında heba edilecek kadar değersiz değildir. Uyku, sadece uyumak için uyuyalım durumu da değildir. Uyku demek ciddi bir tedavi demektir. Fiziksel olarak dinlenebilmemizin yanında gün içinde yaşadığımız zor, sıkıntılı, stresli hallerin onarıldığı, psikolojik tedavimizin de (duygu, düşünce onarımı) yapıldığı süreç demektir. Günlük yaşadığımız tüm olumsuzluklardan arınmamızı sağlamakla birlikte ertesi günü daha bir güler yüzle karşılayabilmemizi, karşılaşabileceğimiz güçlüklerle daha kolay bir şekilde mücadele etmemizi sağlayacaktır.
Gerektiğinde 'Hayır' demeyi özellikle kendimize düstur edinelim. Her şeye 'Evet' demek bizi en çok yoran durumlardan biridir şu hayatta. Kimse kırılmasın, üzülmesin, mutsuz olmasın diye çoğu zaman yapmak istemediklerimizi zorla yapmaya çalışıyoruz. İçimize sinmeyen hiçbir işi sırf birileri istiyor diye veya birilerine şirin görünmek için yapmayalım. Kul hakkı yemek en büyük günahlardandır, bu şekilde ise kendi kul hakkımıza girmeyelim lütfen. Kendimizi bitirirken birilerini var etmenin anlamı olmaz. Yapabileceğimiz bellidir, elimizde olan durumlar bellidir. Bu doğrultuda fazlasını zorlamak bize zarar vermekten başka bir işe yaramaz. Bu konuya da özellikle dikkatinizi çekmek isterim.
Sevgi ve muhabbetle,