Trump ve ekibi görevi devraldığından beri birçok ezberi bozmaya devam ediyor. Önce Dünya Sağlık Örgütüne, sonra Birleşmiş Milletlere racon kesti.

Avrupa merkezli küresel statükoya görünmeyen bir savaş açtı. Son gelişmeler, özellikle Ukrayna-Rusya odaklı barış masası ve ABD ile Rusya’nın yakınlaşıyor olması, Avrupa’yı fazlası ile rahatsız etti.

Avrupalı devletler bu konuda aşırı derecede endişeliler. Kendilerini güvende hissetmiyorlar.

Trump sonrası esen sert rüzgârların NATO şemsiyesini savuracağı konuşulmaya başlandı.

NATO'nun amacı politik ve askeri vasıtalarla üye ülkelerin özgürlüğünü ve güvenliğini temin etmektir. Yaklaşık 75 yıldır da Avrupalı üye devletle bu güvence ile savunma ve askeri alanda rahatlamış akabinde yatırımlarını, harcamalarını daha çok halkın refahı ve sanayileşmeye üzerinde planlamıştır.

Ancak bu düzen Trump’ın politikaları ile şu günlerde sarsılmaktadır.

Amerikan Wall Street Journal gazetesinin “Trump’ın Rusya’yı kucaklaması NATO ittifakını çatırdatıyor” başlıklı makalesinde görüşlerine yer verilen eski NATO komutanı, emekli ABD’li amiral James Stavridis, “NATO’nun son günlerine gelmiş olmamızdan endişe ediyorum” ifadelerini kullanarak dikkat çeken bir analiz paylaşmış. Trump’la başlayan Washington’daki politika değişikliğinin İttifak’a kalıcı zarar verebileceğine dikkat çeken Stavridis, NATO’nun çökmek üzere olmadığını ancak “hiç olmadığı kadar gürültülü bir şekilde çatırdadığını” ekleyerek meseleninim ciddiyetini ortaya koymaktadır.

Bu ifadeler ister istemez Avrupa’da gerilime neden oldu. Avrupalı devletler NATO’nun alternatifi için arayışa girdiler.

Evet, NATO’nun gücü ve etkisi artık tartışma konusudur.

NATO ittifakının geleceğine dair şüpheler hiç olmadığı kadar gerçektir.

Bu konuda Trump’ın ekibinde yer alan önemli isim Elon Musk’ta, ABD’nin NATO’dan çekilmesini destekleyen açıklamaları olmuştu. ABD Hükümet Verimliliği Bakanlığı’nın (DOGE) başında bulunan Musk, bir sosyal medya kullanıcısının:

“ABD’nin NATO ve BM’den çekilme zamanı geldi” paylaşımına “Ben de bunu destekliyorum” yanıtını vermişti.

*

 Bu gelişmeler Avrupalı üyeleri yeni arayışa yöneltmeye yetmektedir. Anlaşılan o ki Avrupa kendi başının çaresine bakması gerekmektedir.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ABD’nin Avrupa’ya yeterli güvenlik garantisi sağlamayabileceği konusunda uyarıda bulunarak, Washington’un sunduğu nükleer caydırıcılığa alternatif bir sistem oluşturulması gerektiğini altını çizdi.

Macron, Avrupa’nın savunma yeteneklerini artırmak için nükleer caydırıcılık konusunda bir tartışma başlatmaya hazır olduğunu açıkladı. Avrupa’da sadece Fransa ve İngiltere’nin nükleer silahlara sahip olduğunu hatırlatan Macron, “Bizim bir kalkanımız var, onların yok. Ve artık Amerikan nükleer caydırıcılığına güvenemezler. Bu noktada stratejik bir diyaloğa ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

Avrupa’nın içinde bulunduğu duruma karşın Rus tarafı ise oldukça memnun.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin yeni dış politika yaklaşımlarının Rusya’nın vizyonuyla örtüştüğünü söyleyerek adeta NATO ittifakına gönderme yapmıştır.

ABD ve Rusya’nın ittifakına karşın Avrupa dışarda bırakılmıştır. Bu gelişmezler daha önce hayal bile edilemezken bugün yaşanılıyor olması dünyada dengelerin değişeceğine işarettir.

Emmanuel Macron, Rusya’nın, Fransa ve Avrupa için bir tehdit haline geldiği belirterek, AB üyeleri için ortak bir ordu kurulması gerektiği seslendir. Bu konuda Paris’te tüm Avrupa ülkelerinin ordu komutanlarının katılacağı bir toplantı düzenleneceğini ve ivedilikle NATO’nun alternatifi bir örgütlenmeye gidileceğinin işaretini verdi.

Özellikle Macron, ABD’ye artık güvenemeyeceklerini bu konuda hazırlıklı olmaları gerektiği ifade etti.

Anlaşılıyor ki artık NATO görevini tamamlamış ve emekliye ayrılması yakandır. Avrupa muhtemelen güvenlik endişeleri gerekçesiyle yeni bir yapılanmaya gidecektir ve yine muhtemelen Türkiye’de bu oluşumda yerini alacaktır.

Benzer endişeler Türkiye içinde geçerlidir. NATO dağılırsa Türkiye caydırıcılık adına mutlaka bir örgütlenmeye dâhil olmalı veya kendi bir örgütlenmeyi oluşturmalıdır.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın şuan için bir ortak ordusu mevcut değil bu konuda çalışmaların hızlandırılması elzemdir. Bir TURAN ORDUSUNUN kurulaması bu bağlamda gereklidir.

Ümmetçi- İslam kimliği ile de uluslararası arenada boy gösteren Ankara, İslam ülkeleri ile bağlarını gevşetmeden askeri/savunma işbirliğini güçlendirmeye devam etmedir. Pakistan örneğinde olduğu gibi nükleer caydırıcılık için de adımlar atılmadır.