Geçmiş yıllarda gerçekleşmiş ve o döneme göre ufacık sayılabilecek bir olayın, yıllar sonrasını etkileyebildiğini biliyor muydunuz? Bugün atılan bir adım, verilen tek bir karar, gerçekleşen bir olay 100 belki 500 yıl sonrasında bir başka olayın sebebi haline dönüşebiliyor.
Her birimiz, sistemin çok önemli parçalarıyız. Tek bir insanın söylediği sözler, yaptığı hareketler, attığı adımlar muhakkak bütünü etkiler. Kelebek etkisi kavramı ile açıklanan bu durum, küçücük bir değişimin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurması anlamına geliyor. Edward Lorenz’in şöyle bir örneği vardır:
“Amazon Ormanları’nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD’de fırtına kopmasına neden olabilir.” Sonsuz sayıda farklı yönlere doğru dizilmiş domino taşlarından sadece birinci taşa dokunmaktır aslında kelebek etkisi. Dolayısıyla hiçbirimiz, bütünden veya sistemden bağımsız değiliz. Yaptığımız her hareketle, söylediğimiz her sözle, verdiğimiz her tepki ile sonsuz alternatifler arasından bazı ihtimalleri uyandırırız.
Yusuf Peygamber, tek bir cümlesi yüzünden 7 yıl zindanda kaldı ve o zamanki insanların tarihi, bu tek olaydan etkilendi. Hz. Muhammed (s.a.v.) son bir umut için gittiği Taif’te dayıları ve kuzenleri tarafından aşağılanıp serseri çocuklara taşlatılarak kovulduğunda, Allah, Cebrail’i göndererek dilediği anda Taif’i ve içindekileri iki dağın arasında ezerek helak edeceğini bildirdi. Fakat ‘alemlere rahmet’ sıfatına yaraşır şekilde karşılık veren Peygamberimiz, “Hayır, öyle olmasın, belki bunların neslinden gelecek tek bir çocuk bir gün La ilahe İllalah der” diyerek Allah’ın gazabından, kendisine düşmanlık edenleri korudu. O gün Peygamberimizin verdiği bu karar, tüm tarihin akışını değiştiren bir karardı.
Bunun gibi yüzbinlerce örnek anlatılabilir ancak benim hiç aklımdan çıkmayan bu olayı özellikle örnek olarak aktarmak istedim ki hatırımızdan çıkmasın. Tarihte okuduğumuz tek bir olay yoktur ki bugünü etkilememiş ve etkilemeye devam ediyor olmasın.
Bunun gibi Suriye’de, Arakan’da, Sudan’da, Afganistan’da, Doğu Türkistan’da, Filistin’de ve daha birçok coğrafyada yaşanan acıların, dünyayı kökten bir değişim ve dönüşüm sürecine soktuğunu unutmayın. Tek bir insanın, yaşadığı toplumun tamamını etkilemesi mümkündür. İnsanların çoğunluğunun ağzından çıkan cümleler ve tüm eylemleri, bütün için çok önemlidir.
Tüm sistem, insanların verdiği tepkilere ve yaşam şekline göre şekillenir. İnsan dışındaki tüm canlılar, sisteme kusursuz şekilde uyum sağlar. Ancak insan, sisteme karşı ve aykırı davranan tek canlıdır. Bu nedenle tek bir insanın olaylara verdiği her tepki “ilk itme” olarak belirlenir ve bu sonsuz bir döngü ile devam eder. Kaderin içinde sonsuz sayıda alternatif bulunur. İnsan, yaptığı her hareket ve söylediği her bir söz ile bu ihtimallerden bazılarını uyandırır. İlk itmedeki küçücük bir fark, sonuca bakıldığında çok büyük bir fark doğmasına neden olur. İnsan başta olmak üzere, tüm canlıların davranışı için kaçınılmaz bir geri bildirim vardır. “Öylesine” diye bir şey yoktur. Evde tek başınıza yaptığınız en ufak eylemin bile muazzam sonuçları olabiliyor.
Ünlü Alman Düşünür Johann Fichte, bu konuyla alakalı şu ifadeleri kullanmıştır:
“Ölçülemez bütünün tüm parçaları boyunca bir şeyleri değiştirmeden, tek bir kum tanesini bile yerinden kaldıramazsınız.”
Dünyadaki her zerre, her insan, her canlı kısaca aklınıza gelen ve gelmeyen her şey birbirine kusursuz biçimde bağlıdır. Dolayısıyla her kelimeniz, her hareketiniz, eylemleriniz, basit olarak gördüğünüz en ufak adımınız her şeyi etkiliyor. Sandığınızdan çok daha önemlisiniz. Bu nedenle her bir anınızı, buna göre yaşamalısınız.
Kâinatın tamamına hâkim olmasak da bu dünya ve ulaşılabilir uzayla ilgili şu kesindir ki içinde bulunduğumuz tüm sistemler kaotik ve entropiktir. Dünyadaki sistem, ani değişimlere eğilimlidir.
Dünyanın nasıl bir yer olmasını istiyorsanız ya da dünyaya ne tür izler bırakmak istiyorsanız ona göre seçimler yapmalı, ona göre çalışmalı, ağzınızdan çıkan her bir kelimeyi ona göre seçmelisiniz. Sosyal medyada veya cep telefonu mesajlarınızda yazdığınız her bir kelimenin bir tesiri olduğunu unutmayın. Çalışırken ahlaklı veya ahlaksız bir yol tercih etmenin bir tesiri olduğunu unutmayın. Günlük yaşantınızda karşılaştığınız tüm insanlara ve olaylara verdiğiniz tepkilerin, birçok şeyi kökten değiştireceğini unutmayın.
Ernest Hemingway’in kitabından bir alıntı ile şimdilik kapatalım:
"İnsan ada değildir, bütün de tek başına, anakaranın bir parçası, okyanusun bir damlasıdır; bir kum parçasını bile alıp götürse deniz, küçülür Avrupa. Sanki kaybolmuş bir burunmuş, dostlarının ya da senin bir yurdunmuş gibi; bir insanın ölümüyle eksilirim ben, çünkü bir parçasıyım insanlığın; işte bu yüzden hiç sorma çanların kimin için çaldığını, çanlar senin için çalıyor."