3.Dünya savaşın yüksek seslerle konuşulduğu dönemdeyiz. Gündemde yer alan ve beraberinde yaşananlara baktığımızda ise gidişat ve manzara oldukça puslu. Bir yandan savaşlar, terörizm, Ortadoğu’da eksik olmayan kan kokusu devam ederken diğer yandan da ahlaki- kültürel erozyona maruz kalan “TİKTOK” gençleri ve kaybedilen nesiller. Yoksullukla mücadele eden ebeveynler. Rüşvet sever, liyakatsiz haramzadeler…

Bu noktaya nasıl geldik, konu uzun ancak bazı ipuçlarına değinmek istiyorum.

Kaotik ortamlardan beslenenler kimler ise o noktaya eğilmemiz lazım. Bu durumda aradığımız yanıt, “Küreselciler” yani Siyonistlerdir.

Biraz geçmişe gidelim oradan tekrar dönüp olan bitenleri özetleyelim.

1905'te Rusya'da toplanan, Siyonist liderler tarafından hazırlanmış olan, kirli ve kanlı protokol maddelerine bir bakalım. Bu maddelerin neredeyse tamamı günümüze kadar ulaşmış ve hatta kâğıt üzerinde kalmayıp bu süreçte tamamının uygulamaya konulduğunu görmekleyiz.

Dünyayı ele geçirmek, yönetmek için yapılmış kaos planları, bu protokollerin içerisinde detaylıca anlatılmaktadır. Uzun yıllar ve uğraşlarla gizlenmeye çalışılmışsa da Siyonizm’in kirli emelleri daha fazla gizlenememiş ve ayyuka çıkmıştır. Şimdi aşağıda kısaca bu sırlı maddelere değinelim.

·         Hangi konu olursa olsun haklı olmak istiyorsanız, önce kuvvetli olmalısınız. Biz Yahudiler de kuvvetli olmak için her yolu denemeli ve kuvveti ele geçirmeliyiz.

·         Mahir bir politikacı/siyaset adamı veya iktidara aday bir liderin güçlü olması için ahlaki değerleri bir kenara bırakması şarttır. Bizler dünyaya hükmetmek istiyorsak kurnazlığa ve yapmacılığa başvurmalıyız. Unutmayalım ki! Halk arasında meziyet olarak sayılan açık sözlülük ve dürüstlük gibi vasıflar, siyasetçi için kusurdur.

·         Yahudi olmayan halkların düşünme kabiliyetlerini yok etmek için en etkili olan silah kuşkusuz alkollü içkilerdir. Özellikle gençleri eğlenceye yönlendirmeli onların beyinleri alkolle yıkamalıyız. Bu sayede mantık ve düşünce kabiliyetinden yoksun olan gençleri her türlü ahlaksızlığa sürükleyebiliriz. Bu uğrada bizlere hizmet eden ajanlarımızdan yüksek düzeyde faydalanmalıyız.

·         Ahlaksızlığı, rüşveti ve her türlü rezilliği Yahudi olmayan halklar arasında normalleştirmeliyiz. Bunu da yaparken yazılı ve görsel medya araçlarını etkin şekilde kullanmalıyız. Sinema ve dizi sektörü başta olmak üzere tüm popüler kültürde ahlaksızlığı ve alkolü özendirmeliyiz.

·         Çok eski zamanlarda, "hürriyet, eşitlik, kardeşlik" kelimelerini halk kitleleri arasında ilk defa biz yahudiler bağırdık. O günlerden beri her taraftan gelip bu oltaya takılan budala insanlar tarafından bu kelimeler, çok defa tekrar edildi. Bu kelimeler, dâimâ barışı, sükûneti, dayanışmayı yok eden, Yahudi olmayan devletlerin bütün müesseselerini tahrip eden mahvedici kurtçuklar olmasında büyük etkimiz olduğunu unutmamalıyız. Ancak biz Yahudi imparatorluğunu kurduğumuzda bu kavramları pasivize edeceğiz.

·         Yahudi olmayan halkın arasından, kabiliyetsiz ve itaatkâr olan idareciler seçeceğiz. Bu yöneticiler idare etme sanatından eğitim görmemiş kimseler olacağından dolayı yardımcı ve müşavirlerinin elinde oyuncak olacaktır. Bu müşavirleri ise bizler çocukluğundan beri bu günlere hazırlayacak ve her türlü yönetim-idare etme eğitimi vereceğiz.

·         Biz, avam (halk) tabakasını açlığın doğurduğu sıkıntı, haset ve kin ile harekete geçirecek ve yolumuzun üzerinde bizi engelleyen ne varsa onların elleri ile silip yok edeceğiz. Bütün dünyaya hükmedecek olan hükümdarımızın taç giyme vakti gelince, aynı eller ona engel olabilecek her şeyi ortadan kaldıracaklardır.

·         "Hürriyet" kelimesi, insan topluluklarını her kuvvete, her çeşit otoriteye, karşı savaşa sevk eder. Bunun içindir ki, biz krallığımızı kurduğumuz zaman, zâlim bir prensip ifâde eden ve kitleleri kana susamış hayvanlar hâline getiren bu kelimeyi hayat lügatinden silmeğe mecbûr olacağız.

·         Görünmeyen bir kuvveti, kim ve ne gibi bir durumda devirebilir? Bizim kuvvetimiz tamamen böyle bir kuvvettir. Yahudi olmayanların masonluğu, bir paravana olarak bize ve amaçlarımıza körü körüne hizmet eder.

·         Bir zaman için dünyâdaki bütün Yahudi olmayanların bir koalisyonu bizimle belki başarılı bir şekilde mücâdele edebilirdi. Fakat onların aralarında mevcût ve kökleri şimdi aslâ koparılıp çıkarılamayacak derecede derine atılmış olan anlaşmazlıklar sebebiyle bu tehlikeye karşı emniyette bulunmaktayız. Biz, Yahudi olmayanların şahsî ve kavmî hesaplarını, son yirmi asır boyunca besleyip çok geliştirdiğimiz dinî ve irkî kinlerini birbirlerinin karşısına çıkartır. Bu sebepledir ki, bize karşı kolunu kaldıran herhangi bir yerdeki bir devlet, destek görmeyecektir.

·         Yahudi olmayanların sanayisini tamamen çökertmek için Yahudi olmayanların arasında geliştirdiğimiz lüksü özendireceğiz. Çünkü lüks için hırslı talep, her şeyi yutup bitirmektedir. Unutmayalım ki üreten değil tüketen toplumlar meydana getireceğiz.

·         Yahudi olmayan devletlerde üretimi azaltmak için bizler, işçi ücretlerini yükselteceğiz; fakat bu, işçilere hiçbir menfaat sağlamayacaktır. Çünkü biz aynı zamanda hayat için en lüzumlu şeylerin fiyatlarında da yükselme meydana getireceğiz ve bunun ziraat ve hayvancılıktaki gerileme sebebiyle olduğunu iddia edeceğiz. Aynı işçileri anarşiye ve sarhoşluğa alıştırarak üretim kaynaklarını kurnazlıkla ve el altından derin bir şekilde mahvetmeğe çalışacağız.

·         Silâhlanmanın hızlandırılması ve polis kuvvetlerinin arttırılması yukarıda bahsedilen plânların yerine getirilmesi için tamâmen elzemdirler. Biz istiyoruz ki, dünyâdaki bütün devletlerde bizlerden başka ancak proletarya sürüleri bizim menfaatlerimize bağlı birkaç milyoner, polisler ve askerler bulunsun.

·         Biz, hükümetimizi iktisatçıların bilim dünyâsı ile kuşatacağız. Şu sebeple ki, iktisâdî ilimler, Yahudilere verilen öğretiminin başlıca mevzûunu teşkîl ederler. Yine bizim etrafımızda bankerler, sanâyiciler, sermâyedarlar ve bilhassa milyaderler bütün kadrosu bulunacaktır. Çünkü esasında her şey, rakamlar meselesi ile halledilecektir.

·         Her şeyi yutan terör usulleri, bizimdir. Hizmetimizde her fikir ve her nazariye mensubu şahıslar, monarşiyi geri getirmek isteyenler, demagoglar, sosyalistler, komünistler ve her çeşitten ütopik hayalciler vardır. Biz, onların hepsini çeşitli vazifelerle meşgul ettik.

·         Yahudi olmayanlar eğer zamanı gelmeden neler cereyan ettiğini tahmin ederlerse onların bize karsı silâhla ayaklanacaklarını söyleyebilirsiniz. Fakat biz buna karşı öyle korkutucu bir terör manevrası hazırladık ki en cesur kalpler bile ürker.

·         Yahudi olmayanlar bir koyun sürüsüdür ve biz onların kurtlarıyız ve sizler biliyorsunuz ki kurtlar koyun sürüsüne daldıkları zaman neler olur?

·         Bizim kontrolümüzden geçmeden tek bir tebliğ dahi halka ulaşmayacaktır. Tüm haberlerin, dünyanın dört bir yanından bürolarına haber yağan birkaç ajans kanalı ile yayınlanması, bu amaca yaklaştığımızı göstermektedir. Bu ajanslar, sonuçta tamamen bizim olacak ve bizim onlara emrettiğimiz doğrultuda yayın yapacaklar.

·         Diğer bütün inanç sistemlerini dünya üzerinden kaldırmalıyız. Tüm inançların içini boşlatmalı birbirine paralel haline getirmeliyiz.

·         Dünyadaki her ülkede hür mason locaları kuracağız ve çoğaltacağız. Bu localara kamu faaliyetlerinde şöhreti olan ya da olabilecek herkesi çekeceğiz. Çünkü bunlar bizim başlıca haber alma mekanizmamız ve tesir birimlerimiz olacaklar. Bütün bu locaları sadece bizim bildiğimiz ve başka kimsenin bilmediği, Siyon liderlerimizden oluşan bir merkezi idare altında birleştireceğiz.

·         Avukatlar şahsi çıkarları için çalışan, en çok ödeme yapan tarafın kazanması için uğraşan, belirli bir ücret karşılığında çalışıp kamu yararını önemsemeyen birer raportörler haline getirileceklerdir.

·         Basın yoluyla ve zekice derlenmiş tarih dersleriyle; isyankârları, toplum yararı için savaşan kahramanlar olarak göstereceğiz. Böylelikle sözde kahramanlar, liberal grupların çoğalmasını sağlayacağız.

·         Yahudi olmayanlar için yarattığımız ekonomik krizlerin nedeni, tedavüldeki parayı çekmemizden başka bir şey değildir. Devletlerdeki parayı çekmekle, devletler sürekli borç almak durumunda kaldılar ve bu borçlar faiz ödemeleri ile birleşerek devlet bütçelerinin üzerine çullandı ve onları bu sermayeye muhtaç köleler haline getirdi.

·         Eğer bugün, Yahudi olmayan devletlerin idaresindeki bakanlar ve senatörler arasındaki rüşvet zincirlerinin oluşmuşsa kuşkusuz bizim eserimizdir. Finansal konularda yeteneksiz yöneticilerin görev almasında, Yahudi olmayan devletlerin hazinelerinin bizim hazinemize yüklü miktarda borçlanmalarında da bizim çok büyük payımız vardır.

·         Günümüzün en büyük gücü olan altın gibi madenler ve para avuçlarımızın içindedir. İki gün içinde dilediğimiz miktarda altını ve parayı depolarımızdan tedarik edebiliriz, her türlü ekonomik manipülasyonlarla küresel krizler çıkarabiliriz.

·         Biz Davut’un soydaşları olan Yahudiler, dünya hâkimiyeti adına insanlığın desteğini almak için tüm kişisel arzularımızı bir tarafa koyabilmeli ve ülkümüz olan “ziyon” için mücadele etmeliyiz

*

Görülüyor ki Siyonistlerin liderliğinde dünya hâkimiyeti için yapacakları tüm eylem planları yüzyıl öncesinde kâğıda dökülmüş ve günümüze kadar da işlenmiştir.

Önce sloganlar üretim “Hürriyet” adı altında sokak olayları tertip edilmiş ardından ihtilaller sahneye konulmuştur. Kendileri için tehdit olan İMARATORLUKLAR yıkılmış yerine kendilerine biat eden, satın aldıkları liyakatsiz, kabiliyetsiz idarecilere devletçikler tahsis etmişlerdir. PARA ve GÜCE sahip olacak alt yapıyı kurmuşlardır. Bugünün çok uluslusu şirketleri ve sektörler yüzyıllar öncesinde planlanmıştır.

Ahlaki değerler çürütülmüş, nesiller alkol ve uyuşturucu batağına sürüklenmiştir. Alile yapısı ve kutsallığı kirletilmiştir. Bu yapılanların hepsi tek noktadan koordine edilmekteydi. Koordinasyon merkezi ise masonik örgütlerdir.

KAOS varsa bilinmeli ki o noktada Siyonist yapıların ajanları vardır. Terör, finansal krizler, salgın hastalıklalar ve savaşlar…

Dünya medyası ve haber ajansları para ile satın alınmış ve kendi istedikleri şeklide haberler yazılmış, çizilmiştir. Yine kendilerine hizmet eden köşe yazarları, medya fenomenleri ve şöhretli kimseler icat edilmiştir.

Geçmişinden ve kültüründen habersiz nesiller türetebilmek için eğitim sistemine müdahale edilmiş ve “gerçek tarih” gizlenmiş yerine kendi yazdıkları uydurma tarih ve kültür dersleri öğretilmiştir.

Toplum gözü kapalı adeta koyun sürüsü gibi yönlendirilmiştir. Suç ve anarşizm artmış, bunları ise duygusuzca savunacak çıkarcı avukatlar sisteme dâhil edilmiştir.

Asıl önemlisi de bu Siyonistlere “dur diyecek” kimselerin çıkmaması için de gerekli adımlar asırlar öncesinden planlanmıştır. Yahudi olmayanlar arasına fitne ve düşmanlık sokulmuş ve günümüze kadar da bu fitne ateşi harlanmıştır.

Peki, ne yapmalıyız?

Zaman “bir” olma zamanıdır.

Önce kendimizi, ailemiz sonra elimizin uzanabildiği yakınlarımızı, esen bu siyon rüzgârından korumalıyız. Özümüzü temsil eden sivil toplum örgütleri ile birlikte hareket etmeliyiz. Neslimizi medya canavarına yem etmemek için mücadele etmeliyiz. Aykırı düşünceleri dinlemeli kavga etmemeliyiz. Kutuplaşmaktansa ortak değerler üretmeli, yuvarlak masa başında ülkemiz ve gençlerimiz için projeler üretmeliyiz. Bizlilerin arasına fitne tohumu serpenlere fırsat vermemeliyiz.