Irak ve Afganistan’ın işgalinin ardından Mısır çökertildi. Libya’da
da 2011 yılında Kaddafi rejiminin devrilmesinin ardından sular bir
türlü durulmuyor. Merkezi hükümet ile milis güçler arasında çok
şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Deccal hiç durmaksızın kan döküyor,
fitne bir ülkeden diğerine sıçrıyor.
Amerika işgalinin ardından hiç rahat bir nefes alamayan Irak ise
Işid’in işgali ile dünyanın gözü önünde üçe bölünüyor. Pazartesi
günü tek parça olan Irak, Cuma gününe geldiğimizde üçe bölünmüş bir
şekilde karşımıza çıkıyor. Musul'un düşmesinin ardından Irak
haritası değişti. Irak yönetiminin elinde bir tek ülkenin kalbi
Bağdat kaldı. Kürtler ise Kerkük başta olmak üzere 'tartışmalı' tüm
bölgeleri ele geçirmiş durumdalar. Son durumda en büyük toprak
parçasına ise IŞİD hâkim olmuş görünüyor.
Irak haritasında şu anda Şii, Kürt ve Sünni Arap olmak üzere etnik
ve mezhep temelli 3 devlet ortaya çıkmış görünüyor. Irak sadece
dört günde bu hale geldi. Kürtler, Irak'ta şu anda 'tartışmalı
olan' bölgelerin tamamına yerleşmiş bulunuyorlar. Federal Kürdistan
Bölgesi Peşmerge Bakanlığı, Kürdistan Bölgesi dışında kalan Kerkük
dâhil tüm Kürt yerleşim birimlerinde denetim kurduklarını ve bir
daha buralardan çıkmayacaklarını bildirdi.
Şimdi bazı kişiler Ortadoğu’da yaşanan bu olayları büyük bir
hayretle izliyorlar. Oysa Ortadoğu kaderini yaşıyor,
peygamberimizin yüzyıllar önce bildirdiği hadisler tek tek
gerçekleşiyor. Ahir zaman tüm delilleriyle Hz. Mehdi’nin zuhurunun
yaklaştığını tüm İslam alemine müjdeliyor. Irak peygamberimizin
özellikle dikkat çektiği ve çok fazla hadisle detay verdiği bir
ülke. Irak’ta arka arkaya gerçekleşecek olayları peygamberimiz
adeta görmüş gibi anlatmış. Şimdi bu hadisleri incelersek;
Irak’a Ambargo Uygulanacak:
Irak’a, hadiste haber verildiği gibi, on yılı aşkın bir süre
ambargo uygulanmıştır. Bununla birlikte, Suriye’ye de ambargo
uygulanması ihtimali sıkça gündeme gelmektedir.
Ebu Nadre (R.A.) dedi ki; Cabir (R.A.)’ın yanında idik, şöyle dedi:
“Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (kile), bir
dirhem sevk olunmayacak”.
Dedik ki: “Bu kimden dolayı olur?” Dedi ki: “Acemler (Arab’ın
gayrısı) bunu men’ ederler.” Sonra dedi: “Şam ahalisine bir dinar,
bir müdy (kile) sevk olunmayacak”. “Bu kimden dolayı olur” dedik.
“Rumlar’dan dolayı” dedi. (Sahih Muslim, 6961)
Irak yeniden yapılanacak:
Önce İran-Irak Savaşı, daha sonra Körfez Savaşı, son olarak da
2003'teki Irak Savaşı’nın ardından, Irak’ta pek çok şehir yerle bir
olmuştur. Bu savaşın sonrasında yaşanan yağma olaylarının da
etkisiyle büyük bir harabeye dönüşen Irak’ın yeniden inşa edilmesi
mecburi hale gelmiştir. Bu durum gazete haberlerinde de çok geniş
olarak yer almıştır.
Irak Halkı Şam’a, Kuzeye Kaçacak:
2003 senesinde Irak Savaşı başlamadan hemen önce on binlerce
Iraklı’nın, Suriye başta olmak üzere çeşitli ülkelere göç etme
çabaları bu hadisteki olayla büyük bir benzerlik göstermektedir. Bu
konuyla ilgili de çeşitli haber ve resimlere medyada yer
verilmiştir.
Irak’a saldırmadıkça kıyamet kopmaz. (işte o zaman)
Masum ve temiz Irak halkı Şam’a kaçar. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi,
sf. 210)
Irak Halkı Üç Fırkaya Ayrılacak:
Ahir zaman alametlerinden biri de Irak halkının üçe ayrılmasıdır.
Hadiste haber verildiğine göre, halkın bir grubu “çapulculara”
katılacaktır. Savaş sonrasında otorite boşluğundan faydalanarak,
Irak’ta büyük yağmalama olayları yaşanmıştır. Gerçekten de halkın
bir kısmı, hırsızlık, gasp, yağmalama gibi “çapulculuk” olarak
nitelendirilebilecek faaliyetleri yapanlara dahil olmuşlardır.
Resulullah (sav)’in bildirdiğine göre, Irak halkı üç fırkaya
ayrılır. Bir kısmı çapulculara katılır. Bir kısmı ailelerini geride
bırakıp kaçarlar. Bir kısmı savaşır ve öldürülürler.Siz bunları
gördüğünüz vakit kıyamete hazırlanın. (Feraidu Fevaidi’l Fikr Fi’l
İmam El-Mehdi El-Muntazar)
Sonuç olarak Ortadoğu’daki tüm ülkelerde olduğu gibi Irak’ta
yaşananlar da bir mucize olarak peygamberimizin hadislerinin arka
arkaya gerçekleştiğini tüm İslam âlemine gösteriyor. Artık uyuyan
beyinler, kapalı şuurlar açılmalı, insanlar gözlerinin önünde
gerçekleşen olağanüstü mucizeleri fark etmeliler. Şu anda Deccalin
ölmeden önce can çekiştiği dönemdeyiz. Yaşanan olaylar Mehdiyetin
doğum sancısıdır. Bu zorlu, acı dolu, kargaşa dolu günler çok kısa
bir süre sonra yerini apaydınlık, huzur dolu, sevinç dolu, bereket
dolu günlere bırakacak ve dünyada Mehdiyetin güneşinin
aydınlatmadığı hiçbir ülke kalmayacak…