Doymak bilmeyen bir iştahla dünyanın tüm kaynaklarını bir kerede kullanmayı deneyen insanoğlu bu tavrının dünyayı sonraki kuşaklar için yaşanmaz kılacağını görerek durması gereken yeni yeri tespit etmeye çalışıyor.
Doymak bilmeyen bir iştahla dünyanın tüm kaynaklarını bir kerede kullanmayı deneyen insanoğlu bu tavrının dünyayı sonraki kuşaklar için yaşanmaz kılacağını görerek durması gereken yeni yeri tespit etmeye çalışıyor. Sade bir yaşamın imkanı üzerine kafa yoruyor. Bu anlamda minimalizm yeni değil ama yenilenmiş bir akım olarak herkesi etkiliyor.
Minimalizmin, bireylerin başarılı ve motive hissetmelerine etkisi var. Belki de temel amacı insandaki birden çok hedefi bire indirmek. Çok sayıda hedef yerine az sayıda hedef gerçekten de kurtarıcı olabiliyor. Motivasyonu arttırıyor ve o hedeflere odaklanmayı kolaylaştırıyor. Minimalizm bu anlamda kişiler için gemiyi batıracak fazla ağırlıkların tespiti ve gemiden atılması olarak görülebilir.
Minimalizm, yaşamı kolaylaştırmak için oldukça pratik çözüm önerileri sunuyor. Mesela gardırobumuzda kaç takım elbisemiz olmalı? Cep telefonumuzu, e-posta adreslerimizi ve bilgisayarımızı ne sıklıkta kullanmalıyız? Kaç arkadaşınız olmalıdır? Haftada kaç toplantı, davet ya da buluşmaya katılmalısınız? Piyasada bu konularla ilgili öneriler içeren onlarca kitap bulmak mümkün.
Modern dünyada 'sade yaşam tarzı' anlamında kullanılan minimalizmin kökeni oldukça eski. Öz olarak bütün dinler ve felsefi disiplinlerde var. Yirminci yüzyılda ise öncelikle müzik, resim, heykel ve mimaride etkili olan akım daha sonra evlerimizin içine girdi ve bize bir takım pratik çözümler de sunmaya başladı. Peki neden şimdi? Bu çözümler bizi kurtarır mı? Dahası, bize uyar mı?
İnsanlığı kavramlar kurtarsaydı en başta insanı kutsal gören hümanizm kurtarırdı. Bu anlamda minimalizmi bir kurtarıcı olarak göremeyiz. Ayrıca bu tür düşünce akımlarını incelerken nerede ve ne amaçla ortaya çıktıklarına da bakmak gerekir. Minimalizm, batının yükselme döneminde değil durgunluk döneminde başladı. Amerika'da Körfez Savaşı'ndan sonra popülerlik kazandı.
Yani Minimalizm evrensel bir akım ve temelinde savaştan tutun depreme kadar pek çok neden var. Japonya'da deprem olunca özenle korudukları eşyaların altında kalan depremzedeler giderek daha az eşya satın alır oldular. Kimi durumlarda ise insanlar artık yeni eşyalar almak ve onların bakımlarını yapmak için gereken para ve zamanı doğrudan diğer insanlara harcamak istiyorlar.
İslam dünyasında ise bu durumun zühd kavramı ve peygamberimizin sade yaşamı ile ilgisi var. Kuşkusuz İslam azla yetinmeyi, temel ihtiyaçları karşılamayı, gelecek kuşaklar için yaşanılır bir dünya bırakmayı her zaman merkeze almıştır. Konu ile ilgili olarak çeşitli ayet ve hadis bulunmaktadır. İslam tarihinde sade yaşamı önceleyen görüş ve yapılar hep olmuştur.
Minimalizmin 1990'lı yıllardan sonra batıda popüler olmasının nedeni nedir? Bence en büyük nedeni batının gelirlerini yavaş yavaş kaybetmesidir. Adamların kaynakları kurudu. Bizde kendi sorumsuzluklarının neden olduğu ekonomik krize 'şükrederek' tepki göstermemizi isteyenler olduğu gibi batıda da minimalizm ile tepki veriliyor. Batı azla yetinmeyi minimalizm aracılığıyla öğreniyor.
Batının dönmekte olduğu yolu Müslümanlar yeni keşfetti. Dünyadaki Müslüman ülkeler giderek zenginleşiyorlar. Devasa yatırımlar yapma ve birbirleri ile her şeye rağmen iyi ilişkiler geliştirme yolundalar. Bu anlamda elinde parası olan Müslümanın minimalizmi elinde parası olmayan batı dünyasının miminalizminden giderek daha anlamlı olacaktır.
'Az çoktur' minimalizmin mottosu. Bunu 'az eşya çok insan', 'paranızın azı ile eşya alın çoğu ile de doğrudan kendinize ailenize ve toplumunuza yatırım yapın', 'az ve kaliteli iş yapın', 'kaynakların hepsini bir kerede kullanmayın', 'isteklere değil de temel ihtiyaçlara odaklanın' ... diye anlamak da mümkün. Bir de bu akıma kendi medeniyetimize ait bir isim bulabilirsek sonraki aşamaya ulaşabiliriz.
Sonraki aşama şunun farkında olmaktır: Müslüman, dünyayı terk edecek ise dünya ile başa çıkamadığı için değil daha hayırlısı olan ahireti elde etmek için terk edecektir. Müslüman orta halli yaşayacaktır. Aşırılığı ve lüksü bırakacaktır. Hesabı kolay verilebilir olanı elde etmeye gayret edecektir. Bu bilinç ile kullanılırsa minimalizm veya zühd çağımız problemlerinin yegane reçetesi haline gelebilir.