PARÇALI SİYASET

95 yıllık kısacık Cumhuriyet tarihinde yaklaşık olarak 230 parti bir şekilde kapandı, kapatıldı veya kendini feshetti. Dönüp baktığımızda partiler mezarlığının veya hurdalığının olduğunu görürüz.

Şu anda Türkiye'de faal olan Yargıtay kayıtlarına göre 82 parti mevcut. Bunların pek çoğu işlevsiz, seçimlere katılmayan tabela partileridir. En son seçimlere bilindiği gibi 11 parti katıldı.

Geçtiğimiz hafta yeni bir parti daha kuruldu. Daha doğrusu Anayasa Mahkemesi tarafından 28 Şubat sürecinde kapatılan, merhum Necmettin Erbakan'ın partisi Refah Partisinin, farklı bir isimde yeniden diriltilmesi çabasıydı bu. Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan tarafından kurulan Parti'nin adı Yeniden Refah Partisi. Amlemi ise anlamlı. Hilal içinde 5 Yıldız ve başak. Yeni kurulan partiyle birlikte toplam parti sayısı 83 oldu. Mecliste grubu bulunan parti sayısı ise 5’tir.

Bugünün siyasi konjonktüründe yeni kurulan bu parti başarılı olabilir mi? Çok zor. Çünkü böyle bir partiye ihtiyaç yok. Aynı felsefeye ve düşünce sistematiğine sahip pek çok parti var. Türk siyasetinin parçalanmaya, bölük pörçük olmaya değil, birleşmeye ihtiyacı var. Çeşitlilik ve farkı fikirlerin temsili açısından gerekli olduğu düşünülse bile, bunu doğru bir analiz olacağını söylemek olanaksızdır. Çünkü zaten her türlü fikrin temsil edildiği, son derece çeşitliliğin olduğu, tabela partilerinin bile mevcut olduğu parçalı bir siyaset yapısı vardır.

24 Haziran genel seçimlerinden sonra yeni yönetim sistemi, Başkanlık Sistemi açısından baktığımızda ise Türkiye'de siyasetin seyrinin parçalı siyaset üzerinden değil, iki kutuplu ve bütünlüklü bir yapı üzerinden işleyici bir gerçeklik olarak ortada durmaktadır. O bakımdan olması gereken birbirine benzer, ayni felsefe ve düşünce sistematiğine sahip birden fazla partinin bulunması değil, siyasetin daha işlevsel olması için aynı görüşteki ve aynı sosyolojiye hitap eden partilerin birleşmesidir. Birlikte bereket ve güç, ayrılıkta azap vardır.

Bu bakımdan yeni kurulan Yeniden Refah Partisi işlevsiz, tabela partisi olmaktan öteye gidemeyecektir. Ancak şunu yapabilir. Az da olsa, kendine benzeyen diğer partilerden oy alarak, onlara zarar verebilir.

Türk siyaset tarihine baktığımızda, tek parti iktidarı, Menderes, 1965-1970 arası Demirel ve Özal dönemi tek başına iktidarlar dönemi hariç siyasetin parçalı, güçsüz, işlevsiz olduğu; kalkınmanın olmadığı, ekonominin gerilediği, kuyrukların var olduğu ve 50 cente muhtaçlığın bulunduğu, at pazarlıkların yapıldığı berbat koalisyonların hüküm sürdüğü, hükümetlerin ortalama ömrünün 1,5 yıl olduğu görülmektedir.

2002 sonrası dönem dahil tek başına iktidarlar döneminde ise bütünlüklü siyasetin yapıldığını,kalkınmanın ve ilerlemenin söz konusu olduğunu, siyasetin rayında seyrettiğini, kayıkçı kavgalarının daha az oldugu görmekteyiz.

Türkiye'nin hızlı kalkınması ve Başkanlık sisteminin de iyi işlemesi açısından siyasetin bütünlüklü, sistematik, felsefi tutarlılığı olan ana akslar ve felsefeler üzerinden yürümesi, dengeli kutuplar bağlamında ilerlemesi rasyoneldir. Ana temelde felsefesi aynı, düşünce sistematiği paralel olan, aynı sosyolojiye ve tabana hitap eden tüm partilerin birleşmesi gerekmektedir. Aksi durumda mali ve ekonomik kaynakların irrasyonel kullanılmasından, enerjinin gereksiz harcanmasından başka bir sonuç ortaya çıkmayacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünü, Cumhuriyetin temel niteliklerini, üniter devlet yapısını korumak ve kollamak şartıyla sosyal demokrasi ve sol değerleri önceleyen tüm partilerin bir cenahta; Medeniyet ve tarihsel sosyoloji tabanı temelinde, İlahi Mesajın ışığında dava bilinciyle hareket eden, Kızıl Elma ülküsünü ve sağ değerleri önceleyen tüm partilerin ise bir cenahta birleşmesi sistematik siyaset, rayında giden öngörülebilir oturmuş siyaset, demokrasinin tüm kuram ve kurumlarıyla yerleşmesi ve Türkiye'nin geleceğinin hızlı ve sağlam adımlarla netleştirilmesi ile kurulması bakımından, son derece hayati öneme haizdir. Siyasetin sistematik ve bütünlüklü yapılması, rasyonel ve proje siyasetine engel olmadığı gibi, bizzat bunu sağlayacak, kayıkçı kavgasını yok edecek, kaynakların ve enerjinin çar çur edilmesini engelleyecektir.

O bakımdan son olarak şu söylenebilir ki, felsefesi bir, hedefi bir; medeniyetçi, tarihçi, davacı, kızıl elmacı, ilahi kelimetullahçı, ülkücü… partiler Ak Parti, MHP, BBP, SP, YRP, DP, ANAP, İP vb. birleşmelidir. Bunların hepsi birdir, bütündür, tektir. Ayrılık anlamsızdır. Birlikten kuvvet doğar. Bir eli nesi var, iki elin sesi var.

Tek tek çubukları kırmak çok kolaydır,

Birleştirilmiş çubukları kırmak mümkün değildir.

Birleşin, birleşin, birleşin! diyorum. :) :) :)