Ama düşündüğünüz hiç kimse aslında sizin gerçek düşmanınız değil.
Bir tek gerçek düşmanınız var. O da şeytan.
Şeytan, Allah’ın iman edenleri etmeyenlerden ayırt etmek için
yarattığı, Allah’ın kontrolünde olan bir varlık. Tek amacı var:
İnsanları bütün hayatları boyunca saptırmaya, Allah yolundan
alıkoymaya, Kuran ahlakını yaşamalarına engel olmak…
Allah Kuran’da şeytanın bu sinsi amacı uğruna insanlara vesveseler
vereceğini ve Allah yolundan saptırmak amacıyla nasıl tuzaklar
kuracağını şöyle bildiriyor:
Onları -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım, en olmadık
kuruntulara düşüreceğim... (Nisa Suresi, 119)
(Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara
düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey
va'detmez. (Nisa Suresi, 120)
Şeytan var gücüyle insanları Allah’ın yolundan alıkoymak istese de,
iman edenler üzerindeki etkisi çok zayıftır. Çünkü iman eden bir
insan Allah’ın ona ilham ettiği vicdanıyla düşünür ve şeytanın
hileli düzenlerine kanmaz. Bir an için bile onu dinlese, sonra
hemen pişman olur, şeytanın verdiği kuruntulardan Allah’a sığınır.
Dolayısıyla şeytan Allah’a gönülden iman eden, samimi bir
Müslüman’ı kandıramaz.
Şeytan çok yalancıdır, çok oyuncudur. İnsanı yapayalnız ve
yardımsız bırakandır. Birçok insanın sandığının aksine şeytan
Allah’ı inkâr etmez. Hatta Allah’ın varlığını kabul eder ve O’ndan
korkar. Ama buna rağmen insanları Allah’ın yolundan alıkoymak için
elinden geleni yapar. Fakat bütün bu saydıklarım bir yana, bu sinsi
varlığın en önemli özelliği nedir biliyor musunuz? Onun yolunu
izleyen insanları hesap günü ortada bırakır. Hayatları boyunca ona
uyan ve şeytanın adımlarını izleyen insanlar da tabii ki ahirette
çok büyük bir pişmanlık yaşarlar ama artık çok geçtir. Bu
pişmanlığın onlara en ufak bir faydası olmaz.
Allah bir ayetinde şeytanın hesap günü insana nasıl yüz
çevireceğini şöyle bildirir:
"İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: "Doğrusu, Allah, size
gerçek olan va'di va'detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size
yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu,
yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni
kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtacak değilim, siz de
beni kurtacak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da
tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azab vardır."
(İbrahim Suresi, 22)
Şunu unutmamak gerekir ki şeytanın inananlar üzerinde hiçbir
zorlayıcı gücü yoktur. Şeytan sadece insanları inkâra çağırır ama
yukarıdaki ayette de gördüğümüz gibi bir baskı uygulamaz. Şeytan’ın
yolunu insan kendisi seçer.
İman eden bir insanın şeytanın etkisinden kurtulmak için çok büyük
bir çaba harcaması gerekmez. Şeytan ancak imansızları kolaylıkla
kandırır, onların aklını hemen çeler ve onları günaha, kötülüğe ve
perişanlığa sürükler. Oysa vicdanıyla düşünen mümin gerçekleri
hemen görür ve şeytana uymaz. Örneğin, şeytan bir insana dünya
hayatını çok güzel gösterip, Allah için yaşamayı çok zor
gösterebilir. Oysa vicdanıyla düşünen bir mümin için şeytanın bu
çabaları çok zayıf ve etkisizdir. İmanlı bir insan dünya hayatını
geçici olduğunu, bir gün mutlaka öleceğini ve bu dünyada
yaptıklarından veya yapmadıklarından dolayı sorguya çekileceğini,
sonsuz bir cennet veya cehennem hayatının olacağını çok iyi bilir.
Bu şekilde Kuran’la düşünen bir insan şeytanın tuzağını bozmuş
olur.
Allah bir ayetinde şöyle bildirir:
Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman
edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından
olmağa çağırır. (Fatır Suresi, 6)
Evet, şeytanın en büyük amacı insanların “sonsuza kadar cehennemde
kalmalarıdır”.
Şeytanın en büyük düşmanı olduğunun farkına varmak insanı kurtuluşa
götüren adımlardan biridir.
Söylediğim gibi şeytanın iman edenler üzerinde hiçbir zorlayıcı
gücü olmadığını da hiç unutmamak gerekir. Allah bir ayette bu
durumu bize şöyle bildirir:
Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde
onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur. (Nahl Suresi, 99)
Şeytan ancak kalbi Allah’tan uzak olan, iman etmeyen ve dünya
hayatına bağlanmış insanlar için çok büyük bir tehlikedir. Müminler
ise şeytanın gizli tuzaklarını Kuran’la ve Allah’a olan
bağlılıklarıyla her seferinde bozarlar.
Unutmayın ki iman etmeyenler şeytanın adımlarını izledikten sonra
sürekli üzülüp, ağlarken şeytan da bir köşeye geçmiş gülerek
zaferini kutluyordur. Kuşkusuz onu en çok sevindiren insanların
tevekkülsüzlükten ve imansızlıktan perişan olmasını izlemektir. Ona
bu zaferi tattırmamak ise insanın kendi elindedir…