SICAK bir ülkenin çocuğu olarak açmıştı dünyaya gözlerini. Kader gergefini farklı işlemişti. Küçük yaşlarda üşümeye başlamıştı. Zira kendisini ısıtan annesini kaybetmişti. Anne sıcaklığını kaybeden herkes üşür...
SICAK bir ülkenin çocuğu olarak açmıştı dünyaya gözlerini.
Kader gergefini farklı işlemişti.
Küçük yaşlarda üşümeye başlamıştı. Zira kendisini ısıtan annesini kaybetmişti.
Anne sıcaklığını kaybeden herkes üşür.
Ama çocuk iseler daha çok üşürler.
Bu duyguları yaşardı ama annesinin sinesine yapışan ve oradan kopmak istemeyen küçükleri gördüğünde daha derinden hissederdi.
Akan gözyaşlarını herkesten gizleyen biriydi. İçine akıtırdı.
Ağlarsa bile bunu tenhalarda yapardı. Aşikar etmezdi.
'Kimse üşümesin benim için' derdi.
Ama o hep üşürdü oysa. Sürekli üşürdü.
Çok geçmemişti ki, ikinci bir üşüme sardı hayatını. Babası da uzun yolun yolcusu olmuştu.
Göçmüştü.
Yakınları sahip çıkmış onu büyütmüş ve çok iyi davranmışlardı.
Yıllar gelip geçti. Büyümüştü artık.
İş güç sahibi olmuştu. Çalışıyordu. Kazanıyordu da.
Ama üşümesi hiç geçmemişti.
O hep üşüyordu.
Bir dostu onu akşam bir ehli kalbin sohbetine götürdü.
Girdiklerinde içeriye sözü araladı konuşmacı onu yanına davet etti.
Oturttu yanına ve ellerini tutarak gözlerine baktı.
Ve 'Sen üşümüşsün' dedi, 'Çok üşümüşsün.'
Birlikte sustular.
Usta ellerini bırakmadığından akan gözyaşını kendisi silemiyordu. Bunu bir başka müşfik el yapıyordu. Şöyle dediği duyuldu o kalbinden konuşan kişinin dilinden: 'O üşüyen güneş (sav) ısıtsın seni.'
O güneş de üşümüştü…
Hem annesinden, hem babasından ırak düştüğü için.
O üşüyen, üşümenin ne olduğunu en iyi bilen Nebimiz tüm kainatı ısıttı muhabbetiyle ve hakikate davetiyle.
Devam etti nasihatine. 'O güneşe tut ruhunu, ısıt. Hepimiz O'ndan ısınıyoruz evlat.'
Usta onu kalbinden tutmuş ve güneşe çevirmişti ısınması için.
Öyle bir ısındı ki, artık hiç üşümedi.
…
Fahr-i Kainat Efendimizin şefkat güneşinin altında ısınmak cümlemize nasip olsun.
İşte o zaman yetim ne demek, düşkün ne demek, birinin aç kalması ne demek çok daha derinden anlayıp kavrayacağız.
Ve insan olma yolunda önümüzdeki merdiveni tırmanmaya başlayacağız.
Vahye bir kere daha sımsıcak muhatap olduğumuz bu günlerde Peygamberimizin mübarek buyrukları ile yaşayarak üşümemeyi garanti edebiliriz.
Allah içimizdeki Sevday-ı Muhammedî'yi her daim harlı tutsun.
Ya Selam!